Bir zamanlar bir ağanın yöresinde bir pınar bulunmuş. Pınarın hem suyu çok bolmuş, hem de yeri yöreden geçen kervan yoluna çok yakınmış. Pınarın bulunduğunu duyan ağa bir hayır iş yapmak istemiş ve adamlarının pınar üzerinde güzel bir çeşme yapmalarını emretmiş.
Bir müddet sonra çeşmenin yapılışı tamamlandığında ağa bakmaya gitmiş. Ağa çeşmenin berrak mı berrak, tatlı mı tatlı suyunu içince bir hayli coşmuş, adamlarına, “Bu çeşmenin üzerine, ‘İşte, burada ab-ı hayat vardır. Bu sular pak ve hayat vericidir. Kim bu sudan içerse sonsuza dek susamaz, herkes gelsin içsin.’ diye bir levha yazın” diye emretmiş.
Bir iki yıl geçmeden, deprem mi olmuş yoksa başka bir sebepten mi bilinmiyor, ama o pınarın suları zehirlenmiş. Çeşmeden içen kişi ya çok feci hastalanıyor, ya da ölüyormuş. Bu durum yıllar sürmüş. İşin tuhaf tarafı da, ağa ne çeşmeyi kapatmış, ne de levhayı değiştirmiş.
Böyle durumda, ağa hakkında ne diyebiliriz?
Çözüm sürecinde ilk düşünceler gayet insancıldı.Terör bitecek,silahlar susacak,barış,demokrasi….
Ama zaman içinde gördük ki çözüm süreci amacından şaşarak, PKK’nın güç ve şantaj plartformu olmaya başladı..Silahlar susacak denilirken şehit haberleri gelmeye başladı.
Hükümet nedense gelen tepkileri de göz ardı ederek,”yanlış yaptık,yeniden gözden geçirelim.Vatandaş huzursuz” diyemiyor ve her şeyde olduğu gibi bunda da suçu sürekli olarak paralel yapıya atıyor.
Durum öyle traji vahim bir hal almaya başladı ki;
Paralel yapı biterse;
Terör sorunu da bitecek..
PKK halktan ve devletten özür dileyecek ve artık ıslah olduğunu ilan edip dağlarda ağaçlandırma çalışmaları başlatacak..
Paralel yapı biterse;
Esad biz istiyoruz diye iktidarı bırakacak. Buyurun Suriye yi de siz yönetin diye küçük bir jest yapacak…
Paralel yapı biterse:
Maden ocaklarımız dünyanın en güvenli ve lüks çalışma alanlarına dönüşecek. İşçilerimize bol maaş ve tazminatlar verilecek .Bizim işçilerimiz de artık Avrupa da ki işçiler gibi dünyayı seyahat edebilecekler…
Paralel yapı biterse;
Dertler bitecek,hayat güzelleşecek.AKP ye oy vermeyen yüzde elli dahi akılları başlarına gelmiş olarak oy verebilecek..
ABD bizi sevecek. AB “gel yanımıza nerelerde kaldın” diyecek.
Yeter ki paralel bitsin…
GÜNÜN SÖZÜ
Meşe gölgesinde filizlenen yosunlar, çok kere kendilerini meşe fidanı sanır.”
C.Şehabettin
TEBESSÜM
Başbakanın biri emekli olmuş. Karısıyla beraber mutlu bir hayat sürüyorlarmış. Derken bir gün eski başbakanın ev telefonu çalmış. Tabi artık emekli, sekreteri de olmadığı için telefonu kendi açmak zorunda kalmış.
-Alo demiş.
Telefonda ki şahıs;
-Ben başbakanla mı görüşüyorum? demiş. Eski başbakan biraz da gülerek;
-Ben artık T.C başkanı değilim emekli oldum demiş ve telefonu kapatmış. Tam oturacakken telefon yine çalmış. Telefondaki yine aynı adammış. Adam:
-İyi günler ben T.C başkanıyla görüşebilir miyim demiş.Biraz kızarak size söyledim ya ben artık T.C başkanı değilim demiş ve telefonu adamın suratına kapatmış. Tam bir adım atmış ki yine telefon çalmış yine aynı adam:
-İyi günler ben T.C başkanıyla görüşebilir miyim? demiş. Eski başbakan sinirden kıpkırmızı olup “eeeh yeter be ben artık T.C başkanı değilim demiş. Tam telefonu kapatıp yerine otururken bir kez daha telefon çalmış ve artık müthiş bir öfkeyle telefonu açmış ve bağırarak;
-Ulan anlamıyon mu ben artık T.C başkanı değilim ulan anlamıyon mu demiş. Bu sırada telefonda ki adam gayet pişkin:” -Anladım ve dediğinizi biliyordum FAKAT TEKRAR TEKRAR DUYMAK HOŞUMA GİDİYOR” demiş.