İstanbul’da, eğitim uçuşu yapan kahraman askerlerimiz,helikopterin düşeceğini anlayınca, hemen atlayarak kendilerinin kurtarmak yerine sivillere zarar vermemek için en risksiz bölgeye düşerek şehit oluyorlar.Geride ise acılı aileler,dram kokan hikayeler..Ruhları şad olsun.Kahramanlarımızı minnetle,dualarla uğurluyoruz.
Diğer taraftan ülke olarak bu acıyı yaşarken, bir takım medyanın midelerimizin artık kaldıramadığı gereksiz birilerinin boşanma haberlerini “flaşşşş” yapması, edep yahu, insaf yahu diye bağıracak durumlara geldik..
Sosyal medya denilen, içeriği dipsiz bir kuyu olan siteler, kahramanlarımızı uzun uzun anmak adına manşetlerini kapatıp,yasını tutmak yerine birkaç satırla geçiştirip, ne idüğü belirsiz,en sabırlıyı bile çatlatan, bir…nın boşanmasını ve koparacağı nafakayı flaş olarak geçiyor.En acısı da bu ahlak yoksununun kendinden yaşça büyük bir adamın önce yuvasını yıkıp,sonra gayri meşru ilişki yaşaması, genç kızları gıpta ettirecek pahalı düğününden,en gösterişli yaşamdan sonra nasıl bolca söğüşleyerek zafer kazandığı,günün en çok takip edilen haberi oluyor.
Ahlak yapımızı yerle bir eden, zengin koca avcıları ahlak yoksunları,genç kızların en berbat örnekleri bu iki ayak yiyiciler çoğaldıkça,kutsal aile yapımız için tehlike de o kadar çok artmakta.
Son zamanlarda alıcılarına reklam verir gibi parlatılan, gündemden düşürülmeyen anne ve kızlarından oluşan ortalığa düşmüşler var ki, onlarında şakşakçıları da yine marifetlerine yenisini ekleyen sözde medyamız…
KARŞILAMAYA BELEDİYE ARAÇLARI DA GİTMİŞ; NE İŞ!
AK Partinin büyük şehirde Sayın Fatma Şahin’le devam kararı almış.Şehrimiz adına hayırlı olsun.Sevinmek,kutlamayı istemek iyi hoşta,belediye başkanlarını hava alanından karşılamaya gitmek isteyen partililere neden araçlar belediyeden tahsil ediliyor? Tasarruf tedbirleri kimler için uygulanıyor? Bol bol dağıtılan kumanyaların parası nerelerden karşılanıyor? Birileri kazansın diye masraflar bizim cebimizden çıkıyor? ....diye sormazlar mı?
Üstelik tamda o sırada,iş bulamayan,sosyal yardımlaşmadan da geri çevrilen,babası işsiz olduğu için evlerine kömür alamamış bir genç kızın serzenişini dinleyip, göz yaşlarını silmeye çalıştığımız bir saatte..
GÜNÜN SÖZÜ
İncilin ilk emri; sev
Tevrat’ın ilk emri; yaşat
Kuran’ ın ilk emri; oku
Hıristiyan sevmedi. Yahudi yaşatmadı. Müslüman okumuyor.
TEBESSÜM
Üç aday, parti merkezinde oturmuş, sohbet ediyorlarmış. Laf genel başkandan açılmış, biri atılmış:
“Beyefendi beni çok sever, her öğle yemeğinde beraber oluruz, memleket sorunlarını tartışırız!”
Palavranın sınırı var mı?
İkincisi, genel başkanla yakınlığını anlatmış:
“Her gün beni odasına çağırır, memleket ve parti meselelerini konuşuruz, telefon çalınca sekretere ‘meşgulüm, sonra arasınlar’ der!”
Dedik ya, palavranın sınırı yok!
Üçüncü öyle bir sallamış ki:
“Ben de her gün beyefendinin odasına girerim, memleket meselelerini konuşurken, telefon çalar, açar ‘bir dakika’ der ve telefonu bana uzatır:
-Al seni arıyorlar, konuş!”
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?