Duble yol, AKP’nin 12 senelik boyunca dilinden düşürmediği, en önemli ve süreli kampanyasıdır. Yerel seçimlerde de, genel seçimlerde de sürekli propagandası yapıldı, reklam filmleri hazırlandı. Duble yollu reklam panoları kentlerin dört bir yanını süsledi.
Vatandaşta haklı olarak, sadece hizmet olarak gördüğü bu hummalı yol çalışmalarını şiddetle savunup eleştirileri görmezden geldi.
Aslında çalışmalara sadece hizmetsel olarak bakacak olursak; yalanda değil.Gerçekten de rahatlatıcı ve modernizmin yüzüdür, bir şehir için geniş yollar.Ama kısa sürede yüksek maliyetli yol çalışmalarının yapılması ve iktidarın sürekli bunu dillendirmesi,başka senaryolarında olacağı gerçeğini gizleyememekte..
Sizlerle bir araştırma yazısını değiştirmeden paylaşmak istiyorum.Takdir sizlere ait;
AMA O KADAR YOL YAPTI, DUBLE OTOBAN YAPTI, DİYENLERE…
Sene 2005;
Türkiye ile bir alâkası olmayan John Perkins kitabında anlatıyor;
“Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç verip otobanlar yaptırırız. Sonra onlara arabalarımızı satarız. Sonra bankalarını satın alırız. O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız. Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle. O ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi “ASLA” o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje‘ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer. Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır.
Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır o ülkedeki birileri de nemalandırılır. Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler. Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki; “Bize büyük borcunuz var ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazınızı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin, askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Millletler de bizim için oy verin! Elektrik su kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın…” Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz. Bu, ikili, üçlü, dörtlü bir darbeler serisidir.”
Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları – John Perkins.
Şimdi yollarda her geçen gün sayıları artan, uzun vadelerle alınmış lüks araçların, aslında paranın patronlarının, bir nevi kölesi olarak ayaklı hapishanelerimiz olduğu gerçeğini sizlere de yansıtmıyor mu?
Sadece herkesin hükümlülük süreleri farklı..Kimi iki yıl,kimi üç yıldan başlıyor.
GÜNÜN SÖZÜ!
Büyük görünen birçok adam onlara yakından bakınca büyüklüklerinden çok şey kaybederler.
Landor
TEBESSÜM
Köylü Ahmet, eşeğini satmaya karar vermiş. Kıymeti taş çatlasa 50 milyon lira eden eşek için pazarlık payını da ekleyerek 100 milyon lira fiyat koymuş. Komşu köyden acilen eşeğe ihtiyacı olan Mehmet 100 milyon ödeyip almaya razı olmuş. Ahmet eşeğini satmış, ama aksam da uykusu kaçmış. Düşünüp durmuş.
– “Mehmet 50 milyon liralık eşeğe niye 100 milyon lira verdi?” diye. İçi rahat etmeyince ertesi gün eşeğini geri almaya karar vermiş. Pazara gittiğinde Mehmet’in eşeği 200 milyon liradan satışa çıkardığını görmüş. Sonunda 200 milyon liraya almak zorunda kalmış. Ayni olay bu kez Mehmet’in başına gelmiş.
O da ertesi gün eşeği geri almaya karar vermiş. Bu alış veriş her gün fiyat arta arta devam etmiş. Birkaç gün sonra pazara bir başka köyden Hüseyin gelmiş. Hüseyin pazardaki kalabalığın arasına dalınca bir de ne görsün:
– “Al, al, al, sat, sat , sat” bağrışmaları arasında bir yaşlı eşek ve bu eşeğin 1 milyar liralık sattı fiyatı….!
Yanındakine sormuş:
– “Hemşerim, bu yaşlı eşek 1 milyar lira eder mi yahu?”
Adam hemen yanıtlamış;
– “Valla grafikler ortada. Bu eşeğin fiyatı 50 milyon liradan başladı, 950 milyon liraya geldi. Söyle bir tekniğine bakarsan görürsün. Eşeğin fiyatı 1 milyardaki direncini kırarsa, 1.5 milyara kadar yolu var. “