DİLİN KEMİĞİ
BU RAMAZANA ÖZEL ORUCU BOZAN ŞEYLER..
Sakız bu Ramazanda da orucu bozar mı? Derseniz, ona rakip öylesine ameller türedi ki,bana göre artık kesinlikle bozmuyor. Yıllardır orucu bozup bozmadığını tartıştığımız sakız, insan oğlunun tartışmasız kokuşmuş ahlakının yanında o kadar masum, o kadar temiz kalıyor ki… boşu boşuna hep günahını almışız, vebaline girmişiz.
6 Şubat felaketinde sonra ciddi anlamda hiç birimizin tadı tuzu kalmadı. Binlerce insanımızın vefat ettiği yıkımların, kayıpların, acıların yanında kalan sağların zorluklarla mücadele etmeye çalıştığı sıkıntılı zamanlar yaşıyoruz. Yine bu dönem de olmazsa olmazlarımız, her felaketi finansal rantlara çevirmeyi iyi bilen fırsatçı ahlaksızlar akıl sınırlarımızı zorlamayı başardılar.
İlahi dinlerin ana temelinde hep güzel ahlak ve dürüstlük ilkesi gelir. O nedenle de Allah rızası için yapılan her amelde halis niyet önemliyken kul için yapılan ibadetler de boşa çekilen eziyetten ötesine gidemez. Bunu da ben değil yüce kitabımız öyle diyor. Aynı zamanda mağdurun duası da bedduası da ok gibi tutar diyor yüce dinimiz.
Bu Ramazan da emeğini ortaya serip yardım için çırpınanları da gördük, fırsatçılık yapıp, neredeyse deprem olduğuna sevinip cebini doldurma derdine düşenleri de…Takdir; Yüce Rabbimizindir.
Yüzyılın felaketinin gölgesinde yaşadığımız bu Ramazan’a özel oruca zarar veren ameller;
--- Depremden önce 2+1 3 bin liralık evini mağdur depremzede ye 15 bin kira, artı 3 kira bedeli depozito…zalimliği yapanlar..
----Dağ başında beş para etmeyen bağ evini korkudan ya da hasardan dolayı evine giremeyen insanlara fahiş fiyattan peşkeş çekenler…
----Depremzedeler için gönderilen yardımları depolarda saklayan, el koyup para ile satan, iyilerini aralarında bölüşen insan görünümlü şeytanlar…
-----Mağdur, gerçek ihtiyaç sahibi diye bakılmaksızın sadece partisine göre yardım, kömür, çadır, konteynır verilenler…
----Devletin emanet ettiği çadırları para karşılığı mağdurlara satanlar…
----Gerçek ihtiyaç sahiplerinin hakkına girerek büyük torpil ağını devreye sokarak hanımcığı korkuyormuş diye villasının bahçesine konteynır konduranlar.
---- Benzin kıtlığının da yaşandığı felaketin ilk günlerinde şehir dışından gelen yakıt dolu tanker yardımlarını bağ evlerine çektirenler….
---- Gıdanın her türlüsünde fırsatçılığın en üst limitlerini zorlarcasına, zalimce fahiş fiyat uygulamasına gidenler…
----Devletin sunduğu yardımları fırsata çevirmede level atlayan bazı uyanıkların ,peş para etmeyen gecekondularının kolonuna, duvarına kasıtlı zarar vererek para ve ev kapma yarışına girenler…
----Yapılan yardımları ihtiyacı olmadığı halde alıp para karşılığı peşkeş çekenler..
----Hiç alakası olmadığı halde piyasadaki ahlaksızlara özenip ederi fiyattan oturan kiracılarına baskı yapıp ,iki günlük dünyayı dar edenler…
Ve…finalde;
Deprem günü, bir bayat ekmeğe, bir şişe suya 50 lira isteyen esnaf kardeş, seni de buradan anmamak olur muydu? senin de Ramazanın mübarek olsun!!!
GÜNÜN SÖZÜ
Oruç; Şefkat ve merhametin kitaplardan kalplere hicret ettiği ihsan mevsimidir.
TEBESSÜM
Küçük kasabanın birinde, bir caminin tam karşısında arazisi olan adam, arazisi üzerine bir genelev inşa etmeye başlamış.
İmam ve cemaat buna şiddetle itiraz etmişler, ancak mal sahibinin kendi arazisi üzerine nasıl bir iş yeri açacağına da yasal olarak karşı çıkamamışlar. Tüm cemaatin tek yapabildiği şey, imamın öncülüğünde bu genelev için her gün beddua etmekten öteye geçememiş.
İnşaat ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala her nasılsa şiddetli bir yıldırım düşmesi sonucu genelev yerle bir olmuş.
Caminin cemaati bu olaydan duydukları büyük memnuniyeti saklamaya gerek görmemişler, ancak genelev sahibi adam, cami imamının ve cemaatin direk veya indirek olarak bu hasardan sorumlu oldukları iddiası ile camiye karşı tazminat davası açmış.
Cami imamı ve cemaat, savcılığa verdikleri savunmalarında bu konuda herhangi bir şekilde sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz etmişler, Bu olayın kendi dualarından dolayı meydana gelmiş olabileceği iddiasını da kabul etmemişler.
Gerekli tüm belgeler tamamlanıp mahkemeye günü geldiğinde hakim dosyayı dikkatle incelemiş ve taraflara dönüp:
"Bu konuda nasıl bir hüküm verebileceğimi bilmiyorum," demiş. ....Ancak dosyadaki tutanaklara bakarsak ortada tuhaf bir durum var. Taraflardan birisi duanın gücüne inanan bir genelev sahibi, diğeri ise duanın gücüne kesinlikle inanmayan bir imam ve cemaati...!"