Şaka değil,gerçek; Gaziantep’te 5000’e yakın muhtar adayı varmış.
Son yıllarda özlük haklarının artırılması nedeniyle büyük ilgi gören köy ve mahalle muhtarlığı, maaşı ve avantajlarıyla iştahları kabartıyor.
En az belediye başkan adayları kadar seçim çalışmalarını büyük bir titizlikle sürdüren muhtar adaylarının en büyük hedefleri ise, mahallelerinde seçimi kazanabilmek.Bunun için de bir belediye başkanı edasıyla ve de havasıyla seçim çalışmaları yaparak iddialarını göstermeye çalışıyorlar.
Adayların profillerine baktığımız da da,aklımıza dahi gelmeyecek kesimlerden ilgilisi,heveslisi var.Emekli öğretmen,memur,bakkal,kasap,ev hanımı…yok yok..
2000’ li yıla adım atar atmaz milenyum çağına da merhaba dedik. Teknoloji, uzay bilimleri…yeni ve modern bir çağ. E-posta hizmetleri artık özel hayatın olmazsa olmazlarından. Buna ek olarak G-Talk veya MSN, Live gibi anında haberleşme ve sosyal ortamlarında katılım vazgeçilmezler arasında.
Artık duymayanınız kalmamıştır.E-Devlet denilen bir uygulama var.Gerçekten de yaşamı kolaylaştıran şahane bir uygulama.Artık dedelerin,ninelerin bile ellerinde cep telefonu olduğunu düşünecek olursak, E-Devlet kullanmayan kalmamalı. E-devlet zaman kazandırmaktadır .Enerji tasarrufu sağlamaktadır.
Bürokratik olarak kolaylık sağlamaktadır.
Günümüzde ülkemizde otuz sekiz milyon E-devlet kullanıcısı bulunmaktadır. Gelecek zamanlarda bütün devlet kurumları bu sistem üzerinden hizmet verecektir.
Hal böyle iken;
Vatandaşa gelen hiçbir evrakı muhataplarına iletmeyip direk çöpe yollayan, kendileri ile ilgili işi olan vatandaşa “yerinde yok” çilesini yaşatan,kırk yılda bir evrak almaya giden vatandaştan haksız ücret talep edip bunu bile zoraki yapan,mahallelinin çokta haz etmediği,hatta ihtiyaç dahi olarak görmediği muhtarlık makamının artık tedavülden kaldırılması gerekiyor.
Devlete ve vatandaşa yükledikleri maddi külfetlerden de biran önce kurtulmak için artık muhtarlık makamına son verilmesi gerekiyor..
Hem de acilen..
GÜNÜN SÖZÜ
İyi yönetim yakındakileri mutlu eder; uzaktakileri kendine çeker.
Konfüçyus
TEBESSÜM
Bir gün Nasrettin Hoca köyde gidiyormuş. Birkaç yaramaz çocuk onu taşlamaya başlamışlar. Nasrettin Hoca onlara bağırmış:
- Şayet beni taşlamaya son verirseniz, size ilginç bir haber vereceğim.
Yaramazlar bunu kabul ederler.
- Peki, bize ne haberi vereceksin?
- Muhtar bedava yemek veriyor. Orada istediğiniz kadar pasta börek yiyebilirsiniz.
Çocuklar mümkün olduğu kadar çabuk muhtarın evine koşmuşlar. Bizim Hoca bu parlak fikrine bir kez daha sevinmiş ve kendi kendine:
- "Ben de oraya gideyim, belki doğru olabilir", demiş.
**