COĞRAFYA HAYATTIR, GELECEKTİR, KADERDİR

Fatih Gözüaçık
Fatih Gözüaçık
COĞRAFYA HAYATTIR, GELECEKTİR, KADERDİR
25-10-2021

İçinde bulunduğumuz çağ afetlerin, iklim değişikliklerinin, küresel ısınmanın ve daha birçok ekolojik sorunların yaşandığı bir çağ haline gelmiştir. Son zamanlarda orman yangınları, seller, taşkınlar, depremler, tsunamiler, volkanik patlamalar, heyelan, çölleşme, kuraklık gibi çevre sorunlarının arttığına şahit oluyoruz. Günümüzde dünyamız artık değişim dönemine girmiştir. Bu değişimi bazı ülkeler önemseyerek önlemler almaya çalışmakta, yaşadıkları afetlerden ve çevre sorunlarından ders çıkararak olası çevre sorunlarının önüne geçmek ve gelecek nesillere daha yaşanılası bir dünya bırakmak için harekete geçmektedirler. Coğrafya sadece yer adlarını, ülke başkentlerini ezberlemek değildir. Nasıl ki matematiğin çarpım tablosunu bilmek olmadığı gibi. Coğrafya jeopolitiktir, kültürel zenginliktir, turizmdir, sanayidir, ulaşımdır. Savaşlar bile coğrafi bilgilerle kazanılır. Sarıkamış harekâtında tek kurşun sıkmadan soğuktan donarak şehit olan binlerce askerimizi düşünelim. Hâl böyle iken acaba ülkemizde coğrafya eğitimi ne durumda? Bu soruya çok iyi yerlerde cevabını vermek isterdim ama maalesef. Coğrafya orta okullarda Fen bilimlerinin içerisinde Lisede ise 9 ve 10. Sınıflarda zorunlu 11 ve 12. Sınıflarda seçmeli ders olarak verilmektedir. Günümüzün sorunları coğrafya ile ilgiliyken durumun böyle olması üzücü. Afetlerden etkilenmemesi için yine ülkemizin yetiştirdiği Coğrafyacılar olarak faydalı işler yapmak istiyoruz. Almanya, Fransa, İngiltere gibi dünyanın önde gelen ülkelerinde Coğrafyacılar önemli işler üstlenebilirken ülkemizde coğrafya bölümü mezunları henüz meslek olarak tanınmamaktadır. Sadece öğretmenlikle yetinmek zorunda kalan binlerce coğrafya mezunu vardır ki, yüzde doksanı öğretmenlikte yapamamakta da ya farklı sektörlerde çalışmakta ya da işsizler ordusuna katılmaktadır. Oysa bu insanlar çevre ve şehircilik bakanlığı, orman bakanlığı, Afad gibi kurumlarda değerlendirilebilir. Çağımızın gerçeklerini ve dünyanın değişimini gözlemlemekle yetinmemek için Coğrafyacılara verilmekte geç kalınmış ‘’mesleki tanınırlık’’ hakkının verilmesi hayati öneme sahiptir. Sadece meslek statüsü bu bilimin önemi için yeterli kalmayacaktır. Eğitimdeki itibarı iade edilmeli ve zorunlu ders olarak eğitim bünyesinde yer almalıdır. Günümüz afetlerinden korunmak ve Coğrafya okur yazarlığının bir gereği olarak ‘’Afetler Coğrafyası’’ dersinin ayrı bir ders olarak ele alınıp tüm eğitim seviyelerinde okutulması zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır.


Var olan eğitim sistemi içerisindeki Coğrafya derslerinin kazanımları ve zorunlu ders saatleri düşünüldüğünde öğrencilerimize kazanımların bir yığın şeklinde verildiği göz önünde bulundurulmalı ve bunun pedagojik açıdan uygunluğu sorgulanmalıdır. Coğrafya derslerinin 11 ve 12. Sınıf düzeylerinde seçmeli olması 9 ve 10. Sınıflarda sarmal program içerisinde temel konuların -zorunlu-yüzeysel olarak üzerinde durulmasından kaynaklı bu önemli dersin özüne inilememesine, içselleştirilememesine yol açmaktadır. Ülkemizin jeopolitik gerçekliği ön plana çıkartılarak bu derse verilen önemin arttırılması gençlerimizin, gelecek nesillerimizin vatan bilincine sahip çıkarak ülkemize gereken önemi vereceği akıllardan çıkmamalıdır.


Ülkemizin yetiştirdiği biz Coğrafyacılar olarak çok uzun zamandan beri beklediğimiz meslek statümüze kavuşmak ve görevimizi en iyi şekilde yerine getirmek istiyoruz. Ayrıca eğitim düzeyinde ders sayısının arttırılması ve 11 ile 12. Sınıf düzeylerinde Coğrafyanın zorunlu tutulmasını ‘’her ders önemlidir fakat bazı dersler daha önemlidir.’’  Coğrafya dersinin yanında ülkemizin gerçekliği olan doğal afetlerin geleceğimiz olan çocuklarımıza en uygun aktarılma yeri olan okullarımızda Afetler Coğrafyası dersi ile bu doğal olaylarla nasıl başa çıkmaları ve afetlerin tanınması, öncesi, sırası, sonrası gibi altın kuralların içselleştirilmesinin önemini bir kez daha vurguluyoruz. Coğrafya bilimi yalnızca metinlerden okunarak öğrenilecek bir bilim değildir. Yaparak- yaşayarak öğrenmeyi temel aldığımız eğitim felsefemizin en çok parlaması gereken Coğrafya dersinin seçmeli olması doğru bir uygulama değildir. Sadece dersin seçmeli olması değil Coğrafyanın meslek olarak tanınması ve iş sahalarının genişletilmesi en önemlisi de Coğrafyanın içselleştirilmesi ülkemizin gelişmesi için elzemdir. Bu durumun düzelmesi ve bilime verilen önemin arttırılması için Millî Eğitim Bakanlığımızın ve yetkililerin gerekli düzenlemeleri yapması elzemdir.


Unutmayalım Coğrafyasını bilmeyen milletlerin tarihini başkaları yazar. Biz Türk milleti olarak her zaman kendi tarihimizi kendimiz yazdık. Bunda sonra da böyle olması için Coğrafya şart…

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?