Analiz!

Merve Tanrıöver
Merve Tanrıöver
Analiz!
19-09-2015

Seçimlere eğer erkene alınmazsa 7 aylık bir süre kaldı.

Adaylar artık yavaş yavaş ortalığa çıkmaya başlarlar.

Yalnız bu seçimin iktidar açısından diğer seçimlerden önemli bir farkı var. Çünkü;

Hazine tam takır. Satacak birkaç şeyde kalmadı. Dağıtılacak para lazım …

Büyüme hedefi küçültüldü.

İşsizlik ve enflasyon yükselişte

Hükümet düşünüyor; meydanlara indiğimizde vatandaşa ne anlatacağız, nasıl pembe tablolar çizeceğiz,  millete ne vaat edeceğiz?”

Artık ak, dediklerinin kara, kara dediklerinin ak, olduğu tescilli. Sokaklar, hapishaneler, bankalar, hastaneler vs. buna şahit. Siyaset üstü bir kurum olan cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Erdoğan’ı da aynı korku sarmış vaziyette…

Bundan dolayıdır ki, Erdoğan, 76 milyonun değil AKP’nin genel başkanı gibi konuşuyor…

Evet, 12 yıllık AKP iktidarları, milletimize karşı 40 yıllık siyasi anlayışlarındaki bütün kozlarını oynadılar.

Dünyalık karşılıklarını da aldılar.

Dün garibandılar, bugün en tepedeler. Dün fakirdiler, bugün en zenginler.

Dün itilmişleri oynuyorlardı, bugün iten rolündeler.

İktidara gelmeden önce ABD, İsrail dünyadaki terörün kaynağıydı. Şimdi kadim dost, “stratejik ortak” ve ticarette zirve… Dün AB, “Katolik Hıristiyanlar Birliği” idi. Şimdi olmazsa olmazları…

İç siyasette ise özellikle 12 yıllık iktidarları döneminde her sıkıştıklarında şikâyet, itham, tehdit bazında başörtüsü kozunu kullandılar. İmam-Hatip kozunu kullandılar. Cumhurbaşkanlığı kozunu kullandılar. Yargı kozunu kullandılar. Ergenekon, Balyoz kozunu kullandılar. En son F. Gülen kozuyla durumu epeyce idare ettiler. Şimdi elde sadece papaz kaldı. Hem de sinek papazı…

Ve Ortadoğu’da öyle bir yangın çıkartıldı ki, gittiler bu yangına kendi elleriyle ortak oldular. Ortadoğu yangınını, yol yaptık, köprü yaptık, tünel açtık vs. söylemleri de söndüremez. Ateş giderek büyüyor. Ne yapacak bu iktidar!

Ne yapacağının şifrelerinin bugünden veriyorlar. Hükümet, cumhurbaşkanı Erdoğan ile adeta el ele suçlu arıyor, hedef arıyor, meydanlarda gerçekler değil hedefler öne çıkartılıyor. Ama hangi yana dönseler, hangi aynaya baksalar hep kendilerini görüyorlar.

Doğu illerimiz dünde kaynatılıyordu, bugünde… Ne demiştiler; “Doğuda yaşananlar bir terör hareketi değil halk hareketidir”. “Diyarbakır, ABD’nin planladığı BOP’un yıldızı olacaktı”. Teröristle oturdular, anlaştılar. “Artık analar ağlamıyor” diye milletten alkış aldılar. Yasalar peş peşe çıkartıldı. Terörden tutuklular serbest bırakıldı. Şimdi ise ortalığı yakanların, pusular kuranların AKP kanunlarıyla serbest kalan teröristler olduğu resmi ağızlardan itiraf ediliyor…

PKK, bu sessizlik döneminde şehir yapılanmalarını tamamladı. Örgüte katılımlar zirve yaptı. Örgüt gençleştirildi. Siyasette teşkilatlandılar, paralandılar Her ilde örgütlendiler ve öyle bir noktaya geldiler (cesaretlendirildiler ki) TBMM kürsüsünden devletimize, milletimize, Ordumuza ithamlar sıraladılar, hakarete varan cümleler kurmaya kalktılar.

Hani yol yaptık, diyorlar ya! Terörün, teröristin dağdan, meclise kadar gelen yolunu da AKP yapmıştır. Şimdi doğu yanıyor. Binden fazla devlet kurumu bir o kadar araç yakıldı. Mağazalar, bankalar talan ediliyor. Asker ve polisimize pusular kuruluyor, şehitler verdik, veriyoruz. AKP bir yandan bu eylemleri gerçekleştiren terör örgütüne (PKK’ya) tehditler savururken diğer taraftan da kendine mazeret arıyor. Ama dedim ya! Bütün aynalarda kendisini görüyor…

Kimi bulacak, kimi hedef gösterecek, yem olarak milletin önüne kimi atacak? Esad’ı sebep göstermeye kalkıyorlar. Tutmadı. Gezi zihniyetini ortaya attılar. Yemedi. Ergenekon ruhu, denildi. Ruh çağıramadılar. HDP’yi suçluyorlar. HDP, biz stratejik ortağız, mantığını ortaya koydu…

Son koz olarak ta, her zamanki gibi yine muhalefete e yöneldiler. Ama bu sefer duvara tosladılar. Çünkü muhalefet liderleri bu ateşin başladığı daha ilk gün; “Bayrak bizim ortak değerimizdir. Bu bayrağın altında yaşamaya kabul etmeyenler çeksin, gitsin… Atatürk tüm dünyanın kabul ettiği bir kahramandır. Atatürk’e saldıranlar bu topraklardan gitsin” duruşu gösterdi.

Sokaklara çekilmek istenilen MHP oyunlarına gelmedi.CHP itibar etmedi.

Ellerinde kala kala yine okyanus ötesine yüklenmek kaldı…

GÜNÜN SÖZÜ

Yanlış anlayanlar tarafından söylenen bir doğrudan daha kötü hiç bir yalan yoktur.”

TEBESSÜM

Temel’in karısı vefat etmiş. Cenaze namazı kılınmış, cemaat tabutu sırtlamış tam camii den cenazeyi çıkartacaklar, tabut camiinin kapısına çarpmış. Tabuttan bir inilti duyulmuş. Hemen açmışlar tabutu. Öldü sanılan kadın yaşıyormuş. Hemen hastaneye götürmüşler ve kadın 10 sene daha yaşamış.
10 sene sonra kadın ölmüş. Yine aynı camii de cenaze namazı kılınmış. Tam tabutu camiinin kapısından çıkartacaklar, birden Temel’in sesi duyulmuş:

– Uşaklar gözünüzü seviyim şu kapiya tikkat edun da!

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?