Büyük önder ATATÜRK ‘’İstikbal Göklerdedir’’ demişti yıllar önce bu günleri görerek. Geçen hafta Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterine yeni bir insansız hava aracı daha katıldı. Taarruzi insansız hava aracı TİHA. Peki nedir bu TİHA, özellikleri nelerdir? Selçuk Bayraktar’ın dediği gibi TİHA uçan bir robot aslında; 40 bin fite ulaşabilen, 24 saat havada kalabilen,1.5 ton silah taşıma kapasitesi olan, üzerine havadan havaya, havadan yere atılacak füzeleri gibi geliştirilmiş son teknoloji silahların takılabildiği, dinleme ve önleme sistemleri bulunan, gelişmiş bir radar sistemlerine sahip olan bir insansız robot uçak. TİHA’ların Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterine katılması ile yakın zamanda F16 uçaklarının yükü azalacak F16’ların yaptığı işleri Kuzey Irak gibi sınır ötesi operasyonlarda TİHA’ların kullanılacağını düşünmekteyim. Bunun oluşturacağı en büyük avantaj; insan kaybının sıfıra inmesi ve uçuş maliyetlerinin azalmasıdır. 1990’lı yıllarda terörle mücadele için ABD ve İsrail’den insansız hava araçları istemiştik fakat bize ne tür zorluklar çıkarmışlardı. Zaten verseler de teknoloji transferi ile vermeyecekleri için biz bu SİHA’lardan kısıtlı olarak faydalanacaktık. Şimdi geldiğimiz duruma bakıyorum da neydik ne olduk amatör ligde bile değilken şampiyonlar ligine çıktık. Şu an dünyanın en gelişmiş silahlı ve silahsız insansız hava araçlarını üreten 3 ülkeden biriyiz. Milliyetçiyim Atatürkçüyüm diyen her Türk vatandaşının bundan gururlanması mutlu olması lazım. Artık Türkiye yüzde yüz yerli imkanlarla kendi hava aracını üreten ve bunu Pakistan, Ukrayna, Azerbaycan, Katar gibi ülkelere ihraç eden bir ülke durumunda. Kötü komşu insanı ev sahibi yaparmış sözü gerçek oldu. İsrail ve ABD’nin bize insansız hava araçlarını vermemesi bizi dünyanın gıpta ile baktığı kendi hava araçlarını üreten bunlara dünyanın en gelişmiş silah ve radar sistemlerini takan Dünya’nın 3 ülkesinden biriyiz.
İnsansız hava araçlarında Türkiye’nin ne kadar ileri olduğunu anlamak için yabancı kaynaklara da bakmak lazım. Yunanistan’da açık oturumlarda askeri uzmanlar tarafından günlerce Türkiye’nin ürettiği bu SİHA ve TİHA lar konuşuldu ve konuşuluyor. Yine ABD, Rusya, İngiltere gibi ülkelerde makaleler yayınlandı Türkiye’nin bu hava araçlarını üretmekteki başarısı konuşuldu. SİHA’ların sahadaki ilk başarılarını Suriye’de İdlib harekatında gördük İdlib’de askerlerimize yönelik silahlı saldırı sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri Silahlı insansız hava araçlarını sahada kullanmaya başladı. SİHA’lar Halep’ten Lazkiye’ye kadar olan sahada yüzlerce rejim askerini etkisiz hale getirdi. Rus hava savunma sistemlerini yerle bir etti. Bu başarı Dünya basınında geniş yer aldı. SİHA’ların ikinci uluslararası başarısı Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Karabağ savaşında yaşadı. Türk SİHA’ları kısa sürede birçok Ermeni menzilini yerle bir etti ve 30 yıla yakın zamandır Ermeniler tarafından işgal altında tutulan Karabağ’ın büyük bir bölümü Azerbaycan ordusu tarafından işgalden kurtarılarak özgürleştirildi. Hepimiz gururlandık mutlu olduk. TİHA’lar ise SİHA’lardan daha gelişmiş bir silah ve uçuş teknolojisine sahip. Aslında TİHA’ların üretilmesi yakın zamanda insansız savaş uçağının yapılacağının da en büyük göstergesidir ki, zaten Selçuk Bayraktar tarafından bu defalarca dile getirilmiştir.
Sahada güçlüysen masada da güçlüsün. ABD okyanus ortasından Suriye’ye, Irak’a, Afganistan’a ve birçok ülkeye sözde demokrasi getirmek için müdahalede bulunuyor yalnız bizim sınır komşularımız olan Suriye ve Irak’ta milli bütünlüğümüzü tehdit eden terör guruplarına karşı yaptığımız müdahalelere karşı geliyor. Ama artık şartlar değişti Türkiye halen kat etmesi gereken çok yol olsa da eski Türkiye değil. Gerek yetişmiş insan gücü gerek askeri gücü ile bu bölgede söz sahibi olan bölgesel bir güçtür. Yapılanlar ilerde yapılacak daha önemli projelerin fragmanıdır aslında. SİHA ve TİHA’ larımız dosta güven düşmana korku salmakta. Emeği geçenlere ne kadar teşekkür etsek az. Türkiye’nin askeri alanda %70 dışarı bağımlıyken ürettiği son teknoloji ürünü İHA, SİHA, TİHA’lar, orta menzilli füzeler, yerli üretim helikopterler ve daha sayamadığım askeri araçlarla bu durumu tersine çevirmiş ve dışa bağımlılığı %30 ‘lara kadar indirmiştir. Bu imkan verilirse Türk mühendislerinin neleri başarabileceğinin göstergesidir. Bu alanda elde ettiğimiz başarıyı eğitim, ekonomi, sağlık alanlarında da elde etmemiz en büyük beklentimizdir. Eğitimde de aynen askeri alanda olduğu gibi şampiyonlar ligine çıkmamız elzemdir. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere esen kalın.