Kadına şiddete hayır!!

Merve Tanrıöver
Merve Tanrıöver
Kadına şiddete hayır!!
19-09-2015

Kadının doğurmasından giyimine, gülmesinden konuşmasına,çalışıp çalışmamasına..varıncaya kadar her adımını konuşma hakkını kendinde gören siyasiler,bürokratlar yetkilileri…

Beyler!Beyler!Beyler!

Madem her şeyin iyisini siz biliyorsunuz ve kadınları ilgilendiren her konuda konuşmayı kendinizde özel bir hak olarak görüyorsunuz.Siz dehalar bari şunların cevaplarını verin de görelim bakalım.

Kadın cinayetleri ve şiddeti neden AKP iktidarının döneminde daha da bir popülerlik kazandı.Erkekler kimden ve neden cesaret almaya başladılar?neden kasten ve planlayarak öldürmede cezalar gerektiği gibi uygulanmayarak tahrik ve iyi hal indirimleri yapılıyor.Hapishanelerde eşini, katleden katiller itibar görürken savcı be polislerde neden katil eşlerden yana tutum sergileyebiliyor.Hadi caydırıcılık adına idam cezasını getirinde görelim.Ya da ağırlaştırılmış müebbeti..Katledilen kadın sayısı sorulduğunda cevap vermek yerine “internetten bakın” diyen bakanımıza cevap olarak ta diyoruz ki;” üzülmeyin bakanımız, biz sizin yerinize takip ediyoruz”.Zaten sayıda da an itibarıyla artış devam ediyor.İsterseniz bizlere de sorabilirsiniz.Sıkıntı yok.

Sadece kariyer yapıp kendini ispatlamak,ilminde ilerlemek,sosyal statü..gibi hedefleri olan kadınlarımızın azınlıkta,tek maaşla geçinemeyip çalışmak ve eve ekmek getirmek,eşine destek olmak zorunda kalan kadınların çoğunlukta olduğu ülkemizde, çalışan kadınlar için işyerlerinde ve çevrelerinde haklarının korunabilmesi için doğru dürüst yasaları dahi olamayan bir ülkenin siyasetçi beyleri ne yazık ki cinsiyetlerinin üstünlüğüne!!vurgu yapmak istercesine boşluğa konuşmaya devam ediyorlar.Hadi bununla ilgili düzenlemeler yapın da görelim.

Ve yine düşündünüz mü hiç? Zaman zaman kadını hedef alan rencide eden, suçlayan yada eleştiren açıklamalarınızla sizlerin de biz kadınlara bir nevi psikolojik şiddet uyguladığınızı.Düşünmeden, ölçülmeden söylenmiş her sözün nasılda dalga dalda ve katlanarak yayıldığını,açtığı psikolojik yağmaları.Buda bir nevi mobbing olmuyor mu? Zaten sizin “siyah” dediğinize on ayrı renk biçme ustası olan bir toplumun bir sözün arkasından neler çıkarabileceğini tasavvur edebilmek için müneccim olmaya da gerek yok.

Meclis çatısı altında,siyasetin her kolunda aktif olarak daha çok kadın olmalı ,cinsiyet ayırımına hayır!diyebilecek cesur yürekler aranızdan çıkabilir mi? diye merak ediyoruz doğrusu.

En son” kadın,çocuk,kariyer” polemiğine “katılmazsam olmaz” diyenlerden Sağlık Bakanımızın büyük kızının, Avcılar Hospital da hem yönetim kurulu üyeliği yaptığını hem de çocuk sahibi olabildiğini hatırlatmamızda bir sakınca yoktur umarım.

Bu konu da İslam dininin kadına verdiği gerçek değerden bahsetmek adına ciddi ve istikrarlı açıklamalar yapması beklenen, hutbelerini dahi buna göre düzenlemesi beklenen Diyanet Başkanlığımız neler yapıyorlar peki? Kendilerine tahsis edilmiş lüks araçlarının keyfiyeti içinde, günümüzde tek ve en büyük günah dövme yaptırmakmış gibi “Dövmesini sildiremeyen Allah’tan bağışlamasını dilemeli” şeklinde çok faydalı! bir fetva veriyor.

Peki eşine eziyet eden,döven,kadını horlayan,dışlayan toplumla ilgili fetvalar neden göremiyoruz?

GÜNÜN SÖZÜ

“Sizler yediğiniz şeylerden onlara da yediriniz, giydiğiniz şeylerden onlara da giydiriniz! Kadınlarınızı dövmeyiniz, onlara Allah senin yüzünü çirkinleştirsin diye beddua etmeyiniz ve evin dışında onlara küsüp terk etmeyiniz!”

HZ.MUHAMMED(SAV)

TEBESSÜM

Adamın biri California’da bir kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış ve adam lambayı kumların içinden çıkarmış. Dalgasına belki cin çıkar deyip ovalarken lambayı cin çıkmış.
Adam çok şaşırmış, cin başlamış konuşmaya:
– Tamam, tamam. Beni lambadan kurtardın vs…
– Bu, bu ay içinde dördüncü çıkarılışım ve bu işten sıkılmaya başladım bu yüzden 3 dileği unut. Sadece 1 dilek hakkın var!
Adam oturmuş ve bir süre düşünmüş ve:
– Her zaman Hawaii’ye gitmek istedim ama uçaktan korkarım ve deniz beni çok tutar. Benim için Hawaii’ye bir köprü yap böylece arabayla oraya gidebileyim.
Cin gülmüş ve:
– Bu imkansız. Bu işin lojistiğini düşün! Köprünün ayakları nasıl Pasifik’in dibine ulaşabilir? Ne kadar beton gerektiğini, ne kadar çelik gerektiğini düşün. Hayır, başka bir dilek düşün.
Adam tamam demiş ve gerçekten güzel bir dilek düşünmeye başlamış. En sonunda:
– Dört kere evlendim ve boşandım. Bütün karılarım her zaman duyarsız olduğumu ve onunla ilgilenmediğimi söylerdi. Bu yüzden, kadınları anlayabilmeyi diliyorum… Nasıl hissettiklerini ve neden ağladıklarını, bir şey söylemedikleri zaman gerçekten ne istediklerini…onları nasıl gerçekten mutlu edebileceğimi bilmek istiyorum…
Cin cevap vermiş:
– Köprü iki şeritli mi olsun dört şeritli mi_!

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?