Çocuk uzmanları diyor ki;
Evet çocukların hayal gücü çok geniştir.
Evet çocuklar yaratıcıdır.
Evet çocuklar olayları abartarak anlatabilirler.
Evet çocuklar bazen yalan da söyleyebilirler.
Hayır;
Çocuklar hiç yaşamadıkları, görmedikleri,bilgi sahibi olmadıkları olaylar ve konular hakkında abartılı bilgi vermez,yalan söylemez,hayal gücü ile kurgu yapamaz,resim çizemez.
Haberi okurken dahi yavrularımızın anlattıklarına dayanamadık; midemiz bulandı,öfke kontrolümüz taban yaptı.En sakinimiz bile akla hayale gelmeyecek işkence metotları üretmeye başladı.Bizlerin daha duyduğumuzda çektiğimiz acının bin fazlasını çeken o ve daha sesleri duyulmayan binlerce yavrularımız için yer ağladı,gök ağladı,evren ağladı.Sadece her geçen gün iyice toplumdan uzaklaşan,o sapıkları hangi gerekçe olursa olsun salıveren hukuk adamlarımızın vicdanları kıpırdamadı.
Savunmasız,çaresiz çocukların sesi olmaya onlarla ilgili davaları takip etmeye,yazmaya çizmeye,toplum adaleti ile sapıklara hak ettikleri cezaları alınması için at gözlüğüyle dolaşanların gözlükleri kırmaya devam edeceğiz.
ADALET…ADALET…ADALET…
Bugün en çok ihtiyacımız olan şey belki de.Her şeyin affı olabilir,pişmanlığı olabilir,kazası yanılgısı olabilir.Ama çocuğa yönelik cinsel saldırının hiç mi hiçbir bahanesi mazereti,kusuru olamaz.Sadece ağır cezası olur.
Tarihte belki de azgın toplumları ıslah edecek en ağır kanunları Hammurabiler yapmıştır.Ve o dönemin kısasa kısas içerikli kanunları günümüzde de kullanılsa bakın bakalım kim cesaret edebilir suç işlemeye.
İşte bir örnek;
Hammurabi kanunlarının 5. Maddesine göre;
Hâkimlerin mahkemede verdikleri kararlar taraflara bildirilirdi. Verilen bu kararlar mahkeme defterlerine kaydedilirdi.Hâkim, kendisinin verdiği bir kararı kasten iptal ederse veya yok ederse hüküm konusu şeyin değerinin 12 mislini ödemekle cezalandırılırdı.Bu bakımdan hâkimlerin hüküm verirken adil olmalarına sıkı bir şekilde riayet edilmiş ve adilliği sağlamayan hâkimlere büyük cezalar verilmiştir.
KISASA KISAS…
Hammurabi kanunlarına göre cezalandırmada da kısas prensibi diğer antik devletlerde olduğu gibi benimsenmiştir. Bu kısas cezası devlet eliyle icra edilen bir cezadır. Kanunlara göre bir kimseyi öldüren kişi öldürülür, birinin gözünü çıkaranın gözü çıkarılır. Kuşkusuz bu kısas cezası, kasten işlenen suçlarda verilebilmekteydi. Taksirle işlenen suçlarda ise tazminat cezası öngörülmüştü. Hammurabi kanunlarında cezaların şahsiliği ilkesi de benimsenmemiştir. Bir kişinin kızını öldüren adam cezalandırılmaz, bu adamın kızı onun yerine cezalandırılırdı..İşte bu kadar!
GÜNÜN SÖZÜ
Dünyada bir tane dahi çocuk mutsuz olduğu sürece, büyük icatlar ve ilerlemeler hiçtir.
Albert Einstein
TEBESSÜM
Bir mahkemede şahit olarak o bölgede yaşayan ve herkesin tanıdığı yaşlı bir kadın çağrılır.
Bir davada tanıklık etmesi için kürsüye çağrılır.
Yaşlı kadın yerine oturur ve davalının avukatı kadına yaklaşır ve:
- Bayan Jones... Beni tanıyor musunuz?
deyince yaşlı teyze cevap verir:
- Ah evet Bay Williams sizi çocukluğunuzdan beri tanıyorum. Siz taa o zamanlar bile aileniz için tam bir baş belasıydınız. Sürekli yalan söylüyorsunuz, karınızı komşunuzla aldatıyorsunuz, en yakınım dediğiniz insanların arkasından konuşuyorsunuz, 2 dolar fazla kazanmak için herkesi satarsınız...
Davalının avukatı başta olmak üzere bütün salon şok olur..
Adam ne yapacağını bilemez bir halde kadına tekrar sorar:
- Peki Bayan Williams, ya karşı tarafın avukatını tanıyor musunuz?"
Kadın yine cevaplar:
- Elbette tanıyorum. Çocukluğunda ona dadılık yapmıştım. Tembel, ödlek ve alkolik adamın tekidir. Etrafında bir tek dostu yoktur ve herkes onun hala geceleri altına kaçırdığını söylüyor.
Yine herkes şoktadır...
Bütün salonu bir gürültü kaplar.
Hakim kürsüye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafın avukatını da kürsüye çağırır.. Ve ikisine de eğilmelerini söyleyerek kulaklarına şunu fısıldar...
- Eğer bu kadına beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız ikinizi de harcarım.