“Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Sen ki, a'sara gömülsen taşacaksın...
Heyhat!
Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat...
Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.”
Mehmed Akif, büyük bir şair olduğu kadar belki ondan da fazla büyük bir fikir adamıdır aynı zamanda. Büyük bir coğrafyanın, büyük acıların, ümit ve ideallerin, büyük mücadelelerin, çöküş ve çalkantıların, dağılış ve yıkılışların... Safahat'ın şairidir.
Türk milletine değer veren Mehmet Akif Ersoy Türk milleti içinde gençliği ayrı bir kefeye koymuştur. Geçmişten günümüze kadar geçen zamanda da tüm toplumlarda gençlik referans noktası olmuştur.
Milli şairimizin nazarında da gençlik önemini her daim korumuştur. Çünkü Mehmet Akif Ersoy biliyordu ki gençlik geçmiş ile gelecek arasında köprü işlevi görebilir. Geçmişini unutmayan bir gençlikte varsa geçmişteki hatalarından ders çıkarır ve geçmişindeki hataları bir daha tekrar etmemek üzere terk eder. Böyle toplumlarda her alanda diğerlerinden bir adım daha önde olur.
Mehmet Akif ile, Tevfik Fikret in iki genç modeli vardır.
Akif in ki Asımdır;Türk gelenekleriyle yetişmiş vatan ve İslam sevgisiyle yoğrulmuş,özü sözü doğru bir gençlik…
“Âsım’ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gerçek;
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.”
Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale Savaşı sonrası yazmış olduğu Asımın Nesli şiiri birçoğumuz tarafından ezbere bilinir. Şair yukarıda belirttiğim mısralarda bir nesilden bahseder. Milli mücadeleyi kazanmamıza neden olan o güzel hasletleri içinde barındıran bu nesle de ‘Asım’ın Nesli’ adını vermiştir.
Asım, bir semboldür. Müslüman Türk gençliğini temsil eder. İnancı tamdır. Ülkesini işgal etmek isteyenlere karşı aklıyla, gücüyle mücadele eder. Kazanır. Bunun en canlı örneği Çanakkale Savaşı’dır.
Tevfik Fikret in ki ise,modern yetiştirilmiş,dini değerlerin çok gerilerde olduğu,yüzü batıya dönük,Avrupai ve modern bir gençlik..
Haluk batı eğitimi görmüş bir kişidir.Yurt dışına gitmiş dinini ve uyruğunu değiştirmiş ve bir daha da ülkesine geri dönmemiştir.Ve en sonunda ülkesindeki savaştan da kaçıp; sonrasında dilini,ismini ve dinini değiştirerek ölen bir nesildir..
Tevfik Fikret’in Haluk isimli çocuğunda bütünleştirdiği nesil projesine bir nevi cevaptır Asım.Ve bu topraklar canını severek ortaya koymuş Asımlarla kazanılmıştır..
Çok geç olmadan çocuklarımız için kararımız vermeliyiz artık..Nasıl bir nesil arzuluyoruz?
ASIM MI?HALUK MU?
Hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim.
İnan ki her ne demişsem görüp de söylemişim.
Şudur cihanda benim en beğendigim meslek:
Sözüm odun gibi olsun; hakikat olsun tek!
GÜNÜN SÖZÜ
Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum.
TEBESSÜM
Konfüçyüs”e sordular: “Bir ülkeyi yönetmeye çağrılsaydınız yapacağınız ilk işiniz ne olurdu?” Büyük filozof, şöyle cevap verdi: “Hiç kuşkusuz, dili gözden geçirmekle işe başlardım.Şöyle ki: Dil kusurlu olursa, sözcükler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılmazsa, yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz. Ödevler gereği gibi yapılmazsa, töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa, adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk, ne yapacağını, işin nereye varacağını bilmez. İşte bunun içindir ki dil, çok önemlidir!”