"GAZİANTEP ÇOK TEHLİKELİ BİR ŞEHİR!"

Merve Tanrıöver
Merve Tanrıöver
"GAZİANTEP ÇOK TEHLİKELİ BİR ŞEHİR!"
15-12-2015

Moda dünyasının meşhur isimlerinden stilist ve moda tasarımcısı Ivana Sert, bir program için geldiği Gaziantep için, kendisiyle yaptığım röportaj da yemekleri hakkında bu ifadeleri kullanmıştı.

İvana Sert’in oldukça zayıf hali dikkatlerimizden kaçmazken ”Bu kadar bol çeşitli ve lezzetli mutfağı olan bir ilde insanların hele de kadınların formda kalabilmesi hatta kilo almadan yaşayabilmesi neredeyse imkansız. Bu resmen nefis ile zorlayıcı acı verici bir mücadele. Bu kadar lezzet denizinden yaşayan ve kilosunu korumaya çalışan siz kadınların işi gerçekten çok zor” demişlerdi modacımız. Haksız da sayılmaz.

Dışarıdan gelen misafirin birkaç kilo almadan gidemediği lezzet cenneti Gaziantep, Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Fatma Şahin’in de büyük uğraşılarıyla UNESCO’dan nihayet hak ettiği tescili almayı başardı. Gaziantep, Yaratıcı şehirler ağı listesine girmeye hak kazandı.

Uzun zamandır İŞID militanları ve eylemleri, Suriye’li mülteciler sorunu ile uğraşan ve olumsuz haberlerle gündemde olan ilimizde, bu önemli kazanım hepimize bir ilaç gibi geldi.

Bu kadar sorun arasında ne var bunda abartılacak diyenler;

Gastronomi, kültür ve yemek arasındaki ilişkiyi inceleyen bir disiplindir. Yenilebilir tüm maddelerin, hijyenik olan ama sağlığa uygun yapıldığının tescili demektir.Gastromoni, kültür ve yemek arasındaki ilişkiyi inceleyen bir disiplindir. Yani, sırf lazanya ve spagettisi ile marka olan ve bu tatları yerinde tatmak adına İtalya’ya gitmeyi göze alanlar, Gaziantep’e gelmek ve bu lezzetleri tatmak aynı zamanda da bölgeyi tanımak isteyeceklerdir. Hatta bu lezzetlerin pek çoğunu kendi ülkelerine de taşımak isteyenler çıkacaktır. Terör yüzünden yerli turistin bile ziyarete gelmeye çekindiği ilimize rağbet artacağı anlamına gelir ki; Bu da rant demek, kazanç demek, yeni iş kolları demek, daha çok turist demek, bereket demek…

Zaman zaman Avrupa kapılarından geri gönderilen ve üzerlerine güvenilirlikleri şüpheli belgeleri ile fişlenen sebzelerimizi göz önünde bulundurduğumuzda böylesine, UNESCO tarafından onaylı önemli bir marka olmak ve tescillenmiş olmanın da güvenilirliğinin önemini sizler tahmin edin.

Büyük mücadeleler sonucunda,  Gaziantep iline Gastromoni Şehri Ünvanının kazanmasında büyük emekleri olan Anadolu Mutfağını Araştırma Geliştirme ve Koruma Derneği Başkanı Şef Tahir Tekin Öztan ve Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’e ve emeği geçen herkese teşekkür ederiz.

GÜNÜN SÖZÜ

Karnı açlardan ziyade, kalbi açlara acırım.

(Cenap Şahabettin)

TEBESSÜM

Adanalı Cemal, Kayserili Kemal ve Temel bu üç arkadaş Boğaz Köprüsü'nde tamir yapıyorlarmış ve karıları da bunlara yemeleri için bir şeyler hazırlıyormuş. Ama hep aynı şeyler. Kayserili yemek torbasını açıyor pastırmalı ekmek. Adanalı açıyor köfte ekmek.Temel açıyor ekmek arası hamsi. Bu hep böyle devam ediyormuş. Neyse günlerden bir gün bunların canına tak etmiş ve demişler yine aynı şeyleri hazırladılarsa kendimizi köprüden atalım. Adanalı bakmış ekmeğe köfteli hiç düşünmeden atlamış aşağıya , Kayserilinin ki de pastırmalı, oda atlamış aşağı. Temel bakmış hamsili, o da dayanamamış ve atlamış. Bunların evlerinde de ağıt yakılıyormuş.

Adanalının karısı:

- Vah zavallı kocacığım köfte ekmeği ne çok severdi hep kendi ellerimle hazırlardım.

Kayserili:

- Vah zavallı kocacığım pastırmalı ekmeği ne çok severdi hep kendi ellerimle hazırlardım.

Karadenizli ise

- Vah zavallı kocacığım hamsi+ekmeği ne çok severdi her sabah kalkıp kendi hazırlardı.

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?