1 Kasım seçimlerine artık sayılı günler kaldı.Seçim çalışmalarının gölgesinde gelen şehit haberleri,bombalı saldırılar da zaten iyice gerilmiş olan sinirleri daha bir germekte.
Bunun en son örneğini GAMEP’ de yaşadık. Gaziantep Medya Platformu Derneğince düzenlenen "3. Bölgesel ve Uluslararası Markalar Ödül Töreni"nde, Gaziantep’in başarılı markalara ödül vermek için toplananlar, hangi markalara ödül verildiğini takip etmek yerine siyasetçilerin kavgalarına,alınganlıklarına şahit oldular.
Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Belediye Başkanı gibi değil de siyasi parti milletvekili gibi konuştu.MHP milletvekili Ümit Özdağ ,Suriye bunalımından ve sınırdaki gerginlikleri hatırlattı. Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin Suriye meselesinin dillendirilmesine kızıp MHP milletvekiline cevap verdi.MHP milletvekili de Fatma Şahin’e cevap verdi.Fatma Şahin yine hızını alamayıp AKP lilerle salonu terk etmeye kalktı. AKP milletvekili Nejat Koçer ise niye beni konuşturmadınız? diye küskünlüğünü dile getirdi.
Sonra ne mi oldu? Ödül almanın heyecanıyla oraya gidenlerin ödülleri ellerinde neşeleri kursaklarında kaldı. Güne de ödül alanların isimler markalar değil de kavga eden,küsen siyasiler damgasını vurdu.
Seçim yaklaştıkça bu kavgaların daha da artacağı aşikar gibi. Tahammülsüzlük had safhada. Ya sonrasında yani 1 Kasımdan sonra ne olacak, neler değişecek? Mesela partisini başarısız yapan, oy oranını düşüren,baraj altı bırakan liderler istifa etme cesaretini ve onurunu gösterebilecekler mi?Ya da başarısızlığın mimarları tespit edilip cezalandırmak!
Hiç sanmıyorum.7 Haziranda partim iktidar olmazsa istifa eden Başbakan Sayın Davutoğlu, partisinin oylarında düşüş olmasına rağmen halen koltuğunda oturuyorlar bildiğim kadarıyla..Muhalefetten ise zaten hiç tık yok!
Almanya'da 2013 seçimlerinde oyları gerileyen Hür Demokrat Parti'nin Genel Başkanı Philipp Rösler sadece kendisi değil tüm ekibiyle birlikte parti görevinden çekildi.
Yeşiller Partisi Eş Başkanı Claudia Roth da bir daha aday olmayacağını duyurdu. Daha bu yıl yapılan seçimlerde partisi SPD seçimlerden birinci çıkmasına rağmen Bremen Eyalet Başbakanı Jens Böhrnsen partisi birinci olmasına rağmen yüzde 6 oy kaybetti diye “bundan sonra görevi yürütmesinin doğru olmayacağını” söyleyerek istifa etti.
Yunanistan'da kurtarma paketi referanduma sunuldu. Halkın yüzde 61'i hayır dedi. Evet kampanyasını destekleyen Yeni Demokrasi'nin lideri Antonis Samaras sorumluluğu üzerine aldı istifa etti.
Bu yıl İngiltere'de de seçimler yapıldı. Muhafazakâr Parti tek başına iktidar oldu. Oyları gerileyen Liberal Demokrat Parti'nin Genel Başkanı Nick Clegg, kesin sonuçları beklemeden aynı gün istifasını verdi parti genel başkanlığından. Sadece o değil, koalisyon döneminde bakanlık yapan milletvekilleri de ayrıldı. Oyları gerileyen İşçi Partisi'nin lideri Ed Miliband ve kurmayları da devam etmenin etik olmayacağını söyleyerek partideki görevlerinden ayrıldılar.
Geçen yıl Fransa'da yerel seçimler yapıldı. İktidardaki Sosyalist Parti, beş puan geriledi. Başbakan Jean Marc Ayrault bu yerel seçimdir, şartları farklıdır filan demeden, mazeret aramadan hemen Cumhurbaşkanı Hollande'a istifasını sundu. O da yapma, etme, daha yapacağımız çok işlerimiz var demedi, istifasını aldı. Danimarka'da geçtiğimiz Haziran'da genel seçimler yapıldı. Sosyal Demokrat Parti Başkanı ve Başbakan Helle Thorning Schmidt, partisinin oy oranı artmasına rağmen iktidarı sağ bloğa kaptırınca partideki görevlerinden istifa ettiğini açıkladı. Seçimlerde sol blok 85, sağ blok ise 90 milletvekili çıkarınca partisi oyları artarken bile iktidardan düşen kadın Başbakan bunun sorumluluğunu üstlendi.
Sadece saydığımız ülkelerde değil dünyanın birçok yerinde demokrasi böyle işlemekte. Kaybeden veyahut oylarını beklenen kadar yükseltemeyen siyasi bedel ödemektedir. Bunu ödemek için de partililerin kamuoyunun baskısını beklemiyor adamlar. Etik ve sahip oldukları vicdani değerler onları böyle davranmaya zorlamaktadır. Zaten onlar istifa ettiğinde niye istifa ediyorsun, senden iyisi mi var, bu siyasi rakiplerimizin tuzağı gibi savunma dürtüsünü harekete geçiren kurmaylar yok. Çünkü o kurmay dediklerimiz de etik davranmak için istifa etmekte.
Japonlardan ve geleneklerinden hiç bahsetmeyelim.Çünkü onlar en küçük bir başarısızlıkta dahi kendi kendilerini yargılayıp yine kendi ölüm kararlarını vererek intihar ediyorlar.
Bakalım 1 Kasım seçimleri sonunda “ Partimi başarıya ulaştıramadım.Bari gideyim artık” diyebilecek hangi cesur yürek çıkacak???
GÜNÜN SÖZÜ
Bazı insanlar alçak gönüllüdür. Bazı insanlar ise alçak olmaya gönüllüdür.
N.F.Kısakürek
Yedi sekiz dil bilen bir bilgeye:
-Üstad! diye sormuşlar. Gerçek bir uzman olarak bütün dillerin özelliğini biliyorsunuz. Söyler misiniz acaba, en anlaşılmaz dil hangisidir?
Bilge zat hiç düşünmeden cevap vermiş:
-Kadınların dili!