Ülke olarak dolandırıcının her renginden olanına sahibiz. Övünsek mi dövünsek mi bilemedim ama, her gün bir yenisiyle karşılaşmamızın artık sürpriz olmadığı ülkemizde,hepimiz potansiyel olarak dolandırıcı şebekelerinin tehdidi altındayız.
Telefonla banka,terör dolandırıcıları,sahte artistik ajansları,yıllarca neler yediğimizi bilemediğimiz gıda dolandırıcıları,din kisvesine bürünen din dolandırıcıları…liste uzayıp gidiyor.
Son modelimizde,tipine baksan adamdan saymayacağın bir tosuncuk,içinde milletvekili,belediye başkanı,futbolcunun da olduğu binlerce akıllı insanı yağdan kıl çeker gibi tatlı tatlı kandırıvermiş.
Her görüntüsü ile dolandırdığı insanları kahreden tosuncuk, tam 515 milyon dolar ile beraber ortadan kaybolmuş.Cukkaladığı paralarla da,yurt dışında gününü gün ediyor.
Televizyon programının birinde de üç tane çok akıllı adam! “Bu kadar insan nasıl olup ta bir tosuna aldanmış” diyerek, hafif dalga geçerek dolandırılanların muhasebesini yapıyorlar. Çok büyük konuşmayın efendiler.Her insan bir gün basiret bağlanması yaşayabilir ve akılda olmayan hatalar yapabilir.Ama şunun garantisi de vardır ki hiçbir suç,hata,ihanet,hainlik de asla cezasız kalmaz.İlahi adalet nerede tecelli eder,onu kimseler bilemez.
İnsanların dini inançlarını kullanıp,dış güçlerle gizli ilişkiler kurarak terör yapılanması içinde olan FETÖ nün maskesi er geç nasıl da düştü.Onlara kimler inanmamışlardı ki?Neredeyse ülkenin yarısı. Dolandırıcının mağrifeti,silahı, bal dökülen dilinde ve göz yaşlarında olurmuş.Ağlamak masumiyetten sayılırmış ama artık onunda üzerine çizik atar olduk. FETÖ liderine söz söylemek bir dönem günahkarlık bile sayılıyordu.Ama sonra ne oldu? Takke düştü kel göründü.En büyük hayal kırıklığını da onlara güvenmiş insanlar yaşadı. Böyle bir sonu belki onlarda tahmin edememişlerdi.Şuan asıl liderleri,başkanlarıyla birlikte yurt dışlarına kaçarak kurtulduklarını zannedebilirler ama ilahi adaletten kaçış asla olmayacaktır.
İnsan olmak zor zanaattır. Düşmem dersin,düşersin.Aldatılmam dersin, şeytanın tosuncuğuna rastlarsın.Ne kadar büyük laf etmişsen de,hepsini tek tek yaşamadan beraatını alamazsın.
Bazen belalar hiç umulmadık yerlerden gelir.Düşmanın ve dostun kim olduğu fark edilemez. Yardımında, felaketinde nereden,kimden ve ne şekilde geleceği kestirilemez.
Yunan Kralı Aleksandros,İngiltere’den aldığı yardıma güvenip Türkiye’nin işini bitireceğine inanıyordu.Türkiye üzerine geniş çaplı bir saldırı düşündüğü günlerde düzenlediği eğlence ortamında “Gelecek hafta İstanbul’da vereceğim ziyafete hepiniz davetlisiniz” dedi.Kendin emin Yunan kralının taşkınlıkları sabaha kadar devam etti.
Büyük zafer hayalleri yaşayan Aleksandros, o gecenin sabahın da hava almak için bahçeye çıktı.kendi halinde bir maymun aniden üzerine atladı.Adamları engel olamadılar.Maymun kolundan ısırmıştı.Kral bu küçük yarayı öncesinde önemsemedi.Birkaç gün sonra çığlık çığlığa bağırıp etrafına saldırmaya başladı.Gerçek anlaşıldı ki;Kral kudurmuştu!
Doktorların tavsiyesiyle kilitlendiği odada kafasını duvarlara çarpa çarpa çığlıklar atarak can vermişti. Avrupa yardımlarıyla şımaran kibirli kralın canını bir maymun almıştı.
Kötüler için zaman daralıyor..
GÜNÜN SÖZÜ
Veresiye Dediler, Alasım Geldi.İstemeye Geldiler, Ölesim Geldi.
Anonim
TEBESSÜM
Soyguncunun biri bir bankaya girmiş. Çekmiş silahını havaya ateşetmiş. Herkesin yere yatmasını istemiş.
Kasalardaki paraları toplamış ve kapıya doğru yönelmiş.
Tam çıkacakken oradaki bir adama sormuş:
”Beni gördün mü?”
Adam şaşkınlıkla ”Evet gördüm.” deyince çekmiş tabancasını adamı alnından vurmuş.
Tam tekrar kapıya hamle etmiş ki; kapının yanında bir karı koca duruyor.
Adama sormuş :
”Beni gördün mü?”
Adam gayet soğukkanlı bir şekilde yanıtlamış:
”Vallahi ben hiçbir şey görmedim, ama sanıyorum eşim sizi gördü ?
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?