Hep en çok konuşulmayı,number one olarak listelerde boy göstermeyi, reklamın her türlüsünü çok ama çok seven bir şehir olarak bu pandemi sürecinde de ne yapıp edip adımızdan çok söz ettirmeyi yine başardık.
Bu süreçte;
En çok cezayı biz yedik…
En kuralsız, kural ihlallerin de süper beyinleri dahi yakıp geçerek( ev damında üç yüz kişilik iftar yemeği…) vaka artışlarını yükseltmedeki il olduk …
En normalleşmeyi anormalleşme olarak algılayıp harala gürele eğlenmelere,saçma sapan kalabalık asker uğurlamalarına,gizli kapılar ardında yirmi metre karelik odalarda yüz kişilik nişan merasimlerine,piknik alanlarında bir ağaç altına kırk kişi gelecek şekilde mangalları yellemeye başladık…
Virüs bize teğet geçti…mi acaba? Değil çünkü vaka sayımız Türkiye ortalamasının da üzerinde hızla artmakta…
Sayın valimiz durumun ciddiyetine dair sürekli uyarı üzerine uyarılar yapıyor.Maskeyi çene altına değil yüzünüze takın,mecbur kalmadıkça evden çıkmayın,sosyal mesafeyi koruyun, diyor..diyor da caydırıcı cezalara da rağmen sorarım size uyarıları kaç kişi takıyor…
Basın organları,sağlık örgütleri, yetkililer kendini paralıyor ama kalabalıkların yoğunluğu azalacağına artmaya devam ediyor.Düğünler,kutlamalar,eğlenceler hız kesmeden kuralsızca yapılmaya devam ediyor.
Gastronomi ve kültür şehri unvanı ile gözde olmayı en çok konuşulan şehir olmayı beklerken, bunun için çırpınırken ne yazık ki bize en yakışmayacak olan pandemi sürecinde en kuralsız, duyarsız vurdumduymaz şehir unvanın da İstanbul,Ankara gibi zorlu rakiplerimizle kafa kafaya yarışıp birinciliği zorluyoruz..
Daha ne olsun!!!
--
FIRSATÇIYA BAYRAMSIN,
YIKICISIN HOYRATSIN,
SEN VİRÜS OLAMAZSIN,
CANIN ÇIKSIN CORANA.
BALO KURDUN MASKELİ,
GARGARASI SİRKELİ,
SEN DELİ BİZ DELİ,
CANIN ÇIKSIN CORONA
ÇİN MALI VİRÜSÜNE
TOPUNUN SÜRÜSÜNE,
YAŞAYANI ÖLÜSÜNE,
CANIN ÇIKSIN CORANA.
VİZESİZ GEZİYOSUN,
YOKSULU EZİYOSUN,
BAK ÜMMETİ ÜZÜYOSUN,
CANIN ÇIKSIN CORANA.
GÜNÜN SÖZÜ
Kaide bu!. kartalı çekiştirmezse eğer, bukalemunla tırtıl nasıl yarenlik eder?
Edmond Rostand
TEBESSÜM
Ormanda dolaşan 2 avcıdan biri birden bire yere düşer. Arkadaşı, düşen adamın nefes almadığını ve gözlerinin ferinin söndüğünü görür. Bunun üzerine telefonla acil yardımı arar.
''Arkadaşım öldü, ne yapabilirim'' diye sorar.
Telefondaki ses yanıtlar:
''Sakin olun. Size yardım edebilirim. Ama önce arkadaşınızın ölüp ölmediğinden emin olalım.''
Telefonda bir süre sessizlik olur ve bir silah sesi işitilir. Avcı telefonu tekrar eline alır ve şöyle der:
''Evet, tamam. Şimdi ne yapacağım?'
**
Devlet dairesinde memur olarak çalışan Temel bir gün kurum değiştirmek için müdürün karşısına çıkar, meramını anlatır: – Hapishanede gardiyan olmak isteyrım Temel, müdürünün de yardımlarıyla ceza evindeki işine başlamak üzere eski işyerina müdürü ile vedalaşmaya gelir. Müdürü Temel’e takılır: – oğlum işine bu kadar yardımcı olduk. Şimdi gidiyorsun, ne bir kuru teşekkür ediyorsun, ne de Allah razı olsun diyorsun. Bu ne biçim iştir? Temel saf saf yanıt verir: – Ey gidi müdürüm, senin bende emeğin çoktur. Teşekkür da bişey mi, sen bi içeri düş, bak ben seni nasıl kuru üzümle beslerim.
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?