Pazar sabahı ailecek toplanılan sabah kahvaltısında, hani fırından yeni gelmiş dumanı buram buram tüten tırnaklı ekmeğin arasına yatırdığınız haşlanmış peynir, domates, biber üçlüsünü şöyle bir dürümleyip…yok artık öyle pahalı hayallerden sıyrılın. Keyif meyif yapmayı boş verin artık. Doların yükselişini fırsata çeviren uyanıklar, zam üstüne zam yaparak ,en temel gıdalarımızın ekmeğimizin bile tadını tuzunu kaçırdılar.
Eylül ayı demek evlerde kışlık zahirelerin de hazırlığı demektir. En önemlisi de
Vazgeçilmez demirbaş olan salça ve biberdir. En ucuz olması beklenilen eylül ayında düşmeyen gittikçe artan fiyatlarını duydukça dilinizi yutacaksınız. Zaten bu ayın zam şampiyonu da salça seçilmiş, şükür!
Ama salçanın artışı söylenirken arkasından soğanda ucuzladı ama müjdesini vermeden de geçmiyorlar.
Kış sofralarının biricik kralı turşuluklara sıra gelmedi henüz. Onun fırsatçıları daha uyanamadı ama az kaldı eli kulağındadır.Demek ki turşu zamanı gelince turşulukların fiyatı tavan yapıp salçalıklar düşecek.
Düz mantıklar gidersek, canımızın çektiğini değil zamanın en ucuz olanını yiteceğiz ona göre…
Aman dikkat!
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, kentin tarihini, kültürünü ve yerel ürünlerini tanıtmak amacıyla “Kültür Kapısı Projesi”ni hayata geçirdi. Kente gelen yerli ve yabancı misafirler, bundan böyle ‘Kültür Kapısı’ndan geçerek önce buram buram tarih koklayacak, sonra yerel yiyecekleri tadacaklar. Şehrimiz ve esnaf adına güzel bir etkinlik olacaktır ama fırsatçılara da dikkat!
GÜNÜN SÖZÜ
Menfaat, her türlü faziletleri ve ahlaksızlıkları harekete geçirir.
La Rochefaucauld
TEBESSÜM
"Bir profesör aslanla kuzunun aynı kafeste yaşayabileceğini iddia etmiş. 'Yapamazsın' demişler. 'Deneyeyim görün' demiş. Hayvanat bahçesinde denemeye başlamış. İtiraz edenler bir hafta sonra gelmiş, bakmışlar ki, kuzuyla aslan aynı kafeste... 'Bunu nasıl yaptın?' diye şaşkınlıkla profesöre sormuşlar. O da cevap vermiş: Her gün kafese yeni bir kuzu koyuyoruz."
--
"Adamın biri derdi için büyücüye gitmiş. Büyücü muskasını yazmış, adama vermiş ve bir de öğütte bulunmuş: 'Şimdi bu muskayı al, boynuna as ve bir de sakın dişi tavşanı aklına getirme. Derdin iyileşecek' demiş. Adam başını sallamış, 'Bu büyü tutmaz' demiş. 'Neden?' diye sormuş büyücü... 'Sen şimdi böyle söyledin ya, artık dişi tavşan hiç aklımdan çıkmaz.'..."