Ailemizde yaşanmış ibretlik bir olayı paylaşmak istiyorum sizlerle..
Karadeniz’in küçük bir ilçesinde görev yapmakta olan memur bir ailenin 8 yaşlarındaki çocuğu okul çıkışında karşıdan karşıya geçerken hız yapan bir sürücünün çarpması sonucu hayatını kaybeder.Aile perişan bir şekilde çocuklarının cenazesini Ankara’ya getirip defnederler.Çocuğa çarpan sürücünün ailesi sürekli acılı aileyi ziyaret ederler.Kısa bir süre sonra acılı aile başkentin göbeğinde bir daire satın alır.Acıları da çabuk küllenmiş gibidir.Fısıltılar, kan parası aldıkları yönünde olsa da reddederler ve evlatlarını öldüren sürücü ceza almadan beraat eder.
17 yıl sonra;
Rahmetli çocuktan sonra ailenin iki evladı daha olur.Bunlardan 17 yaşında olanı bir gece babasının arabasıyla hız denemesi yaparken dört çocuklu bir kadının ölümüne sebep olur.Aile perişan.Hapisteki oğullarını kurtarmak için ev ve araba satarak karşı tarafa kan parası öderler.
Sonuç;
17 yıl önce kanla gelen ev, 17 yıl sonla yine kanla gider..
“Ben çocuğumu düşünmek zorundayım” zihniyeti ile şehit eşinin üzerinden kan parası alarak daha önceden de çeşitli suçlara karışmış birinin sokaklara salınmasına müsaade eden şehit eşi! Sen ve senin gibi düşünenlere sözümüz var.
Eğer dik durmaya devam etseydin,zaten devlet sana ve çocuğuna sahip çıkardı.Merhametli olan halkımız da ortada bırakmaz, sahip çıkardı.İlk zamanlardaki dik duruşunu muhafaza edebilseydin eğer, bu gencin alacağı ceza şımarık aile çocuklarına da iyi bir ders olurdu.Ama hem sen hem de bizler bundan sonra bu şansıda kaybettik.Sayende paranın çirkin gücünü insanları nasılda satın alabileceğini bir kez daha gördük,kahrolduk.Aldığın kan parası ile artık ne alırsın bilmem ama, inan şimdiye kadar kanlı paraları güle güle yiyebileni tarihte yazmamıştır.
İstediğim gibi hata, yanlış,kaza… yapabilirim. Babam ve paracıkları sağ olsun!
HAMİŞ: Bundan öncede yazmıştım.Bizim ilimizde de baba paralarıyla hava atan, 18 yaş altı lüks araçlarla dolaşan, trafikte canavarı gibi gezinen ama nedense bir türlü yakalanmayan, takıldıkları mekanlarında ayan beyan olduğu sübyancıklardan bahsetmiştim.Bu şımarıklar gündür trafikte terör estirirken geceleri de hız denemesi yarışları yaparak tehlike saçmaya devam ediyorlar. Zaten Bu dava ve sonuçları hepsi için bir milat oldu.
GÜNÜN SÖZÜ
Karun, Musa'nın kavminden idi de, onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını güçlü kuvvetli bir topluluk zor taşırdı. Kavmi ona demişti ki: "Şımarma! Bil ki Allah şımarıkları sevmez."
TEBESSÜM
Katil, suçunu itiraf etti, yargıç da durumu jüri heyetine iletti. Biraz sonra jüri başkanı kararı açıkladı:
-Bu sanık suçsuzdur...
Yargıç adamakıllı kızdı:
-Canım, ne biçim iş bu!... Adam, ben katilim diyor suçunu itiraf ediyor sizde suçsuzdur kararına varıyorsunuz... Acaba, suçsuzdur kararını neye dayanarak verdiniz?
-Delilik efendim, delilik...
Yargıç bütün jüri üyelerini teker teker süzdü. Başını sallayarak :
-Sahi mi? 12'niz de mi?..