Dağlık Karabağ Azerbaycan’ın güneybatısında yer alan Ermeni işgalindeki Türk toprağıdır. Bugünkü çatışmaları iyi okumak için biraz geçmişe yolculuk yapmamız gerekir.
Karabağ Sovyetler birliği zamanında Azerbaycan’a bağlı özerk bir bölge olarak belirlenmiştir. Ermeniler hiçbir zaman bunu kabul etmemişlerdir. Azerbaycan ve Ermenistan arasında 1980'li yılların sonra Karabağ meselesi yüzenden başlayan gerilim, Sovyetler Birliği dağılmasıyla sıcak çatışmaya dönüştü.1991'den 1994'e kadar çok sayıda ateşkes girişimi oldu. Ermenistan her seferinde süreci sabote etti ve sivillere zarar vermeye başladı. Bu süreçte 26 Şubat 1992’de Ermeniler Hocalı katliamına giriştiler ve 613 masum Müslüman Türk’ü; kadın, çocuk, yaşlı demeden katlettiler. Aslında bu olay bir nevi soykırımdı, ama nedense küresel güçlerden gerektiği kadar ses çıkmadı gerekli tepkiyi ortaya koyamadılar. Binlerce sivil Azerbaycan Türk’ü ve askeri Ermeni tarafından katledildi. 1 milyona yakın Azerbaycan Türk’ü kendi vatanlarında mülteci durumuna düştüler (onların değimiyle kaçkın). Azerbaycan’da bulunduğum zamanlarda Bakü’deki Karabağ göçmenlerinin toprakların alınması konusunda ne kadar istekli olduklarına şahit olmuştum. İnsanlar arasında tam bir milli şuur ve dayanışma hakimdi. Bugünlere kısmetmiş Azerbaycan ordusu işgal edilmiş topraklarının yüzde seksenini işgalden kurtardı. Fuzuli, Cebrailli, Zengelan önemli ve tarihi şehirlerden biri olan Şuşa ve diğerleri. Toprakların işgalden kurtarılması konusunda Türkiye’den kardeş ülkeye tam destek gelmiştir.
Bugünkü duruma baktığımızda ne Azerbaycan 30 yıl önceki eski Azerbaycan ne de Türkiye 30 yıl önceki Türkiye, 30 yıllık süreçte Azerbaycan iktisadi, askeri olarak sürekli güçlenirken Ermenistan yerinde saymaktadır. Ermenilerin Destek olmaksızın Azerbaycan ordusu ile başa çıkma şansı yoktur. Bu durum sahada fiili olarak görülmüştür. Türkiye bu meselede daima Azerbaycanlı kardeşlerinin yanında durmuş her türlü desteği vermiştir. Karabağ savaşının kazanılmasında Türk yapımı milli gurumuz silahlı insansız hava aracı Bayraktar TB2 SİHA’ların etkisi büyüktür. SİHA’lar Ermenilere ait birçok mevziyi yerle bir etmiştir.
SiHA’ların savaşın seyrini değiştirdiği uluslararası basında da gündeme gelmiştir.Rus İzvestiya gazetesi, Dağlık Karabağ semalarına “Türk Bayraktar TB2 insansız hava araçlarının tamamen hakim olduğu" yorumuna yer verdi. Gazeteye değerlendirmede bulunan Rus askeri uzman, “Gökyüzüne tamamen insansız hava araçları hakim.Ermenistan'ın tankları SİHA’lar karşısında savunmasız durumda. Eski tip tanklar artık tarihe karışıyor” dedi. Yazıda geçtiğimiz yıl Eylül ayı içinde Azerbaycan ordusunun, Bayraktar TB2‘leri kullanarak Ermenistan’a ait dokuz hava savunma sistemini imha ettiği bilgisine yer verildi. Gazete, Defence Express dergisinin, son yıllarda Suriye ve Libya’da Bayraktar SİHA’larla en az 23 Rus yapımı Pantsir-S1 füze sisteminin vurulduğu iddiasına da dikkati çekti. Suriye’de SİHA’ların başarısı dış basında hayli yer bulmuştu. ABD merkezli Foreign Policy dergisindeki kaleme alınan yazıda Azerbaycan ordusunun Dağlık Karabağ'daki etkili operasyonları sonucu Ermenistan'a büyük bir üstünlük kurduğu belirtildi. Yazıda Putin'den yardım bekleyen Paşinyan'ın bu talebinin karşılık bulmadığı yer aldı. Türkiye'den satın alınan SİHA ve İHA'ların savaşın seyrini değiştirdiği belirtilen yazıda Putin'in Paşinyan'ı kurtarmaya yanaşmadığı dile getirildi. Azerbaycan ordusu Ermeni ordusuna ait savaş uçakları,tanklar,füze savunma sistemlerini yok etmiştir. Bunun Ermenistan’a maliyeti 1 milyar doların üzerindedir. 25 yıldır kendi vatanlarında mülteci (Azerbaycan lehçesi ile kaçkınların) kendi doğduğu topraklara dönmesinin önü açılmıştır. Artık Azerbaycan başladığı işi bitirecek ve tüm Karabağ’ı işgalden kurtaracaktır buna muktedirdir. Olayın bir başka boyutu ise Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de, Suriye’de Libya’da ve Kafkasya’daki etkinliğinin her geçen gün artmasıdır.
Türk SİHA’larının Suriye’de Libya’da en son Karabağ’da gösterdiği başarı milletçe göğsümüzü kabartmıştır. Artık Türkiye bölgesel bir güç olmaktan çıkıp küresel bir güç olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Sahada güçlü olduğun kadar masada güçlüsün. Türkiye sahadaki gücünü tüm dünyaya göstermiştir. İbn-i Haldun ne güzel söylemiş Coğrafya Kaderdir diye. İzlanda’yı çevreleyen sular üzerinde yunus balıkları gezerken, Norveç’in sınır komşusu İsveç’ken Türkiye Orta Doğu coğrafyasında iç karışıklıkların yaşandığı kan ve göz yaşının eksilmediği, ateş çemberinin içerisindedir. Güneyde Suriye ve Kuzey Irak sorunu, Doğuda Ermeni sorunu, Ege adalarında ve doğu Akdeniz’de Yunan sorunu. Türkiye bulunduğu coğrafi konumu nedeniyle her zaman iktisadi askeri ve sosyal olarak güçlü olmak zorundadır.