Son iki yıldır dünya ekonomisinde yaşanan düşüşten en fazla etkilenen ülkelerin başında
Türkiye gelmekte. Gerçek enflasyon neredeyse üç haneli rakamlara ulaşacak, cari açık cumhuriyet
tarihinin en yüksek seviyesine geldi. Dolar’ın yükselişini dizginlemek için kur korumalı mevduata
hazineden miyarlarca kaynak ayrıldı, merkez bankasının rezervleri azaldı, alım gücümüz azaldı.
İğneden ipliğe her şeye zam geldi, belki ben bu yazıyı kaleme alırken birçok ürüne zam gelmiştir.
Ülke olarak zor zamanlardan geçiyoruz. Ekonomik krizden belirli bir zümre hariç’’ tüm sektörler
etkilendi. Kamu sektöründe çalışanların kayıpları maaş artışları ile yetersizde olsa bir nebze olsun
telafi edildi. Ama özel sektörde çalışanların durumları hiç iç açıcı değil. Bugün ki yazımda özel
sektörde görev yapan yüzbinlerce öğretmenin yaşadığı sorunlardan bahsedeceğim.
Temmuz ayı ile birlikte asgari ücret 11 bin 402 TL’ye yükseltildi ki bu elzemdi. Benimde yönetim
kurulu üyesi olduğum Özel Sektör Öğretmenleri Birlikteliği Derneği’nin 2022 yılı için yaptığı
araştırmada ocak ayında asgari ücretin 5 bin 500 TL’den 8 bin 500 TL’ye çıkarılması ile özel
sektörde görev yapan öğretmenlerin %80’i asgari ücretin altında kalmıştı. Tabi bu durumda
kurumlar mecburen maaşları asgari ücret seviyesine çekmek zorunda kaldılar ki bazı kurumlar
bunu dahi yapmadı, asgari ücreti bankaya yatırıp üzerini öğretmenden aldı ne yazık ki. 2023-2024
yılı için öğretmen sözleşmeleri genellikle nisan mayıs ayı içerisinde yapıldı. Kurumlar asgari ücrete
temmuz ayında zam geleceğini bilerek öğretmenlere ortalama 11-12 bin TL maaş teklifinde
bulundular ve birçok öğretmen maalesef bunu kabul etmek zorunda kaldı. Her ile bir üniversite
yaklaşımı ile öğretmen sayıları bazı branşlarda o kadar arttı ki kurumlar daha ucuza öğretmen
çalıştırmayı tercih ediyorlar maalesef. Şimdiden daha ocak ayı gelmeden yine öğretmenlerin büyük
kısmı yine asgari ücretin altında kaldı. Bakalım kurum sahipleri öğretmen maaşlarına güncelleme
yapacak mı? Olayın bir başka boyutu da asgari ücretin bir tık üzerinde alan öğretmenler. Bu
öğretmenlere çoğu kurum zaten asgari ücretin üzerinde maaş aldığı için zam yapmamakta. İstanbul
Ankara gibi büyük şehirlerde 15 bin TL’nin altında doğru düzgün kiralık evin olmadığını
düşündüğümüzde bu maaşlarla öğretmenler nasıl geçinecek, temel ihtiyaçlarını nasıl karşılayacak,
insan onuruna yakışır bir şekilde nasıl yaşamlarını devam ettirecekler merak etmeyen var mı
acaba? Ocak ayı geldiğinde kurum sahipleri diyecek ki, ‘Seninle zaten biz anlaşmayı yaptık. 2024
eylüle kadar maaş artışı yapamam, ya da öğrencilere artış yapmıyoruz ki öğretmene -Temmuz
ayında en düşük memur maaşı 22 bin lira olacak. Öğretmen maaşı özel sektörde çalışan öğretmen
için ise bu rakamlar hayal gibi. Özel sektördeki öğretmenler sabahları 8’de başlayıp akşam 18-19-
20’lere kadar özveri ile çalışan insanlar. Ek ders ücretleri yatırılmayan, fazla mesai ücreti, nöbet
ücreti, eğitim ödenekleri ödenmeyen ve bilfiil etütlere sokulan, haftada 50 saati bulan derslere
giren, velileri öğrencileri memnun etmek zorunda bırakılan insanlardır.
"Birçok özel okul öğretmeninden bana gelen bilgiye göre, maaşlar şu an 6 bin ila 10 bin TL
arasında seyrediyor. Gelecek yıl için ise 10 bin ile 15 bin arasında olacak. İşi eğitim olan bazı butik
okullarda öğretmenler kısmen iyi maaş alsa da oranı özel okulların içinde yüzde 10'u geçmez.
Özellikle zincirleşen özel okulların yöneticileri veliyi müşteri okulu ticarethane öğretmenleri de işçi
olarak görüyor. O nedenle asgari ücrete yakın ücret veriyor". Çünkü bu zihniye21 tteki insanlar için
ne kadar çok öğrenci o kadar çok para öğretmen maaşından ne kadar çok kısarsa o kadar fazla
kazancı olacak. Bu durumun eğitim kalitesini de aşağıya çektiği aşikâr.’’ Özel sektörde görev yapan
öğretmenlerin bu olumsuz şartlardan kurtulması için dernekler kuruldu, örgütlenme başladı ama bu
iyi bir haber olsa da işin önemli kısmı ülkeyi yönetenlere düşüyor. Bu öğretmenlerin patronların
insafına bırakılmaması gerekiyor.
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?