DİLİN KEMİĞİ
HALI YIKAMAYA YASAK GELMELİ!
Kuraklık artık sadece bizim ülkemizi ilgilendiren sorunlardan değil tüm dünyayı ilfilendiren küresel bir sorun olmaya başladı.Mevsimsel yağışlar neredeyse durma noktasına gelmişken,sıcaklardan buzulların erimesi tehlike sinyallerini çalmaya başladı.Olan yağışlarda seller şeklinde olup yıkıcı felaketlere yol açmaktan başka bir işe yaramıyor.Dünyanın sonu görünmeye başladı artık.
Yüzyılımızda kuraklıkların artması ve su kaynaklarının kurumaya başlaması ile birlikte petrol ve maden kaynakları yerine bundan sonra su savaşları görülmeye başlanacaktır.En fazla su kaynakları olan ülkeler hedef haline gelecektir.
Dünya da küresel kuraklık tehlikesine karşı ülkeler acil eylem planlarını çoktan uygulamaya başladılar bile.Yeşil alanların damlalama yöntemiyle sulanıp su kaybını önlemeye giderken,bazı şehirler parklarda suni yeşil alanlar oluşturmaya başladılar.
Haneler de su kaybını önlemek için eğitsel programlara ağırlık verip okullarda öğrenciler idareli su kullanımı için eğitimlerden geçiyorlar.
Ya bizde durumlar nasıl?
Malum bahar temizliği olunca kadınlar kendini daha bir kaybetmeye başlarlar.Ve bu dönemde su faturaları daha bir şişmeye başlar.Yaz boyunca ellerde hortumlar dakikalarca kırklanan balkon yıkamalar yerini halı,kilim,paspas yıkamalarına bıraktı.Böyle bir halı temizliğine! Şahit olmak zorunda kaldım.Ve barajlar kuraklığa rağmen hala nasıl kurumamış hayret ettim.Çünkü 4 metre kare bir halı için harcanan su, abartısız belki de bir mahallenin bir günlük tüketimine denk gelebilir.Yarınlar yokmuş gibi kömür ocağından çıkmışçasına harcanan ve saatlerce akıtılan suyun artık bir cezası olmalı.Ciddi olarak söylüyorum halı yıkama gibi ilkel bir temizleme yönteminin kaynaklarımıza ne denli zarar vereceğine artık dikkat edilmeli.Kadınlar,çocuklar hatta bina görevlilerine tehlikenin boyutları ciddi olarak anlatılmalı.Ve ciddi cezai uygulamalar başlatılmalı.Hem belki bu yasakla birlikte komşuların tepesine suyu akan halıları asarak tacizlik veren şuursuzlara da bir dur denilmiş olur.