Değerli okurlarım bugünkü yazımda Almanya’dan bahsetmeye çalışacağım. Dünyanın dördüncü büyük ekonomisine sahip Almanya Kuzey Batı Avrupa’da yer alır. Nüfusu 2021 yılı itibarıyla 83 milyon olarak tespit edilen ülke 16 eyaletten oluşmaktadır. Ülkenin 3 Ekim 1990 tarihinde Demokratik Almanya Cumhuriyeti ile birleşmesi sonucu sınırları genişlemiştir. Almanya; kuzeyde Danimarka, batıda Hollanda, Belçika, Lüksemburg ve Fransa, güneyde İsviçre ve Avusturya, doğuda ise Polonya ve Çekya ile komşudur. Ayrıca ülkenin kuzeyinde Kuzey Denizi ve Baltık Denizi yer almaktadır.
. Resmî adı: Almanya Federal Cumhuriyeti
. Yönetim şekli: Federal Cumhuriyet
. Başkenti: Berlin
. Yüz ölçümü: 356 970 km²
. Nüfusu: 83 milyon
. Kişi başına düşen milli gelir: 41 244 ABD Doları
. Okuryazar oranı: %99,5
. Yıllık nüfus artış hızı: %1,19
. Ortalama yaşam süresi: 82,5 yıl
Ülkede yükselti ortalamaları genel olarak kuzeyden güneye doğru artmaktadır. Almanya, yeryüzü şekilleri bakımından Kuzey, Orta ve Güney Almanya olmak üzere 3 coğrafi bölgeye ayrılır. Kuzey Almanya, yüksekliği 50 metreyi aşmayan ovalardan oluşan bir bölgedir. Orta Almanya, genelde yükseltinin 1000 metreyi geçmediği plato ve tepelerden oluşan bir bölgedir. Güney Almanya ise diğerlerine göre oldukça yüksek bir bölgedir. Yaygın bir akarsu ağına sahip olan Almanya’da Ren Nehri’nin ülkeden geçen kesimleri ulaşım açısından oldukça elverişlidir. Almanya’da bizdeki Karadeniz iklimine benzeyen ılıman okyanusal iklim şartları hâkimdir. Ülkenin güneyine doğru denizden uzaklaşılması ve yükseltinin artmasına bağlı olarak karasal iklim koşulları görülür. Kuzeyinde ise yağışın mevsimlere düzenli dağıldığı her mevsim yağış alan yazın serin kışın ılık okyanusal iklim görülür. Ülkenin güney ve orta kesimlerinde ise yükselti ve karasallığın etkisiyle karasal iklim koşulları egemendir. Almanya 83 milyon nüfusuyla Rusya Federasyonu’ndan sonra Avrupa’nın en kalabalık ikinci ülkesidir. Tabi Türkiye’yi Avrupa ülkesi olarak saymazsak aynı şekilde Rusya’yı da. Almanya’da da nüfus artış hızı düşük, genç nüfus oranı az, ortalama yaşam süresi uzundur. Ülkenin en büyük şehri 3,6 milyona yaklaşan nüfusuyla Berlin’dir. Hamburg, Münih ve Köln ülkenin diğer önemli şehirleridir. Almanya’da tarım modern yöntemlerle yapılmaktadır. Gıda ihtiyacının %70’ini kendi karşılayan ülkede tarımsal verim oldukça yüksektir. Almanya’da en çok buğday, arpa, mısır ve şeker pancarı yetiştirilmektedir. Kuzeydeki verimsiz alanda ise mısır, çavdar, patates gibi bitkilerin tarımı yapılmaktadır. Almanya, kömürü dışarda tutarsak doğal kaynaklar bakımından zengin değildir. Bu nedenle sanayi faaliyetleri açısından gerekli ham maddenin çoğunu dışarıdan almaktadır. Ancak sahip olduğu önemli kömür yatakları sayesinde sanayileşme sürecine ilk başlayan ülkelerdendir. Almanya, günümüzde Avrupa’nın en büyük, dünyanın da dördüncü büyük ekonomisine sahiptir. Ülkede otomotiv, savunma, kimya ve elektronik sanayi kollarının yanı sıra ticaret, finans, eğitim, sağlık, turizm gibi hizmet sektörleri de gelişmiştir. Almanya sanayisinin ne kadar güçlü olduğunu anlamak için dünyanın birçok ülkesinde yollarda olan Mercedes, Audi, BMW, Opel gibi araçlara bakmamız yeterli olacaktır. Almanya’nın 2021 yılı ihracat ve ithalat verilerini araştırdım, buna göre Almanya’da 2021 yılında 1 Trilyon 375 milyar Avroluk ihracat rakamları ile neredeyse bizim 10 katımız ihracat (dış satım) yapmış, Almanya’nın ithalatı ise 1 Trilyon 200 milyar Avro. İktisatçı değilim ama zannedersem bunu söylemek için iktisatçı olmaya gerek yok. Almanya 2021 yılında 175 milyar Avroluk fazla vermiş. Bizde durum ne peki ihracatın ihracatı karşılama oranına baktım TÜİK verilerine göre ihracatımız geçen yıl 225 milyar dolar olmuş ithalat ise 271 milyar dolar. Tabi bunu Avroya çevirsek bu sayı biraz daha düşecek. Sözün özü Almanya’nın + 175 milyar Avroluk fazlası varken bizim- 50 milyar dolarlık açığımız var.
Bu durum benim içime sinmiyor açıkçası. Almanya, iki büyük dünya savaşından yenilmesine rağmen nasıl oldu da dünyanın en büyük ekonomileri arasına girdi. Biz siyasi çekişmeleri, ayrışmaları, popülist seçim odaklı politikaları bir tarafa bırakarak dünyanın en büyük 5 ekonomisi arasına nasıl gireriz, Türkiye’yi bölgesel ligden çıkıp küresel lige nasıl çıkarırız, çocukların açlıktan hayatlarını kaybetmediği, babaların çocuklarının isteklerine cevap veremediği için kendi hayatına son vermediği, gelir dağılımının dengelendiği, daha müreffeh bir Türkiye’yi nasıl inşa ederiz biraz ona kafa yorsak daha iyi olur diye düşünüyorum.
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?