Uzun süredir bölgemizde, terör gurupları eli ile yönetilen Kürt-Arap, Türk –Kürt milliyetçiliği kavgaları, çekişmeleri artık halklarında uyanması,oyunların farkına varması ile eski etkisini kaybetmeye başladı.
Bölgeyi artık milliyetçilik oyunları ile uyutamayacağını anlayan sömürgeci batı, elde etmek için sabırsızlandığı bölge kaynakları için şimdi de ”B planını sahneye koymaya hazırlanıyor.
En büyük kankileri olan bölgedeki can dostları Suudların taşeronluğu ve desteği ile Ortadoğu’da ve de ülkemizde mezhep çatışmaları başlatıp bundan sonra da bu yolla insan kanı dökmek, kaos yaratmak hevesindeler.
İran’da bu oyunlara karşı her zaman ki gibi Rusya ile işbirliği içinde ve Ortadoğu’daki Sünni kuşağı içinde bir Şii hareketi başlatmaya çalışmakta.
Suud’lar yaz başından beri alttan alta yürüttükleri mezhep politikalarını Ayetullah Nemri’yi idam ederek alevlendirdiler. Ve İran ile de savaş noktasına geldiler.
Suudlar batılı efendilerinin de emri ile yeni idamlar gerçekleştirebilirler ki bu da önemli Şii nüfusu bulunduran Suud’da iç savaşında fitilini ateşleyebilir.
Şimdi Suudlar durup dururken neden böyle bir maceraya atılacak? Derseniz de, alınan her tavizin bir bedeli olacağı ve zamanı gelince de bu bedelin ödeneceğinin olmasıdır. Tıpkı besleyip büyüttükleri Saddam’ın zaman içerisinde kendilerine karşı çıkmasının bedelinin idamla ödediği gibi. Şimdi bedel ödeme sırası da Suudiler’ dedir.Efendilerine karşı çıkmak gibi de lüksleri olamaz.
Bu olayların bizi ilgilendiren kısmı ise İran medyasının Cumhurbaşkanımızın Suudi Arabistan ziyaretinden dolayı Nemri’nin idamının Türkiye ile ilişkilendirilme çabaları. Yani bizi idamların destekçiymiş gibi göstermeleri.
Biz NATO üyesiyiz. ABD’de Suudi Arabistan’ın tarafında ve bizimde yanında olmamızı istiyor.Tıpkı Suriye olayında Esat karşıtı olup bizi de hiç ilgilendirmeyen bir maceranın içine sokması gibi.Suriye macera da en büyük bedeli ödeyenlerin başında olduk ne yazık ki.Hükümet itiraf edemese de savaşın en büyük mağluplarından olduk.
Umarız ki bu sefer Suriye’de olduğu gibi yine ABD’nin tuzağına düşmeyiz ve gereksiz maceralara atılmayız.
Yanı başımız da mezhep savaşları başlatılıyorken bizde de Alevi- Sünni kavgasının fitilini ateşlemeye hazırlanıyorlar. Ama umduklarını asla bulamayacaklardır. Alevi kardeşlerimiz zaman zaman istenilmeyen saldırılara maruz kalsalar da hiçbir zaman istenileni vermemişleridir. Daha önceden de denenmiş ama hiçbir sonuç elde edilememiştir.
Alevi vatandaşlar bu sefer de oyuna da gelmez, kışkırtmalara da.
Nasıl yıllarca uyutulmaya çalışan Kürt kökenli vatandaşlarımız uyanmaya başlayıp PKK’nın gerçek yüzünü görmeye başladılar ise zaten yıllardır oyunlara alışkın ve temkinli olan Aleviler hiç ama hiçbir tahrike gelmez..
GÜNÜN SÖZÜ
İnsanlar makam ve derece için aşağılıklara katlanır, bayağı hallere düşer; yücelik ümidiyle aşağılık şeylerden lezzet alır.
MEVLANA
TEBESSÜM
Üç Amerikan askeri ıraklı bir amcanın bakkal dükkanına girerler.Alış veriş yaparken 'kahrolsun Amerika' diye bir ses duyarlar.Etrafa bakınırlar ve sesin bir papağandan geldiğini görürler.Bunun Üzerine Iraklı bakkal amcaya 'bu papağanı buradan yok et yarın geldiğimizde görürsek seni mahvederiz' derler. Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar.Çünkü papağanını çok sevmektedir.Derken aklına cami imamlarının papağanı gelir.Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve 'Hocam eğer sakıncası yoksa papağanları değiştirelim' der.Hoca kabul eder ve değişim gerçekleşir. Ertesi gün işgalci Amerikan askerleri gelir, papağanı görürler ve kızarak “biz sana bunu yok edeceksin demedik mi? Deyince; Bakkal amca” bu papağan o değil” dese de inandıramaz.Sivri zekalı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:”kahrolsun Amerika!! ses çıkmayınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler: -Kahrolsun Amerika! (ses yok) -Kahrolsun Amerika! (ses yok) -Kahrolsun Amerika! Ve papağan dile gelir: -Amin evlatlarım,aminnn.