İSTANBUL’DA ŞAHİN SEVGİSİ

Merve Tanrıöver
Merve Tanrıöver
İSTANBUL’DA ŞAHİN SEVGİSİ
06-09-2022

Bahane değil çözüm odaklı belediyecilik anlayışı deyince ne anlıyoruz?

Belediyecilik gibi  halkı doğrudan ilgilendiren yerel hizmet gibi önemli konularda idare edenin partisine, görüşüne  bakılmaksızın yapılan hizmetler ve memnuniyetler önemlidir. Vatandaş hizmetin değerine önemine göre fikir üretir. Sellerle uğraşan bir kent için alt yapı hizmetleri ne kadar değerliyse karlarla aylarca mücadele edenler de yol hizmetlerine bakar. Tunceli’nin komünist lakaplı başkanının icraatlarını beğenen karşıt görüşlülerin hizmetlere methiyeler düzmesi bunun en güzel örneklerindendir.

Geçtiğimiz ay uzunca bir süre İstanbuldaydım. Tartışmasız dünyanın hem en güzel hem de en sorunlu şehridir bu yorgun şehir. Sorunlar beklentiler haddinden fazladır her zaman. Çözümlemeler de öyle şıp diye olabilecek gibi değildir. Bunun ciddi bilincine olan şehir halkı gerçekçilikle beraber basit çözümlemelerin dahi yapılamamasına ciddi anlamda kızgın. Özellikle de seçim zamanında verilen sözlerin sıkı takipçisiler. Zehir gibi şehir hafızasına sahip ve asla es geçmiyorlar.

İmamoğlu farklı bir rüzgar estirerek oturduğu koltukta çoğunluğu hayal kırıklığına neden hizmet anlayışı ile şimdiden tepkileri üzerine çekmiş durumda. Esnaf, tüccar, iş insanı, ev hanımı, öğrenci için sonuç odaklı hizmet anlayışı çok önemli. Kime dokundanız bin ah işitiyorsunuz. Nereden geldiğiniz sorulup, Gaziantep deyince…Gaziantepli Fatma Şahin’den övgüler duymaya başlıyorsunuz. Dünya artık çok küçük elimizin altında, cebimizde ve bilgiye ulaşmak saniyelerle oluyor. İnsanlar oturduğu yerden dünyayı takip edebiliyor. Gaziantep’ te yoğun bir mercek altında. Öncesi ve sonrası kıyasıyla bile şehirlerin hizmet bilgisine ulaşmak çok kolay. Bizde de sıkıntılar yok mu? Var tabi ki de var olmasına ama  yine de genele bakacak olursak her  zaman çabalayan, çalışan, üreten, halkın sorunlarına duyarlı olabilen, yorulmak nedir bilmeyen çok özellikli değerli bir başkanımız  var; Taliplisi de çok var. Sahip çıkalım.

**

DÜĞÜN DERNEK KÜLTÜRÜ!

Sokak ve cadde arasında olan düğün salonlarının etrafında yaşayan insanlar için yaz ayları bir kabustur. Durmak bilmeyen düğünler yüzünden uykusuz ve huzursuz geceler geçirmek neden mecburiyet olsun ki? Düğüne katılan misafirlerin bile sürekli şikayet ettiği aşırı yüksek sese lütfen bir limit ve kısıtlama uygulama gelsin artık. Bunun yaptırımı zor olmasa gerek. Vatandaşların veryansınlarına, şikayetlerine artık yetişemez olduk. Birilerinin mutluluğu diğerlerinin kabusuna dönüşmesin artık. Biraz insaf!

**

BALKONDA MANGAL REZALETİ

Dumanlar komşuyu aşırı rahatsız ediyor. İsi pisi de cabası. Hele birde acemiyse kaldırdıkları alevlerle neredeyse binayı kökten yakacaklar. Yoldan geçenlerin, çoluk çocuğun, alacak gücü olmayanların nefis mücadelesi de cabası. Dünyanın hiçbir şehrinde balkonda mangal keyfi göremezsiniz özel mülklerin dışında. Konutlarda mangal keyfi yasaklaması bekleyen çok ama bu kararı alıp uygulayacak bir babayiğit lazım. Keyfine mangalına düşkün Antepli için bu ciddi bir yaptırım olur ki iç savaşa kadar yolu var ki buda ayrı bir sorun.

GÜNÜN SÖZÜ

Keskin bıçak olmak için çok çekiç yemek gerekir.
Türk Atasözü

TEBESSÜM

“Bir profesör aslanla kuzunun aynı kafeste yaşayabileceğini iddia etmiştir. Ancak etrafındakiler bunun gerçekleşemeyecek bir durum olduğunu söylemiştir. Profesör ise buna mukabil deneyip olabileceğini iddia etmiştir. Hemen akabinde hayvanat bahçesinde denemelere başlamıştır.
 İtiraz edenler bir hafta sonra kuzu ile aslanın aynı kafeste olduğunu görmüştür. Profesöre şaşkınlıkla bunu nasıl başardığını sorduklarında profesör şu cevabı vermiştir:
 – Her gün kafese yeni bir kuzu koyuyoruz.”

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?