Birkaç gün önce YÖK (Yükseköğretim Kurulu) aldığı karar ile YKS sınavında baraj uygulamasını kaldırdı ve TYT sınavında 135 dakika olan süreyi 165 dakikaya çıkardı. Bu durum herkesin olduğu gibi benimde aklımda sorular uyandırdı? Komplo teorileri yazmayı çok sevmem ama YÖK’ün aldığı bu karar acaba boş kalan kontenjanlara barajı geçemeyen öğrencileri yerleştirerek 4 sene boyunca işsizliğin az gösterilmesi mi? Yoksa YÖK siyasete alet mi oldu? Ya da ekonomik krizin yaşandığı bu dönemde üniversiteleri öğrencilerle doldurup ticaretin canlandırılması mı amaçlandı? Ya da özel okulların ve kontenjanları boş kalan özel üniversiteler için mi böyle bir karar alındı? Baraj kaldırıldı diyelim bunun doğuracağı sonuçlar düşünüldü mü? 0,5 Matematik neti yapan bir öğrenci üniversiteye gidecek, matematik yapmadan mühendislik fakültesinde okunabilecek. Hadi bir şekilde okulu bitirdi diyelim matematik bilmeyen mühendis mi olur mimar mı olur? YÖK bunları hiç mi düşünmüyor yoksa bu kararların alınası yönünde bir siyasi baskı mı var YÖK’e? Öyledir demiyorum ama bunun ne amaçla yapıldığını ben de herkes gibi öğrenmek istiyorum. Ayrıca TYT sınavında 135 dakika olan sınav süresinin 165 dakikaya çıkarılması hangi amaca hizmet ediyor? Bu durumun soruları zamanında yapan öğrenciler için bir dezavantaj oluşturacağı buna mukabil soruları zamanında yetiştiremeyen öğrenciler için avantaj oluşturacağı gerçek.
Durumu daha iyi özetlemek için Örnek üzerinden bir açıklama yapacağım. TYT denilen temel yeterlilik sınavında Türkçe, Matematik, Sosyal Bilgiler ve Fen bilimlerinden oluşan test soruları var. Düzenleme öncesinde 180 Puan alamayan AYT yani TYT den sonra uygulanan öğrencilerin gitmek istediği bölümlere göre çözmek zorunda oldukları bir test daha vardı. Öğrenci TYT den 180 barajını aşamadan ki onu aşmak için bile 120 sorudan ortalama 20 tanesini yapan barajı geçiyor ve tercih yapma hakkı kazanıyordu. Yeni uygulamada ise baraj kalktığı için öğrenci 1 net ile bile bir bölüme yerleşebilecek. Yeni karar ile Tıp, eczacılık, hukuk, öğretmenlik gibi alanlarda gibi alanlarda başarı sırası devam etse de öğretmenlik için 240 bin olan başarı barajını aşmak için birkaç net yapmak yetiyor. Olayın bir başka yönü de acaba bu karar alınırken akademisyenlere hiç danışıldı onların görüşü alındı mı? Hem dere geçerken at değiştirilmez maçın ortasında kural değişikliği yapılmaz. Madem böyle bir karar alınacaktı bunun simülasyonları kısa ve uzun vadede getiri ve götürüleri hesaplanarak 2023 yılındaki üniversite sınavları için değişiklik yapılabilirdi. Aslında YÖK aldığı bu karar ile kendi ile de çelişiyor katsayı uygulamasına ve maç başladıktan sonra kural değişikliği yapılmasına YÖK zamanında şiddetle karşı çıkmıştı. Ama şimdi karşı çıktığı şeyleri yapıyor. Belki de gelecekte uygulanması düşünülen sınavsız üniversiteye geçişin ön hazırlıkları yapılıyor. Muhtemelen 2023 yılında tekrar bir sınav değişikliğine gidilecek. Yani nereden bakarsak bakalım yanlış çelişkilerle dolu bir karar.
Bu kararın üniversitelerde kaliteyi düşüreceği kesin. Artık düşük netlerle üniversiteye giren işsizler ordusu ile karşılaşmaya hazırlıklı olmalıyız. Bir matematik neti ile matematik bölümüne, hiç fizik bilmeden mühendislik bölümüne giden bir öğrenciden nasıl öğretmen olacak nasıl mühendis olacak ben merak ediyorum. Sözün özü her ile bir üniversite sloganı tutmamıştır. YÖK sınav sistemi ile uğraşacağına üniversitelerimizde nasıl daha kaliteli eğitim verilir, dünyanın önemli üniversiteleri arasına neden ülkemizden hiçbir üniversite giremiyor? Bunlara kafa yormalıdır. Biz çocuklarımızı niteliksiz öğretmenlere, yaşadığımız binaları yapan mühendis ve mimarlara canımızı nasıl güveneceğiz takdir sizlerin. Her ne amaçla olursa olsun bu kararın sürdürülebilir olmayacağı kesin.