DİLİN KEMİĞİ
BU TOHUMU SİZCE KİM EKEBİLİR?
Heyecanı ve çokta inandırıcılığı olmayan bir seçim atmosferine daha girmiş bulunmaktayız. Pahalılığın, işsizliğin ve yüksek enflasyonun hakim olduğu bir dönemde siyasetçilerin vaatleri ne kadar inandırıcı olacak bilinmez ama eski heyecanların inançların ve beklentilerin olmadığı bir dönemi yaşamaktayız.
Temiz bir toplum oluşturmanın yolu temiz siyasetten geçer. Temiz siyaset ise kuralları önceden belirlenmiş, ilkeli ve siyasi etik kurallarına göre işleyen bir sistem üzerinde yükselebilir ancak.
Geçmişi biraz kurcalayacak olursak, 1980 sonrasında, darbenin de etkisi ile ahlaki değerlerde çok hızlı bir çöküş başladı.
Güçlülerin kuralları belirlediği bir serbest piyasa anlayışı, üretmeden köşeyi dönme tutkusuna dönüşmüş, kolay yoldan para kazanmak bütün değerlerin üzerine çıkmaya başlamış, nasıl para kazanıldığı değil ne kadar para kazanıldığı sorgulanır olmuştur.
Bu süreçte adalet sisteminin oluşturduğu boşluğu mafyozi ilişikliler doldurmuş, bunlar siyaset bürokrasi üçgeninde yeni türedi zenginler ortaya çıkarmış, bu da güç dengelerini kökten değiştirmiştir.
----
Bir zamanlar Çin'de bir adam o kadar aç ve bitkin düşmüştü ki, dayanamayıp bir armut çalmış..
Adamı yakalayıp cezalandırılmak üzere İmparator'un karşısına çıkarmışlar. Hırsız İmparator'u görünce ona şöyle demiş;
"Değerli efendim, çok açtım,dayanamadım çaldım ve yedim. Beni affetmeniz için yalvarıyorum. Eğer affedersiniz size paha biçilemez bir armağanım olacak.."
İmparator dudak büker;
"Senin gibi birinde paha biçilemez ne olabilir ki?"
Hırsız, avucunun içindeki armut çekirdeğini uzatır ve;
"Bu çekirdeği ekerseniz bir gün içinde altın meyveler veren bir ağacın yeşerdiğini göreceksiniz.."
İmparator kahkaha atarak;
"Ek o zaman, altın meyveleri görünce affederim seni.." demiş.
Yoksul adam;
"Haşmetlim bu tohumu ben ekemem çünkü ben bir hırsızım..
Bu tohumu ancak, ömründe hiççalmamış, başkalarına hiç haksızlık yapmamış, yalan söylememiş biri ekebilir. Tohum o zaman gücünü gösterir, aksi takdirde onu ekeni zehirler, tarif edilemez acılarla öldürür. Sultanım, bu tohumu ancak siz ekebilirsiniz.."
İmparator irkilip, suratını asmış ve bir süre düşünüp, sonra hırçın bir sesle;
"Ben imparator'um bahçıvan değil, o tohumu başbakana ver eksin de altın meyveleri görelim." demiş..
Yoksul adam, tohumu başbakana uzatınca başbakan telâşe içerisinde İmparator'a dönüp itiraz etmiş.
"Ben ekim biçim işlerinde çok beceriksizim efendim, sihirli tohumu ziyan ederim. Bence bu tohumu hazinadar başı eksin.."
Hazinadar başı da hemen bir bahane buldu ve bu görevi başkasına devretmiş.Bir bir orada bulunan herkes sudan sebeplerle tohum ekme görevinden kaçınmışlar..
Sonra İmparator, doğan sessizliğin içerisinde bir süre düşünmüş. Başı önünde başbakana, hazinadara ve bütün görevlilere dik dik bakıp ;
"Hadi bakalım bu hırsız bahçıvana tohumun nasıl altın meyve verdiğini hep birlikte gösterip sevindirelim." Demiş.
Cebinden bir altın çıkarıp yoksul adamın tutması için atmış.
Herkesin ceplerinden sessiz sedasız birer altın çıkarıp adama vermesini izlemiş.
Sonra da gülerek;
"Bas git buradan be adam, bugünlük bu ders hepimize yeter." demiş..
Ortalığın toz duman olduğu şu günlerde tohumu ekecek temiz kimse var mı dersiniz?
GÜNÜN SÖZÜ
Dürüstlük kişinin bildiğini söylemekle... İşine geleni söylemek, arasında yaptığı seçime dayanan bir ahlak sorunudur.
TEBESSÜM
İki Yahudi arkadaş bir Katolik kilisesinin önünden geçiyormuş. Kilisenin duvarında, Katolik olmayanlara hitap eden büyük bir afiş asılıymış:
“ Bize gelip Katolikliği kabul ederseniz hemen 30 bin dolar nakit para alacaksınız! ”
Yürümeye devam eden iki arkadaş bu teklifin ciddi olup olmadığını tartışmaya başlamış. Bir hafta sonra, aynı kilisenin önünde yeniden buluşmuşlar ve biri diğerine sırrını açmış:
“ O teklifin ciddi olup olmadığını hala merak ediyorum. ” Bunun üzerine arkadaşından küçümser bir tavırla şu cevabı almış:
“ Ah siz Yahudiler, aklınız fikriniz para! ”
**
Koca;
- Hayatım bugün iş yerinde çok kötü bir kaza geçirdim. Ayşegül Hanım beni hastaneye götürdü. Birkaç tahlilden sonra sol kolumda bir kırık, boynumda bir çıkık ve sağ omzumda bir hasar olduğunu söylediler. Ayrıca sağ bacağımı da kesmek zorunda kalabilirlermiş.
Kadın;
- Ayşegül Hanım kim?