Nedir bu gündemden düşmeyen baklava polemiği? Üreticisi eleştirilere kulaklarını tıkamış yüksek fiyatlarını ateşli şekilde savunurlarken,yemek için heveslenenler ise çareyi alternatiflerinde aramaya başladılar.
Baklava pahalı kardeşim hem de çok pahalı.Her gün çıkıp polemik yapmanın,veryansın etmenin ne anlamı var ki? Fiyatı almış başını gidiyorken daha neyin kavgasını yapıyoruz ki..Gaziantep yemeklerinin özellikle astronomi kenti seçildikten sonra daha bir havalanması,alıcı bulması sevenlerini bir kez daha hüsrana uğrattı.
Türkiye’de bir gelenek vardır.Fiyatı yükselen ürün ne olursa olsun çıktığı fiyattan bir daha asla geriye düşürülmez,düşmez.Geldiği noktada kalır. Fıstık fiyatları istediği kadar gerilesin,maliyetler çekilsin,raydan çıkan çıkmıştır bir kere.Ne deseniz boş,ne kadar isyan etseniz de anlamsız.
Sonuç; kilosu 80-100 arasında havalı havalı gezinen baklava yerine alternatifler bulmaya bakın.Onlarında fiyatları yükseltilmeden!!!
NEZAKET BİR ERDEMDİR!
Nazik olmak,görgü kurallarını özümseyebilmek,bulunduğun makamın hakkını verebilmek..
Çevredeki dalkavuklar ne kadar şişirseler de, balon olmayı reddedebilmek..
Doğallıkla içselliği özümseyip harmanlayarak,muhteşem bir kombin ortaya koyabilmek..
Muhalifler nere de olursa olsun,nere de karşına çıkarsa çıksın var olması beklenen koltuğun hatırı ve ağırlığıyla egolardan sıyrılıp,arınmışlık sergileyerek bekleneni, yakışanı layıkıyla yapabilmek…
ANLAYANA….
GÜNÜN SÖZÜ
Edep sahibi, yediği tokadın sahibini aramaz, sebebini arar.
TEBESSÜM
Lafı uzatanlara ne yapmak lazım diye Farabi'ye sormuşlar.O da şöyle demiş;
-Uzun konuşanı kısa dinlemeli.
**
İngiltere kralı George ile görüştüğü sırada, Gandi'nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü vardır. davetten çıkınca bir gazeteci sorar.
-Kıyafetiniz, bir kralla buluşmak için yeterli miydi?
Gandi, hiç aldırmadan cevap verir:
-Kral, ikimize de yetecek kadar giyimliydi.
**
Eski çağlarda yaşayan bir filozof, daima gerçekleri söylediği için kralı kızdırmıştı. Kral filozofa ölüm cezası verdi ve ölmeden önce filozofun zekasıyla alay etmek için ona şöyle dedi:
- Ölmeden önce son bir cümle söylemene izin vereceğim. Bu söylediğin cümle doğru çıkarsa başın kesilecek; yalan çıkarsa asılacaksın.
Filozof, derhal bir cümle söyledi ve her iki ölümden de kurtuldu:
- Beni asarak öldüreceksiniz.
Onu asmaya götürseler, filozof doğruyu söylemiş oluyordu ki o zaman asılması değil, başının kesilmesi lazımdı.
Eğer başını kesmeye götürseler, o zaman yalan söylemiş oluyordu ki asılması gerekti.
Böylece, onu ne asabildiler, ne de başını kesebildiler!
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?