Ekonominin başkenti İstanbul’umuzun can damarı , turistlerin biricik gözdesi, tarihin en eski sayfalarına şahitlik yapmış meşhur Mısır Çarsısı buram buram kokan baharatlarıyla her zaman ki kalabalığından yoksun belki de pandeminin en ağır tablosunu yaşayan çarşılarımızdan birisi durumunda.
Her zaman ziyaret emekten zevk aldığım bu güzelim tarihi çarşıda esnaf işsizliğin, can sıkıntısının ödenemeyen borçların tepkisi, bir esprisi olarak top çevirmece oynuyorlar. İğne atsanız yere düşmez tabirinin baş kahramanlarından olan bu tarihi çarşımızda in cin top oynuyor.Ne alışveriş yapan ahali, ne de turistler var. ”Bizi korona değil de bu kriz öldürecek” diyerek esnafın ne kadar ciddi sorunları olduğunu gözler önüne sermekteler..
Ticaretin kalbi İstanbul bu durumda ise diğer şehirlerimizin durumlarının vehametini varın siz düşünün…
**
UÇAKLARDA
TEK SIRA AMA…
Üçüncü dalga geliyor, turuncudan kırmızıya dönmek çok kolay diye uzmanlar uyarıyorlar ama tehlikenin en önemli risklerinden birisi de belki de hava alanları.
HES kodu ile bilet almaya başlıyorsunuz. Giriş kapısından başlayarak adım başı ateşiniz ölçülüyor. Adım başı maskenizi düzgün takın uyarıları ve sosyal mesafe kurallarını hatırlatan anonslar yapılıyor.
Tek sıra halinde uçağa biniyorsunuz. Buraya kadar her şey güzel ve mantıklı. Ama daha fazla yolcu almak uğruna iyice sıkıştırılan koltuklarda dip dibe yolcuların oturtulmasının mantığını kim açıklayacak acaba?
GÜNÜN SÖZÜ
Dediler ki gözden ırak olan gözden ırak olur.
Dedim ki gönüle giren gözden ırak olsa ne olur.
TEBESSÜM
Doksanlı yaşlara yaklaşmış iki yaşlı kadın sohbet ediyorlarmış.
- “Benim bey bu sıralarda kötü bir alışkanlık edindi. Tırnaklarını yemeye başladı. Ne yaptıysam vazgeçiremedim. Sinirlerimi bozuyor.”
Diğer kadın ise cevaben:
- “Haklısın benimki de bir ara başladı ama uyguladığım tedbirlerle tırnak yemesini engelledim.” der.
- “Çok iyi! Ne yaptıysan bana da öğret lütfen.”
- “Çok basit dişlerini sakladım.”