Türkiye haritasını eksiksiz çizip bölgelerine ayıran,üstelik şehirlerini dağlarını ovalarını eksiksiz yerleştiren,
İlkokulu bitirmeden İstiklal Marşının on kıtasını ezberleyip,çarpım tablosunu bir nefeste cevaplayan,
Dilekçenin en doğrusunu yazıp, bol bol kitap okuyup akıl oyunları gerektiren oyunları oynayan,
Büyüklerini sayıp küçüklerini seven,hayvanları koruyan,bayrağını ülkesini canından çok sevip kollayan neslin çocuklarından;
Hatay’ın yerini harita da gösteremeyen iktisatçı üniversiteli,
3 bölü 6’nın yarım olduğunu bilemeyen öğretmen,
Kıbrıs’ın yerini Güneydoğu Anadolu diye cevaplayan vatandaş,
Ankara’nın 13 ekim 1923’ ten beri başkentimiz olduğunu bilemeyen bir tıp öğrencisi..
Biz ne ara bu hale gelmişiz..
**
Eski Mısır devlet başkanı Enver Sedat’ı suikast sonucunda öldüren adama hakim sorar:
“Neden öldürdün?”
Katil: “Çünkü laikti”
Hakim: “Laik ne demek?”
Katil: “Bilmiyorum!!”
Mısır’ın en iyi edebiyat adamlarından Necip Mahfuz’u öldürmeye çalışıp başarısız olan sanığa hakim sorar:
“Neden vurdun?”
Sanık: “Sokak çocuklarının hayalleri adlı kitabı yazdığı için”
Hakim: “Peki sokak çocuklarının hayallerini okudun mu?”
Sanık: “Hayır!!”
Hakim, yazar Faraç Foda’yı öldüren üç teröriste sorar:
“Neden Faraç Foda’ya suikast düzenleyip öldürdünüz?
“Suçlular: “Çünkü kafir”
Hakim: “Onun kafir olduğunu nereden anladınız?”
Suçlular: “Onun kitabından”
Hakim: “Hangi kitabından anladınız onun kafir olduğunu?”
Suçlular: “Biz okuma yazma bilmiyoruz”
“Her kötülüğün anası her dönemde CEHALET olmuştur!”
GÜNÜN SÖZÜ
“Bilgisizlik, insanın gönül rızasıyla istediği bir talihsizliktir.”
- M. T. Cicero
TEBESSÜM
Madam Hayganuş’un kocası Agop ölmüş.
Hayganuş çok üzgün. Sevgili kocasının mezarının başında oturmuş ağıt yakıyor.
Komşuları, arkadaşları da elleri önlerinde bu dramatik anı saygı içinde sessizce izliyorlar.
Hayganuş’un kocası Agop’a yaktığı ağıt herkesin gözlerini yaşartıyor:
‘‘Ah Agop efendi ah... Sen ne güzel, ne alim adam idin...
Fransızca bilir idin...
İngilizce’yi, Alamanca’yı fevkalade konuşur idin...
Sen edebiyattan, fizikten, kimyadan, riyaziyeden çok iyi anlar idin...
Şiir bilem yazar idin...’’
İzleyenler suskunluk içinde bekliyorlar, ama ölçüyü kaçıran Hayganuş’un Agop’a sıraladığı övgüler bir türlü bitmek bilmiyor.
Artık biri dayanamıyor ve patlıyor:
‘‘Yahu Madam Hayganuş, amma da büyüttün ha!.. Agop’u hepimiz tanır idik. Rahmetli hiç de dediğin gibi bir adam değil idi.
Mesela, Fransızca filan bilmez idi. Şiir de yazmaz idi. Az biraz okuması, yazması var idi. Hepisi o kadar...’’
Madam Hayganuş, komşusunun bu sözlerini duyunca hemen ağlamasını kesmiş ve başını kaldırarak gururlu bir sesle şöyle yanıt vermiş:
‘‘Olsun... Heves eder idi.’’
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?