Hocanın birine yağmur duasına çıkılacak bize önder olur musun? demişler.
Hoca sormuş:”İnanıyor musunuz?” Cemaat hep bir ağızdan ”evet” demiş”
-İnanıyor musunuz?
-Evet!
Öyle ise neden şemsiyeniz yok?!!!
**
Geçen hafta Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan ile Sayın Abdullah Gül’ün birbirlerine dış politikamız ile ilgili kinayeli atışmalarına sahne olduk. Bir önceki Cumhurbaşkanı görevdeyken şimdi eleştirdiği politikaların altına imza atıp uyum resimleri çizerken şimdi neyin eleştirisini yapıyor? Milletçe çokta anlayamadık!Ama Sayın Gül’ün Cumhurbaşkanını dinler iken yüzündeki ifadeyi de asla kaçırmadık!
Gerek başbakanlık döneminde gerekse cumhurbaşkanlığı süresince kaosa dönen dış politikamızın övgüsünü yapan Cumhurbaşkanı ise, “kabul ediyoruz, bazı dış politikalarımızda hatalıydık” demek yerine beraber yürüdüğü yol arkadaşını hedef alması, söz vurması ülkemiz istikrarı adına ne kadar güvenilir? Bilemiyoruz.
“Köşkten ayrılırken şimdi susuyorum, ama fazla susmayacağım; asıl intifadayı ben başlatacağım” sert çıkışını yapan Hayrünnisa Gül sahi bu yemekte neden yoklardı? Hani dostluk-kardeşlik falan filan vardı? Bizim bilmediğimiz neler nelerde oluyor acaba ?
**
Seçim öncesi HDP milletvekili Celal Doğan’ın aday adaylığını yerden yere vuran, demediklerini bırakmayan bizim tarafsız! bazı yerel basın mensuplarımız, şimdilerde neden Celal Doğanla görülme ve röportaj yarışına girdiler dersiniz? Ak Saray ziyaretinin etkisi desem çok mu abartılı olacak?Yok yok olmayacak!
**
Trafik sorununu çözdük-çözeceğiz, az kaldı-ne kaldı, bacınız her derdi çözecektir, seçim propagandasında bizleri heveslendiren Sayın belediye başkanlarımız, kazaların ramazanda iki katına çıktığı trafik kabusumuzdan kendileri kurtulmak için neden arka yolları kullanıp, trafikte aşırı hız yaparak ışıklarda zıplayıp, bizlerle beraber trafik kaosuna katılıp cehennemin içinde dans etmiyorlar acaba?
**
Sanayi ve Ticaret Odası sürekli kriz yok, istikrar çok, iflas yok,sıkıntı yok…yok ta yok ısrarlı açıklamalarını yaparken, bizler neden iflas eden işten çıkarılan insanların haberleri yapıyoruz? Madem ki hep beraber Şirinler köyünde yaşıyoruz sıkıntımız yok, İflas ederek bunalıma giren ve babasının mezarı başında intihar eden talihsiz iş adamı başka bir ülkede mi yaşıyordu?
**
“Ülkede istikrar var, güvenlik o biçim, açılım süper, PKK bitti” açıklamalarını duymaktan sıkıldığımız siyasetçilerimiz; bu yıl batı sahillerinde tatil planlarını iptal ederek, doğu ve güneydoğumuza neden aileleriyle birlikte karayolu ile turlar düzenleyip katılmıyorlar? Bizleri ikna etmiyorlar. Sözüm söz, kim sağ olarak,tek parça dönerse oyum onun olacaktır!
GÜNÜN SÖZÜ
TECRÜBE; HAYATIN KEL KALDIKTAN SONRA SİZE TARAK VERMESİDİR.
TEBESSÜM
Köylünün birisi, diğer bir köylüden “10 kilo buğday alacağı olduğunu” iddia ediyormuş. Aslında böyle bir alacağı yokmuş ama adam bir yalancı şahit bulup, mahkemeyi aldatıp, on kilo buğdayı almayı planlıyormuş. Yalancı şahit ararken Nasreddin Hoca “ben şahitlik yaparım” deyince adam pek sevinmiş. Öyle ya Hoca şahit olunca, Kadı efendi kolaylıkla karar verebilir.
Mahkemede Kadı efendi Hoca’ya sormuş :
– “Bu adamın şu adamdan on kilo buğday alacağı varmış. Ne diyorsun ?”
Nasreddin Hoca ;
– “Evet Kadı efendi. Bu adamın bu adamdan on kilo arpa alacağı vardır” deyince adam atılmış;
– “On kilo buğday diyecekti, dili sürçtü herhalde” demiş.
– “ Yalan olduktan sonra,ha buğday, ha arpa . Ne fark eder?” demiş Hoca.