Dünya Kadınlar Gününde! Program, sorumlu ama da alakasız bakanın kadın ölümleriyle ilgili istatiksel bilgilerini açıklaması,şiddet ve taciz olaylarındaki artış hızı,katledilen kadınlar için saygı duruşu,ardından yapılan saçma konuşmalar,kokteyl ve günün yemeği, Muazzez Ersoy konseri kapanış….
Ayrıca yollarda reklam amaçlı ellerine tutuşturulan karanfiller.
Ne oldu?Andık,kutladık,bitti.
Akşamında haber bültenlerinde görürüz:kadınlar gününde yine bir kadın daha erkek terörüne kurban gitti..şiddet gördü…yakıldı….
Milletvekilliği aday adaylıklarında bilirsiniz kontenjanda iki ibare vardır.”Özürlü ve kadın aday kontenjanı”! Bayılırım ben bu sınıflandırılmaya.Dalga geçercesine de röportajlarımda sorarım.Sizde bayan adaylık için kaç kontenjan var? diye. Marifetmiş gibi havasını da atarak “bazı partilerde hiç yok ama bak bizde iki tane.Hem de seçilecek yerden” demezler mi? Ölürüm ben onlara.Havanızı sevsinler sizin.Demek iki tane.Tamamı olsa hatta abartmayayım yarısı olsa ne olur sanki?Tabi ki de kıyametler kopar ki olacağı o.
Cinsel ayrımcılık zaten daha ilk baştan en tepelerden başlıyor.Bir ilimiz de kapasiteli bayanların sayısı erkeklerden çok da olsa,hatta bir eliyle ayı diğeriyle güneşi yakalama yeteneği olsa sınırları geçemez. Geçemez, çünkü hakları o kadar.
Türkiye’nin ilk ve muhtemelen de son başbakanı olan Tansu Çiller, nasıl olduysa seçildiğinde kıyametler kopmamış mıydı?
Bir kadından mı emir alınacak mıymış?
Kıyamet alameti hocam,başımıza taşlar mı yağar?
Kadından emir almak caiz mi,ayıp mı, günah mı?
Hiç kimse Tansu Çillerin politikalarına, nasıl yönettiğine ve kapasitesine bakmaya tenezzül dahi etmedi.Kriterini yapacak olursak ve günümüz yöneticilerine bakarsak da pek çok yöneticiden daha başarılı işler yapmış ve cesur kararlar almıştır.Cesur yürekli, Dış İşleri Bakanı Meral Akşener’ de olası bir darbeyi önlemiştir.Dış politikamızın o dönemdeki başarılarını merak edenler bir zahmet araştırsınlar.Şimdi ki dönemle kıyas dahi edilemez.Ama kadının bir hatası erkeğin on hatası denktir, düsturuyla da yıllardır hedef oklarından kurtulamamıştır.
Kadınlar günü diye bir kutlamanın dahi olması anlamsızdır,saçmadır.Çünkü kadın başka bir yaratık değildir ki ayrı bir günü olsun. Hayvanları koruma günü ,kabotaj bayramı,çocuk bayramı ..gibi.
Kadın zaten bir kimliktir,şahsiyettir,yetenektir, vatandaştır ve sadece insandır.Eğer kadınlar için illaki bir şeyler yapmak istiyorsanız önce kendi kafalarınızı temizlemekten ve ön yargılarınızdan kurtulmanız gerekir.O zaman omuz omuza çalıştığınız mücadele ettiğiniz kişiyi karşı bir cins olmak yerine sadece insan olarak görmeye başlarsınız.
İnsan olarak görürseniz de,ayrımcılık yapamaz,şiddet uygulayamaz ve de ötekileştiremezsiniz.En güzel örnek alınacak ise Peygamber Efendimizin emsal ahlakıdır.
Hz. Peygamber(sav) eşlerine yardım etmekten hoşlanırdı. Koyunlarını sağar,elbisesini yamar,ayakkabısını tamir ederdi.
Kadınların her yönden eşlerinden beklediği ilgiyi gösterirdi.Her şeyi eşleriyle paylaşırdı.Sıkıntısını,mutluluğunu……..
Hz. Aişe ile yemek yediklerinde her şeyi önce Hz. Aişe’nin yemesini isterdi.
Yeme içme konusunda bile onlara öncelik tanırdı.
Hz. Aişe’nin anlattığına göre Peygamber yemekte bir şey içilecekse önce Aişe’ye içirirdi.Sonra kendisi içerdi.İçerken de Hz. Aişe’nin içtiği yerden içmeye dikkat ederdi.
Bir et yemeği yeniyorsa mutlaka Aişe’nin elindeki parçayı alır,onun ısırdığı yerden kendisi de ısırırdı.
Bu şekilde aile içindeki “biz” kavramını örnekli olarak ders verirken eşlerini her şekilde memnun edip,onlara yakınlığını ve alakasını davranışlarıyla da gösterirdi.
Her davranışında eşlerine öncelik verdi.
GÜNÜN SÖZÜ
“Ahlakı en güzel olanınız eşlerinize en iyi davrananızdır.”
Hz.Muhammed(SAV)
TEBESSÜM
Bir kayın validenin üç damadı varmış. Beraberce tatile denize gitmişler. Kayınvalide “bakayım damatlarım beni ne kadar seviyor” deyip atlamış denize ve boğulma taklidi yapmaya başlamış. “Büyük damadım boğuluyorum ne olur kurtar beni” demiş. Büyük damatta hemen kurtarmış. Ertesi sabah büyük damadın kapısında “reno laguna” üzerinde de bir not “sevgili damadım hayatımı kurtardın kayınvaliden”. Ertesi gün ortanca damadı denemiş aynı şekilde oda hayatını kurtarmış onunda kapısında “reno safrane” ve üzerinde not: “sevgili damadım hayatımı kurtardın kayınvaliden”. Sıra küçük damadı denemeye gelmiş. Ertesi gün yine denize girmiş. “Damadım boğuluyorum ne olur kurtar beni” demiş. Küçük damat “Bana ne ya boğulursan boğul ,demiş. “Kadında oracıkta boğulup ölmüş. Ertesi gün küçük damadın kapısının önünde lüks bir “Ferrari” üzerinde de not “Sevgili damadım hayatımı kurtardın; kayınpederin.”