Gaziantep’te yaklaşan seçimlerle birlikte hareketlenen siyasetle partili liderleri de ağırlamaya devam ediyor.
İlk mitingin açılışını Sayın meral Akşener ile yapan Gaziantep,hep merak edilen katılımcıların sayısından çok çöp kamyonlarının hezimetine uğrayarak Türkiye gündemine oturmayı başarmıştı.
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Sayın Muharrem İnce’nin mitingine ise söylemelerden kamyonlardan ziyade,katılanların sayısının kafa karıştıran hesaplamaları ile katılımcıların ilginç yaş aralıkları damgayı vurdu. Öyle ki; yılların tecrübeli gazetecileri bile aralarında, katılımcıların hesabını yaparken, bir ağacın arkasına önüne kaç kişi sığardan tutun da seçmenlerin kilosu hesabınca kapladıkları kütleleri dahi hesaplamaya başladılar lise yıllarında kalan fizik bilgileriyle. Bir diğer ilginç olanda bazı fırıldakların,mitingin öngörülmeyen kalabalığından ürkerek panik bir, ACABA?? İle ufaktan iltifat ve değişime meyilli yandaşlık sinyallerini sosyal medya hesaplarından görmedik de değil hani!
Hayat bu; Nasıl dünün ateisti bugün umreye gidiyorsa,sağcısı sola kayıp,solcusu gömlek değiştiriyorsa..eskinin ölümüne ideolojileri yerini dolu cüzdanlara bırakıyorsa, kaypak yandaşlık ta tamda böyle bir şey.Günümüz ahlak anlayışına göre,elindeki kaybetmek istemiyor,musluğunun her daim akmasını istiyorsan stratejini iyi belirleyip ona göre yol haritanı belirleyeceksin.Gidenin arkasından “bay bay “derken gelene “hay hay” diyeceksin.Yani her dönemin ,gücün ve paranın adamı olmak.Biz buna eskiden dansözlük diyorken, günümüzdeki moda adı;, İŞBİLİRLİK..
PARALAR HAVAYA KAFALAR NEREYE
Sizi bilmem ama sabah erken saatte başlayıp gecelere kadar devam eden bangır bangır bağıran seçim arabalarından hiç mi hiç etkilenmiyorum. Aksine yaptıkları gürültü kirliliğinden dolayı da epeyce de söyleniyorum. Bayrak,pankart, bilbordlar da benim için aynıdır. Benzin zamlarından sonra insanlar araçlarına binmeye korkarken harcanan servetleri hesaplamaktan, adayların bildiğimiz maddi durumları ile harcamaları arasındaki korkunç uçurumları konuşmaktan inanın bizlerde çok yorulduk. Kuru gürültü ve boş masraflar yapacağınıza,gidin sessizce vatandaşların derdini dinleyin,kendinizi anlatın yada hiçbir şey yapmayıp evinizde yatın.Zaten kimin kime oy vereceği de belli,kimin gideceği de.Bizim için önemli olan da vatan için hayırlısı neyse o olsun..
GÜNÜN SÖZÜ
Ayran içinde yağ nasıl gizliyse, doğruluk cevherinde de yalan gizlidir.
Hz. Mevlâna
TEBESSÜM
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.
Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış";
Fizikçi, "adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş";
Jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış";
Matematikçi, "sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış";
Antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş".
Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar.,
Adam cevap verir:
- "Boru yetmedi."
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?