"Ölülerin arkasından konuşulmaz diye bir kural yok" fetvasından cesaret alarak Yeni Akit Genel Yayın Yönetmeni Hasan Karakaya'nın ölümünün ardından, sosyal medyadaki tepkileri,saldırıları hatta düzmece viyagra haberlerini gördükçe, insanoğlunun geride bırakacağı en büyük mirasın arkandan sövülmesine mahal vermeyecek bir hayat sürdürmekten geçtiğini anlıyoruz.Yoksa kimle ve nerede olduğuna bakmayan ölüm meleğine torpil,rüşvet işlemiyor.Garanti yok.Gelir ve emanetini alıyor.
Hasan Karakaya, mesleğim gereği takip ettiğim ama yazılarını okurken zıvanadan çıktığım yazarlardandı.Karşıt hiçbir görüşe ve fikre saygısı olmayan,eleştiriyi küfür ve hakaretle karıştıran, argonun sınırlarını zorlayan Karakaya’dan haz almamamı(en nazik kelimeleri seçmeye çalışıyorum) sağlayan beyanlarından ilki, şımarık bir müşavirin Soma faciası sırasında yüreği yanan bir Soma’lıyı tekmelemesine bizlerin öfkesi kabarırken kendilerinin “Resmi araçların camlarını tuz-buz eden, Başbakan’a ve Müşavir’ine hakaretler ve küfürler savuran, kravatından tutup darp etmeye çalışan bir provokatörün hakkı kötektir!.” İncilerinin yer aldığı “Tekmelerine sağlık Yusuf!” başlıklı yazısıdır. Güçlüye yağcılık,taraftarlık yapayım derken, mazlumu o pis yağların içinde boğmak zalimliğin en büyüğüdür.
Bir diğeri ise;
Sevmek zorunda değilsin ama saygı duymalısın, edebinden yoksun olarak hem de devlet kanalında yaptığı bir programda Atatürk ve silah arkadaşlarına karşı saygısızlık yapmasıdır. RTÜK ise çoğunluğun incindiği talihsiz açıklamalar için Atatürk ve silah arkadaşları için dile getirilen “Firavunlar gibi yediler, içtiler, kustular. Saraylarda şahane hayatlar sürdüler, Ne utandılar, ne doydular” şeklindeki sözlerini, ‘ifade özgürlüğü’ sayarak TRT’ye uyarma gereği dahi görmedi. Skandalı “ifade özgürlüğü” olarak gören AKP’li 4 üyeye MHP’li bir üyenin de destek vermesi de şok etkisi yaratmıştı.
İslamın kalemşörlüğünü yaptığını iddia edenler; öğrendiğimiz kadarıyla güzel dinimizde küfür yok, itham yok, iftira yok.Ötekileştirmek ise hiç yok.Farklı görüşlere saygısızlık,küçük görmek,mazlumu ezme asla yok.Edepsizlik asla yok.
İslam’ın desturlarını,erkanlarını kaleminin ucunda karalamak öyle her yiğidin harcıda değildir,haddi de.Bendeniz de dahil.
Kendilerinden başkalarının fikir ve yaşamlarına değer vermeyenler, saygı göstermeyenler…
Mazlumun sırtına çöküp cebini ve egosuna tavan yaptırma yarışında olanlar…
Sırtlarını büyük dağlara yaslayarak sağlama alındığını sanarak, bayrağa, millete,dine,kutsal ne varsa sövmek hakkını kendilerinde bulanlar…
Bir günlük saltanatların sonsuzluğunun rüzgarlarında kaybolup yeryüzüne inmekten haya duyanlar…
Demek ki neymiş…
Ölüm de varmış..
GÜNÜN SÖZÜ
Ne kadar yaşadığınız değil nasıl yaşadığınız daha önemlidir.
TEBESSÜM
Ormanlar kralı aslanın cani sıkılıyormuş.Akıl hocası tilkiyi çağırmış:
"Bir şeyler düşün de neşemizi bulalım!"
"Şu aşağıdaki patikanın başında duralım, karşımıza ilk çıkanı dövelim!"
"İyi de, durup dururken adam dövülür mü?"
"O kolay, senin niye şapkan yok, der döveriz!"
Gitmişler yolun başına, kısmetlerine tavsan çıkmış "Senin niye şapkan yok!" diye bir girişmişler, yer misin, yemez misin?
Ertesi gün yine ayni pusu, yine kısmetlerine tavsan çıkmış. Zavallı sekiyor, topallıyor:
"Ulan senin niye şapkan yok?" diye bir dayak daha...
Üçüncü gün aslanın adalet damarları kabarmış:
"Yahu, tilki kardeş şapkası yok, diye her gün pat, küt adam dövülmez ya!"
Tilki "Kolay!" demiş:
"Sigara almaya yollarız, ya filtreli alır, ya filtresiz, hangisin almışsa, öbürünü almadı, diye döveriz!"
Kısmetlerine yine tavşancık çıkmasın mı? zavallının yüzü, gözü sarili, titriyor:
"Git bize sigara al, gel!"
Aslanla, tilki keyifli keyifli gülerken, tavsan biraz gittikten sonra dönüp sormuş:
"Affedersiniz, filtreli mi, filtresiz mi?"
Aslan çok bozulmuş "Gel lan buraya!" diye kükremiş:
"Senin niye şapkan yok!"