ABD’li felsefeci ve teolog Walter Ong’un, sözlü kültür ve yazılı kültür arasındaki farklar üzerine ilginç fikirleri vardır. Ong’a göre batı medeniyeti artık yazılı kültür üzerine işlemiyor, zira artık elektronik kültür üzerinden ikinci sözlü kültür dönemi başladı.
İnternet insanları maalesef 140 karaktere hapsediyor.
İnsanlar facebook’ta, twitter de yazılanları dahi asla okumuyor zira “ekran” bakılmak içindir, okunmak için değildir.
Bu noktada kaçınılmaz olarak Kuran-ı Kerim’in vahiy inişinin ilk süreçlerinde “bilginin inşası” üzerinden kalem ve okumaya olan vurgusu geliyor.”oku”
İlk emir “Ikra”, ilk inen sürelerden biri olan Kalem suresi, Kalem’e” and “vererek başlıyor.
İnsanlar okumuyor, araştırmıyor, düşünemiyor. Çevresinde olup biten olaylara karşı dahi tepkisiz,ilgisiz kalabiliyor. İnternet insanları daha da tembelleştiriyor, özellikle okuma-yazma melekeleri üzerinden.
Batı da “too long didn’t read” diye moda bir tabir internet literatürüne girdi çoktan. TLDR diye kısaltması var. Yani “çok uzun, okumadım”
İster inanın ister inanmayın TLDR diye internet tarayıcısı eklentileri var, yani bu eklentileri indiriyorsunuz, internette uzun bir makale görmüşseniz bilgisayar bu eklenti sayesinde güya sizin için özetini çıkartıyormuş.
Hatta yeni nesil gençler öğretmenlerinin verdiği roman özetlerini, kitabı okumadan bu sistemle iki dakikada hallediveriyorlar.
Bugün özet çıkartır, yarın yorum yapar bilgisayar.
Hatta başka bir gün senin adına kararlar almaya da başlar. Çünkü sen zaten düşünme melekesini hayatından çoktan çıkartmaya başlamışsındır.
Kendini ifade etmesi için gençlerin geleneksel anlatım biçim ve metotlarından kopmaması lazım.
Bunun romantik olmakla ya da nostaljik takılmak ile ilgisi yok, kendini ifade edemeyen nesiller yetiştiriyoruz, teknoloji çağına ayak uydurmak adına.
Yoksa düşünür Deskartes’in dediği gibi ”DÜŞÜNÜYORUM O HALDE VARIM” felsefesini kaldırıp çöpe atmaya başlamalıyız.
TEBESSÜM
Avukatın biri yeni lüks bir daire alır, içini dayayıp döşemek için bürosuna gider. O sırada içeri bir adam girer. Avukat bakar ki, adam müşteriye benziyor. Hemen masanın üzerinde bulunan telefonu alır ve konuşuyormuş gibi numaraya yapmaya başlar. “ Evet efendim , biliyorsunuz yine başarılı davalarımdan biriydi, bu davamda çok güzel geçti..” o sırada avukat içeriye giren adamı yeni görmüş gibi davranır ve sorar “ Siz yeni bir dava için mi gelmiştiniz ?” adam da cevap verir “ Ben telefoncuyum da elinizde bulunan telefonu bağlamak için gelmiştim”.
GÜNÜN SÖZÜ
Tembellik o kadar yavaş hareket eder ki, yoksulluk çok geçmeden ona yetişir. B.FRANKLIN
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?