Gazetecilik cesarettir!

Merve Tanrıöver
Merve Tanrıöver
Gazetecilik cesarettir!
19-09-2015

İstanbul da yaşayan , kandil kutlaması için aradığım gazeteci arkadaşım dertliydi. Basın ilân kurumu, “Basın ahlakı ilkelerine uymadıkları” gerekçesi ile iki gazeteye birer gün “reklâm vermeme” cezası kesmiş. Hem de bayram arifesinde.

Mademki basın ahlak ve ilkeleri bu kadar önemseniyor, neden sadece tek taraflı haber yapan, bazı şahısların özel gazetesiymiş gibi yanlı davrananlardan hesap sorulmuyor? Kimin kimden ne kadar nemalandığı, çıkar ilişkisi yaşadığını yaptıkları artık rütuna binmiş haberlerden rahatça görebilmek mümkün. Hatta bazıları biat konusunu öylesine abartmıştı destekçilerinin “dürüm yedi” “aman efendim ona da ne güzel yaraşır dürüm yemek “,”dürüm dürüm olalı böyle bir ağız görmemiştir” şeklinde itici sulandırmalar gerçek gazeteci etiğinden tamamen uzaklaştırdı insanları.

Oysa ki bu gün hakkında güzel yazdıklarını, yarın yanlışı olduğunda eleştireceksin. Hesaplar sorabileceksin. Bizleri yanıltmışsın yazıklar olsun ,diyebilmek yüreklilik ister zaten.Şimdilerin ise moda tabiri “yandaş basın”.Bunlar kim iktidar ise yada güç kimden yanaysa hemen o tarafa kayıp en masum şirinliğiyle kendini teslim edip zamanın önde gidenleri oluveriyorlar hemen.Peki destekçileri güç kaybetmeye başlarlarsa? O zaman da “kral öldü! yaşasın yeni kral!”mantığıyla kayacakları yeni mecrayı belirliyorlar.

Ve “Gazeteciyim” diyebilmek için, IŞİD teröristlerinin kaçırdığı konsolosluk görevlilerinin akıbetini her gün sormak, Türk toprağı Musul Konsolosluğu’nu işgal edip Konsolosluğu bölgedeki ana karargâh olarak kullanan militanlar için, “Vatan toprağını niye korumuyorsun, yoksa Türk konsolosluk toprakları da NATO toprağı mı oldu?” sorusunu manşete döşeyebilmektir…

Büyükşehir başkanımız sayın Fatma Şahinin verdiği iftarlarda yanında oturabilmek için mücadele verirken, kolundan çekip zoraki bir kare yakaladığınız Fatma Hanımın çocuğunuzla çekilmiş resmini sanal alemde her gün döndüreceğinize hazır kendilerini bulmuşken ”sayın başkanım,dinamik kavşaklarla çözeriz dediğiniz trafik sorunumuz aksine artarak devam ediyor.Ramazanda bu çile had safhaya çıktı.Suriye meselesi ilimizi canından bezdirdi ama hala somut bir çalışma yok. Arsa fiyatlarının pahalılığından dolayı ev fiyatları çok aşırı ve dar gelirli ev sahibi olamıyor.Hani seçim vaatlerinizde bu sorunu çözeceğiz demiştiniz.O günden bu güne değişen tek şey fiyatlardaki önlenemez artış oldu.Siz, ben herkesin bacısıyım, herkese eşit mesafedeyim dediniz ama halen etrafınızda neden yandaşlar bulunmakta..”işte bunları sorabilene ve açık yüreklilikle kamu oyunu bilgilendirenlere gerçek gazeteci denilmekte.

Basın ilan kurumu reklam cezası verirken gerçekte hangi ilkeleri baz almakta gerçektende merak konusu bu günlerde..

GÜNÜN SÖZÜ

Harikulade şeyler ancak içlerindeki bir şeyin koşulların üzerinde olduğuna inanma cesareti gösterenler tarafından yapılmıştır. Bruce Barton

TEBESSÜM

Körfez Savaşı’ndan önceki yıllarda, Amerikalı bir bayan gazeteci, kadınlarla erkeklerin toplumdaki yeri hakkında bir yazı dizisi hazırlamak üzere Kuveyt’e gitmiş. Gözlemleri sırasında ilk dikkatini çeken, kadınların kocalarının 5 adım gerisinden yürüdükleriymiş… Yıllar sonra aynı gazeteci tekrar bir yazı dizisi için Kuveyt’e gittiğinde bu sefer bir de bakmış kadınlar önden gidiyor, kocaları 5 adım arkalarından geliyor… Bu işe çok şaşırmış, hemen bir kadına yaklaşıp sormuş: “Bu gördüğüm inanılmaz bir gelişme… Peki, ama bu değişikliğin sebebi nedir?” Kuveytli kadın cevap vermiş: “Mayınlar…”

**

Bir gazeteci, ülkenin en zenginlerinden, 65 yaşlarında bir iş adamıyla röportaj yapmaktadır. Sorar: – Efendim, bize bugünlere nasıl geldiğinizi, bu serveti nasıl oluşturduğunuzu anlatır mısınız? – Zevkle… 1920’lerin sonuydu. 1. Dünya Savaşı’nın etkileri yeni yeni siliniyordu, benimse cebimde birkaç sentten başka bir şey yoktu. Cebimdeki 5 sentimle, bir elma aldım. Akşama kadar onu parlatıp, 10 sente sattım. O gece sabahı zor ettim. Ertesi sabah, 10 sentimle 2 elma aldım ve onları da sattım. Böyle çalışarak, bir ay sonunda, 10 dolardan fazla para kazanmış oldum. Ertesi ayın başında, karımın halası öldü ve bize 20 milyon dolar miras bıraktı…

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?