Tıpkı hükümetimizin de her konuda aldatıldığı gibi, Gaziantepliler olarak de meğer ne kadar çok konuda aldatılmışız.Yazıklar olsun bizim saflığımızla oynayanlara..
Melekler ve şeytanlar…
Bir zamanların gözdesi, havalısı hatta kendi aralarından çıkardıkları sonradan görme zenginleri, sözde kendilerine uygun bir yaşam alanı yapmışlardı; MUHTEŞEM ANTEPİA!
Yüzme havuzlu, göl manzaralı,lüks cafeleri…olan ve sadece ELİT! lerin oturacağı lüks yaşam alanı Antepia’nın ucuz ama havalı reklamlarını hatırlarsınız.
Yalan da değil, cemaatin güzide zengincikleri “oradan ev almak bir ayrıcalıktır” edasıyla kim kime komşu muhabbetleri arasında en havalı yerden konut alma yarışına giriştiler.Tabi “sadece belli kesime hitap ediyor” algısı ile de fiyatlarda epeyce yüksekti.
Hatta Konutu satışa sunan yapı; “araya yabancı karışmasını engellemek için de” konutları almak üzere başvuranlara birer form doldurttu. Formda “müşterilere” hangi gazeteleri okudukları, hangi televizyonları, radyoları, internet sitelerini takip ettikleri, yakın gelecekte konut almayı düşünüp düşünmedikleri soruluyor. Formun altındaki “çok küçük puntoyla yazılmış” not da dikkat çekici: “Sizlere daha iyi HİZMET verebilmek için satış ofisimizde yaptığınız görüşmeler kamera kaydı altına alınmaktadır!” ciddiyetini göstermekteydi.
Benim gibi bir gafilin “Oraya otobüs dolmuş zor gider. Gelişmesi uzun zaman alır.Çoluk çocuk rezil olur. Bildiğin dağ başı” Eleştirisine “ayol sadece elitler, zenginler,belli adamlar! ev alıyor. Arabası, imkanları olmayanın orada ne işi olabilir ki?” sorusuna da almıştım cevabımı ağzımın üstüne.
Sonracığıma bu cemaatin sosyete gülleri ani kararlarla, aldıkları konutlardan vazgeçmeye, satmaya başladılar. Gerekçe ise Suriyelilerin oraya doluşmaya başlaması, kalitenin! Düşmesi.. gibi yüksek bahaneler. Gerçek ise, projenin asıl sahiplerinin sözde eğitim kurumu için kelepir fiyata aldıkları kıymetli araziden ayırıp lüks konutlar yaparak ceplerini doldurmak, vurgun vurmaktı. Zaten istenilen kazanç elde edilip iktidarla da ters düşünce şimdi de ellerinde kalan konutları çıkarmak için taklalar atıyorlar.
Antepia’da oturan bazı sakinlerin “Merve hanım,havuza bikinili kadınlar giriyor, uzanıp güneşleniyorlar. Şortlu kızlar geziyor. Balkonlarımıza çıkamaz olduk. Biz imza toplayıp yönetime şikayet ediyoruz ama tınlayan yok.Siz sesimiz olur musunuz?”ricası o zamanlar çok komik gelmişti.Ama önce gülüp geçtiğim bazı şikayetler şimdi anlamlanmaya başlıyor. Bizim güzide Müslümanlarımız konutları satarken müşterilere “Burası Müslümanlar için özel bir yaşam alanı. Cami burnunuzun dibinde.Havuzda sadece mini mini yavrularımız yüzecek. Göl başlarında serin ramazan sohbetleri….” Diye kandırmışlar. Çok ayıp!
Bu mazlumlara söyleyebileceğimiz tek şey de” size bu kazığı atanlara beddua edin.Gözünüzü günahlardan sakınmaya çalışın. Ama yine de açık hatunlara bakmak zorunda kalırsanız da üzülmeyin.Fetva büyük yerden;
”BİR KEREDEN BİR ŞEY OLMAZ!!”
GÜNÜN SÖZÜ
Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar.
Ayet-i Kerime
TEBESSÜM
Bektaşi'nin biri her gün kasabada 'Her şey Allah'tan', 'Her şey Allah'tan' diye mırıldanarak dolaşır dururmuş. Bir gün kasabanın serseri delikanlılarından biri, yine böyle mırıldanarak dolaşmakta olan Bektaşi'ye arkasından sessizce yaklaşmış, ensesine okkalı bir şaplak atmış. Canı fena halde yanan Bektaşi'nin pür hiddet dönüp kendisine ters ters baktığını görünce;
-Öyle ne bakıyorsun baba erenler demiş, hani her şey Allah'tan diyordun ya...
-Tabii demiş Bektaşi, her şey Allah'tan da, ben hangi deyyusu aracı ettiğine bakıyorum.