Dinimizi gerçek anlamda öğrenmek, Allah’ın emirlerine göre yaşamak için cemaat, tarikat safsatalarına sahtekar aracılara değil de kutsal kitabımızı ve peygamberimizi rehber edindiğimiz de,
Bayrak, millet ve devletin bekasının tüm menfaatlerin üzerinde olduğunu ,hiçbir dünyalıkla değiştirilemeyeceğini ,satılamayacağını anlamaya başladığımızda,
Kafamızı deve kuşu gibi yere gömmekten vazgeçip” Ateş düştüğü yeri yakar değil, “acılar hepimizin ortak acısıdır” vicdanına kavuşabildiğimizde,
Savaşların bir avuç güçlü tarafından cüzdanlarını doldurmak için çıkartılıp, bu yüzden insanları kullanmalarını,birbirlerine düşürmeye çalıştıklarını anlamaya başladığımızda,
Bize verilen makamlarla,görevlerle egoları şişirip,fırsatçılıkla cepleri doldurup çıkar çarkını döndürmek yerine gerçek mana da dürüstlük ve ahlakla hareket ettiğimizde,
Kadının ve erkeğin biyolojik ve psikolojik bir takım farklılıklar içinde bulunması onları birbirlerine karşı üstün kılmayıp; bilâkis, birbirlerine karşı farklı vazifeler yüklediğinin kabul edildiğinde, şiddet ve cinayet haberlerinin kurbanları değil başarıları ve çalışmaları ile medyada boy göstermeye başladıklarında,
Çocuklarımızın geleceğimizin bekçileri olarak yetiştirip, zihinlerine ve bedenlerini tehlikelerden koruyup sahip çıkmayı öğrendiğimizde,
Ağacı, yeşili, çiçeği, böceği, hayvanları sevip,merhamet edip korumaya başladığımızda,
Komşumuzun arkadaşımızın dertlerine ortak olup insan olduğumuzu hatırlamaya başladığımızda,
Hiç tanımadığımız birisine tebessüm edebildiğimizde,
Yardıma muhtaç insanlara destek olup onları da artık görebildiğimizde,
Eski zamlardaki büyüklerimizin yaptıkları gibi ekmeğimizi dolaplarda küflenmeye terk edip saklamayı değil, paylaşmayı öğrendiğimizde,
İŞTE BİZ OGÜN GÜZEL YAŞAMAYI BAŞARACAĞIZ.
Unutmadan ,Dünyamız, Gezegenimiz yani doğamız aslında tüm canlılara aynı mesafededir.
GÜNÜN SÖZÜ
İnsanlıkta mutluluk, insanoğullarının birbirine yaklaşması, insanların birbirini sevmesi, hepsinin temiz duygu ve düşüncelerini birleştirmesiyle olacaktır.
ATATÜRK
TEBESSÜM
Maddi tedbirleri almadan evlenen adamı, hanımı Hakime şikayet etmiş. Eve hiçbir şey getirmediğini söylemiş. Adam da, eve getirdiğini farelerin yediğini söyleyince, hakim:
"Demek fareler yiyecek şey buluyor ki evden çıkmıyorlar" demiş.
Hanımın cevabı şöyle olmuş:
"Sayın hakim, farelerin bu adamın evini terk edip gitmeyişleri yiyecek bulduklarından değil, sadece vatan sevgisindendir."
**
Sevdiğim bir dostumdan zevkli bir Karadeniz fıkrası..
Sevgili oğlum Temel... Senin hızlı okuyamadığını bildiğim için mektubu yavaş yavaş yazıyorum...
Artık senin büyük şehre gittiğin sırada yaşadığımız evde yaşamıyoruz. Baban bir gazetede, "İnsanların başına genellikle evlerinin iki kilometre civarındaki bölgelerde kaza geldiğini" okumuş; o yüzden taşındık...
Sana yeni adresi veremiyorum, çünkü yeni evimizde bizden önce oturan hemşehrilerimiz, taşınınca adresleri değişmesin diye kapı numarasını söküp götürmüşler...
Bu evde garip bir çamaşır makinası var. Geçen gün içine dört gömlek koydum, çalıştırmak için duvardaki zinciri çektiğimden beri bir daha gömlekleri göremedim.
Geçen hafta sadece iki kez yağmur yağdı. İlki üç gün, ikincisi ise dört gün sürdü...
Benden istediğin yeleği postaya verdim. Ancak, halan 'o koca düğmelerle paket çok ağır olur' deyince düğmeleri kopartıp yeleğin cebine koyduk. Orada bulabilirsin...
Not: Sana biraz da para gönderecektim, ama zarfı bir kere yapıştırmış bulundum... Sevgiler... Annen"