Yüksek egonun sarhoşluğuyla sana yardımcı olmaya çalışan bir çalışanı önce tokatla.Sonra da gelen baskılar sonrası özür dile.Hatta işten olmak korkusuyla üzerinden epey zaman geçtikten sonra pişmanlığı dile getirmeye çalış. Eski bir Antep atasözünün de dediği gibi “aş sıcakken yenilir.”Diye.
Hafta sonu ne yazık ki hepimizi üzen ve ilimizin olumsuz olarak sosyal medyanın diline düşüren bir skandal yaşadık.Kendini bilmezin ego patlaması yaşayan küstahın birisi işin, yapmaya çalışan gazeteci arkadaşımızı utanmadan tokatlıyor.Öyle ki bugün ki ulusalların,yerel ve genel basının hatta magazin masalarının konusu ne yazık ki Gaziantep’te yaşanan talihsiz olay konuşulmaya devam ediyor.
Kendini bir halt sanan,sözde gazeteci ismi bile lazım olmayan şahsın bütün ülkenin nefretini kazanan davranışı aslında bu sektörde çalışan şu veya bu yolla gücü ele geçiren bazı küçük insanların maskesiz hallerinin gerçek yüzlerinin gözler önüne serilmesine de ayna oldu.
Penguen de denilen bu türlerden sadece ulusallarda konuçlanıyor sanılmasın. Yerellerde hatta bizde de mevcut.Sayıları her ne kadar çok değilse de halk dilinde “ neydim,noldum delisi “olanlarımız var.Her dönem bir iki tane böyleleri çıkar sonra mum gibi eriyip giderler ama sanki bu dönemde siyasi dayanakların etkisiyle sayılarında artış oldu gibi.Hatta dün sövdüklerinin,yerden yere vurduklarının sonrasında kapısını açanlar,boy boy foto çektirenlerde var.Biz buna tükürdüğünü yalamak diyoruz,onlarda fırsatçılık için her şey mübahtır diyor;anlaşamıyoruz.Komik kibir maskeleri arkasında gezenleri de bizler sadece,ti’ye alıyoruz,sahteliklerine gülüyoruz hatta zaman zaman acıyoruz bile..Para,güç,makam bunlar geçicidir,kimseler uzun süre yar olmaz,el değiştirir.Ama yetenek, kültür,ahlak, namus, karakter..gibi hasletler daimidir,kalıcıdır.Kişi ile mezara kadar birlikte gider.
GÜNDEME DAİR ÇILGIN SORULAR..
Habertürk’ teki skandal programın sonrasında eğer tamamı yayınlanmasaydı kimselerin olaydan haberi olmayacaktı. Sonrasında kuru özür bile dilenmiş duyumlarımıza görede.Soru şu ki;
- Neden programın tamamının, çekim arkasında yaşananların yayınlanmasına biranda karar verildi?
-Evet yapılan hareket tamamen yanlışken ortaya çıkarılması için neden iki gün beklenildi?
-Bu arada programın konuğu Sayın Başkanımız, hiçbir alakası yokken neden olayın içine çekilmeye çalışıldı?
-Sonrasında hatayı yapandan çok müdahale etmeyen konuşulmaya başlandı? Sosyal medyada gündem oluşturulmaya çalışılıyor?
-Ayrıca büyükşehir basın müdürünün da görevden alınmasına neden olan olayın dumanı üstünde tüterken arkasından böyle bir haber patlatılarak sayın başkanımız yıpratılmaya mı çalışılıyor?
-Birileri kasıtlı olarak ortalığı bulandırmaya mı çalışıyor? Yoksa tesadüf diyerek geçiştirmeye mi çalışılacak?
-Sayın başkan ve diğer ulusal kanallardan medet umanlar;asıl seçim bölgelerini seçmenlerini daha ciddiye alıp kendi yerel basınlarına daha fazla güvenmeyi,yer vermeyi anlayacaklar?
İleri ki günlerde bu soruların cevapları bir bir ortaya çıkacak gibi..
Sorular….sorular…sorular…
GÜNÜN SÖZÜ
Bir avuç toprak,
Biraz da suyum ben,
Neyimle övüneyim
İşte buyum ben…
Yunus Emre
TEBESSÜM
Nasreddin Hoca'ya yapılan şakalar tükenip bitmezdi. Akşehir'liler bir gün Hoca'ya takılır ve sorarlar. -Hocam senin evliyalar katında ulu bir kişi olduğun söylenir aslı var midir? Hoca'nın böyle bir iddiası elbette yoktur ama bir kere soruldu ya cevaplar; -Her halde öyle olmalı. -Böyle kişiler zaman zaman mucizeler göstererek bu özelliklerini herkese kanıtlar. Hoca madem kabullendin göster bir mucize görelim! Hoca; -Pekala simdi size bir numara yapalım der karşısında durmakta olan çınar ağacına; -Ey ulu çınar çabuk yanıma gel!... Tabii ne gelen ağaç var ne giden. Hoca yürümeye baslar ağacın yanına varır. Akşehir'liler; -Ne oldu Hoca ağacı getiremedin, kendin oraya gittin! diye gülünce, Hoca; -Bizde kibir yoktur, dağ yürümezse Abdal yürür, der.