Öyle bir ağlasam,öyle bir ağlasam ki çocuklar
size hiç gözyaşı kalmasa...!
Öyle bir aç kalsam, öyle bir aç kalsam ki çocuklar
size hiç açlık kalmasa
Öyle bir ölsem, öyle bir ölsem ki çocuklar
size hiç ölüm kalmasa...!
Aziz Nesin
Aile ve sosyal politikalar bakanımı Fatma Şahin döneminde kadın cinayetleri,çocuk istismarları, ölümleri hiç değilse bakanlığın gündemindeydi. Bir olaydan sonra bakan hanım ekranlara çıkar sorumlulardan hesap sorulacak.Yapacağız,edeceğiz..lerle gündemi doldururdu.En azından bakanlığın varlığından haberdardık.
Sonraki gelen bakanımızı “ Müslüman bir kadının börek yapmasını bilmemesi halinde ailesinin dağılacağı” yönündeki manidar ifadeleri ile hafızlarımıza kazındı.Kadınlar ve çocuklar ile ilgili çalışmalar mı? geçiniz efendim geçiniz..
“Bir kereden bir şey olmaz..” diyen aile bakanımızı da unutmadık unutmayacağız.
Son Aile ve Sosyal politikalar bakanımız ismini bilmeyenler için hatırlatayım Fatma Betül Kayan hanımefendi göreve belki de en yoğun gündemlerin olduğu dönemde geldi.Kadın cinayetlerindeki artışın yanına çocuğa yönelik cinsel saldırılarda ardı arkası kesilmeyen skandallar…Ve bakanımızla ilgili tek hatırlarda kalan ise sadece hastane ziyaretleri.
Çözüm mü?…Ne çözümü?
Demogojiler ,reklamlar artık bitsin.Toplumun geleninin istediği tecavüzcülere,canilere İdam gelsin,hadım cezaları uygulansın..yeter artık yeter dedikçe…sessiz çığlıklardaki artışı duymayan azınlıklar kulaklarındaki pamukları çıkarsın..
GÜNÜN SÖZÜ
Ne insanlar gördüm üzerinde elbisesi yok, ne elbiseler gördüm içinde insan yok.
Hz. Mevlana
TEBESSÜM
Adam bakmış, küçük oğlu Hz. İsa’nin resmi önünde dua ediyor. – “Tanrım
anneme, babama, büyük babama uzun ömür ver. Güle güle anneanne…”
Bir anlam verememiş bu duaya… Ancak ertesi gün acı haber gelmiş.
Anneanne sizlere ömür… Ertesi hafta adam bakmış çocuk yine duada: –
“Tanrım anneme babama uzun ömür ver. Güle güle büyükbaba…” Ertesi
gün büyük baba da ölmüş… Bir hafta sonra adam bakmış küçük çocuk
yine duada: – “Tanrım anneme uzun ömür ver. Güle güle baba…” Adam
ertesi sabah bir hastaneye gitmiş yatmış. Tetkikler, tahliller, kalp
elektrosu, röntgen çekimleri… Sapasağlam. Bakmış karısı iki gözü iki
çeşme ağlıyor. – “Ne oldu hanım?” – “Bizim postacı”, demiş hanım. “Ne
iyi adamdı. Bugün haber aldım. Ölmüş!”