“KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ” MASALI GÜNÜMÜZDE YAZILSAYDI!!

Merve Tanrıöver
Merve Tanrıöver
“KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ” MASALI GÜNÜMÜZDE YAZILSAYDI!!
27-12-2020

Günümüzde artık doğru olanların değil,iyi oynayanların hakim olduğu dönemleri yaşamaktayız.

En vahşi cinayetleri gözünü kırpmadan işleyip,insanları insafsızca dolandırıp,rezilliğin her türlüsünü işleyip mahkemede Pamuk Prensese dönüşenlerin verdiği ifadelerle ne akıl tutulmaları yaşanıyor.Savunmaların şirinliğini görseniz, kendinizden şüpheye düşersiniz.

Meşhur Kırmızı Başlıklı Kız’daki hain kurt masalını günümüze uyarlarsak;

Kırmızı başlıklı kızın babaannesini yemek üzereyken yakalanan kurt, tutuklanarak mahkemeye çıkarılır ve savunması istenir.Kurt olayı şöyle anlatır:

Her gün yaptığım gibi ormanı temizlemeye çıkmıştım. Orman benim evim, temiz tutmak da benim görevim. Derken bir kız beliriverdi. Kırmızı başlık ve peleriniyle çok şüpheli bir görünümü vardı. Kimin aklına gelir bu garip kıyafeti giymek. Belli ki bir örgüte bağlıydı ve yasa dışı bir görevi olmalıydı.. Bir süre dikkatle izledim bu garip kızı.

Elinde taşıdığı üzeri örtülü sepette kim bilir ne taşıyordu!.. Yürüyüşü bile normal değildi. Yanına yaklaşıp ne yaptığını sorunca bana” büyükannesinin evine gittiğini söyledi “ama gel de inan? Yine de bıraktım peşini kendi işime döndüm. Ama aklım o kıza takıldı bir kere… Bir gidip bakayım doğru mu söyledikleri dedim kendi kendime; gerçekten böyle bir büyükanne var mı? Siz olsaydınız gerçekliğini kontrol etmek istemez miydiniz? Orman benim evim. Ben hem ev sahibiyim, hem de diğer orman sakinlerine karşı sorumluyum. Neyse uzatmayayım… Gittim, baktım ve gerçekten bir büyükanne buldum. Sorduğumda“evet o küçük kız benim torunum” dedi. Ben de sorumlu bir kişi olarak; “bu küçük kız yabancılarla konuşulmayacağını öğrenmemiş daha .!

…” dedim ve anlattım küçük kızla karşılaşmamı ..

Büyükanne de ürperdi ve birlikte küçük kıza bir ders vermeye karar verdik. O yatağın altına saklandı, ben onun geceliğini giydim, başlığını taktım ve yatağına yattım. Küçük kız birazdan içeri girdi. Seslendi cevap verdim. Ne şaşkın bir çocuk !.. Beni büyükannesi sanıvermişti. Ben benim büyükannemi değil sesinden, kokusundan bile tanırım oysa ki. Neyse bunlar bir şey sayılmaz, daha neler yaptı bilseniz.

Kulaklarımın niçin büyük olduğunu sordu. Ne ayıp şey hiç sorulur mu!… Yine de çocukluğuna verip yumuşak bir sesle cevapladım. “Seni iyi dinlemek için”… Ama bu sefer kalkıp da burnumun niçin büyük olduğunu sormaz mı!.. Küçük kız hiç mi hiç terbiye almamış. Ben zaten

burnumu kendime kompleks haline getirdim, özgüvenim sallantıda. Psikologlar, estetikçiler…

Dünya para harcıyorum ama nafile. Yine aldırmamaya çalışırken bu sefer de ağzımın kocaman olduğunu yüzüme vurmaz mı! Tabi ki kızdım, siz olsanız kızmaz mıydınız? O sinirle ayağa fırlayıp peşinde koşturmaya başladım. Birden ne olsa beğenirsiniz! Bir kocaman avcı elinde tüfek kapıdan dalıverdi. Beni “seni hain kurt,büyükanneyi yedin değil mi?..” diye suçlamaz mı !..

Halbuki büyükannenin kılına bile dokunmadım. Oda saklandığı yerden çıkıp beni korumaya çalışmadı. Malum yaşlılık, kulakları iyi duymuyor. Avcı mahkeme yapmadan infaz kararımı verdi. Tabi ben de adalet bulamayacağımı, hatta canımı yitireceğimi anlayıp pencereden zor attım kendimi.

Geçirdiğim büyük korkunun sarsıntısı yetmiyormuş gibi o gün bu gün ormanda bile yüzümü rahat gösteremez oldum. Adım haine çıktı. Yeter Artık ..

Ben Suçsuzum ..

Sizce de gerçek suçlu kim?

TEBESSÜM

Bir tıp kongresinde doktorlar tıpta gerçekleştirdikleri son gelişmeleri anlatıyorlarmış.İngiliz cerrah çıkmış kürsüye anlatmaya başlamış;

-Bir trafik kazasında bir adamın sadece bir parmağı sağlam kalmıştı. Biz onu aldık. Ona vücut ekledik. Organlarını, kasları ekledik. O kadar mükemmel yaptıkkı çok çalışkan bir insan oldu. 50 kişinin yapacağı işi yaptı. 50 kişi işsiz kaldı.

Kürsüye Alman cerrah çıkmış;

- Biz bir kişinin sadece bir tel saçını bulduk. Ona organlarını ekledik.Kemik ekledik, kas giydirdik. O kadar muazzam yaptık ki çok süper birisi oldu. Çok çalışkandı. 100 kişinin yapacağı işi yapıyordu ve 100 kişiyi işsiz bıraktı.

Kürsüye Türk cerrah çıkmış;

- Siz var olan, elle tutulabilir şeylere vücut yapmışsınız. Biz daha zor olanı yaptık. Bir tik bulduk. Onu aldık, ona uzuvlar ekledik, kemik ekledik, kas yaptık. Bu kişi o kadar çok çalıştı ki başbakan oldu. Ve 2.000.000 kişiyi işsiz bıraktı.

GÜNÜN SÖZÜ

Budur cihanda benim en beğendiğim meslek,sözüm odun gibi olsun hakikat olsun tek..

M.Akif.Ersoy

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?