Her yıl olduğu gibi bu yılda geçen ramazanlara bir tık ek olarak iddialı Ramazan kutlamalarına, şovlarına şahit olduk.
Şaşırdık mı?.. Hayır!..
Siyasetçiler,bürokratlar kendi politik çıkarları doğrultusunda isimleri aylar öncesinden belirl enmiş kitlelere bol bol iftar davetleri verdi.İsraf,astronomik rakamlar bir yana, geride çağrılan çağrılmayan dedikoduları kaldı..
Medya ordusunun eşliğinde önceden haber edilip, masalarda hazırlanan sofralara yer sofrası yaptırılmasına şahit olduk.Paketlenmiş yemeği,poşet ekmeği,hazır suyu ile yüzlerdeki bol gülücüklerle sözde doğallık yakalanmaya çalışıldı.
“Çat kapı geldik elimizle hazırlayacağız” derken komik,büyük potlar kırıldı.Halbuki mizansenin bir parçası olan şirin mutfak önlüğü de unutulmamıştı. Ama yine de bazı medya sahipleri sayesinde gösterişli reklam-haberler yapılarak millete yutturmaya çalışıldı.
Lüks sofralarda yapılan yağmalamaların üstünü örtmek için bol bol, "gariban sofralarındayız " algısı çabaları yapıldı.
Sözde “sokakta halkı iftara davet ediyoruz” diye kurulan masalara öncelikle eş, dost, partili ne kadar tanıdık varsa davet edilip yerleştirildi .Baş davetli olan vatandaş yer bulamadığı için geri dönmek zorunda kaldı.
“Halktan yanayız, halkçıyız “naraları atanlarda lüks otellerde verdikleri davetleri basından saklamak için büyük gayretler içine girdi.
Yerseniz!..
Ya sözde hayır sahiplerinin medyanın gözüne sokak sokak, kamyon kamyon dağıttıkları, kutuların üzerlerine reklam logolarını basmayı da asla ihmal etmedikleri, sözüm ona yardım kolilerimiz bu ramazanın da trendlerindendi. Bir kaç yandaşı, çıkarcıyı ihya etmek adına günü geçmiş, kalmış, bayatlamış ne kadar malzeme varsa elden çıkarmak için ramazan ayından daha iyi bir fırsat mı olur?
Sayıda fazla yükte hafif küçük çocukların taşıdığı kolilerle çok şükür vicdanlarda mutlu edildi.
Ramazan etkinliklerinin olmazsa olmazı dolgun paralarla davet edilen konuşmacılara ne demeli? Yürek oynatmaktan, sinir zıplatmaktan başka bir işe yaramayan bu seçkin! Konukların kimi Atatürk düşmanı çıktı.Kimi de mikrofonu gördüğünde konuşmasına dikkat etmeyen ağzına ne gelirse sallayan… tövbe tövbe bunları dinlerken daha beter günahkar olduk. Eski Hacivat-Karagöz eğlenceleri neredesiniz?
Ramazanda şeytanlar bağlanırmış ama, bizim insani şeytanlarımız daha da bir coştu.Nerede kaldı ramazanın huzuru? nerede kaldı vicdanların temizliği? Baldızını kesen mi dersiniz kafasına sıkanımı ararsınız? Hırsızlık, arsızlık artışlarını da hiç sormayın, diz boyu..
Ramazanı ne yazık ki terörün gölgesinde karşıladık ve yine şehrimizden bu mübarek günlerde de şehit verdik.Ocaklara ateşler düştü.Milletim mi? Yine duyarsız yine ilgisiz.Bana değmeyen yılan…zihniyetiyle yaşamaya devam..
Nerede o eski ramazanlar!!!
GÜNÜN SÖZÜ
Hayat küçük şeylerden oluşur. Eğer sen seversen büyük olurlar.
Osho
TEBESSÜM
İki softa, ramazanda bedava yiyip içeriz diye bir Bektaşi köyüne misafir olurlar. Hoşbeşten sonra, içlerinden biri tuvalete gider. Bektaşi, bu softaları kontrol etmek için odada kalana sorar:
- Senin arkadaşın nasıl bir adam? Bilgisi var mı, yok mu?"
O da kendini üstün göstermek için
-Bırak şunu, eşeğin tekidir", cevabını verir. Biraz sonra öteki softaya da aynı soruyu sorar:
– Senin arkadaşın nasıl bir adam? Bilgisi var mı, yok mu?
Bu softa da öteki gibi
"Bırak şunu, öküzden farkı yoktur", cevabını verir.
Akşam olunca iftar sofrası kurulur. Fakat tepsinin üzerinde arpa ile samandan başka bir şey göremeyen softalar hayretle sorarlar:
– Bunlar ne erenler?
Bektaşi gülerek cevap verir:
– Biriniz eşek, ötekiniz öküz. Sizin için bunlardan daha iyi azık olur mu?"