Bozulan,parçalanan aile yapımız.Şiddet gören,öldürülen kadınlar.Sonlandırılan evlilikler ve ortada kalan problemli çocuklar!
Günümüz evliliklerinin yürüyenleri kadar yürümeyenleri de var. Boşanmalar o kadar arttı ki insan “Geçmişteki evlilikler mi daha başarılıydı yoksa o dönemde ‘Kol kırılır yen içinde kalır’ mantığı mı geçerliydi!” diye düşünmeden edemiyor.
Bugüne kadar hep erkek teröründen şiddetinden bahsettik. Kadına ve aile yapısına yönelik saldırıları nelerin tetiklediği konularında günah terazisine bendeniz de dahil hep erkekleri oturttuk.Sorunlara tek pencereden bakmayı tercih ettik.Halbuki madalyonun diğer yüzünün de var olduğunu unuttuk!
Kadınlarımız ekonomik özgürlüklerini kazandıkça,sosyal hayatın içinde daha çok var olmaya başladıkça nezaket örtülerini ne yazık ki çıkarmaya başladılar.Yaratılışlarındaki incelik,naiflik,hassasiyet yerini daha çok “erkek gibi kadın..”sıfatlarına bırakmaya başladı.Erkeklerden daha çok kavga eden,küfür eden hatta saldırgan kadınlar.Utancından kızaran mahcup,utangaç yüzler yerini makyajla renklendirilmiş sert, munzır bakışlara bıraktı.Ve günümüzde dağılan evliliklerin trajik hikayelerine..
Öncelikle kadınların evliliklerin yürümesi yolundaki beklenti ve kuralların değişmesi. Hal böyle olunca “Evlenmek bir haksa boşanmak da bir hak” diye düşünenlerin sayısı artıyor. Bir başka gerçek de şu; boşanmaların büyük bir ivmeyle artması giderek normalleştirilmesine ve bu konuyla ilgili olumsuzluğun rafa kaldırılmasına yol açıyor. Daha evliliğe geçiş aşamasında “Yürümezse boşanırım” şeklinde bir düşünce yapısı belirince evlilik kararı daha cesur alınıyor. Toplumlar ise sorunlara köklü çözümler üretmek yerine geçici önlemlere başvuruyor. Daha mı çok suç işleniyor? Alın size daha büyük hapishane! Daha mı çok boşanma oluyor? Buyurun boşanmayı kolaylaştıran yasalar! Bunlar çözüm olabilir mi?
Kadın en çok susmakta erkek ise duymak ve anlamakta zorlanıyor. İlişkileri zor hale getiren tek başına kadınlar ve erkekler değildir. Sorun kadınlarla erkekler arasındaki ilişkinin kendisidir ”Medeniyet arttıkça beklentiler de artıyor ve uyum sağlamakta zorlanıldığı anda da ivme ters yönde hareket etmeye başlıyor.Farklılıklarla birlikte yaşamayı öğrenmiş olmak tercih edilmiyor.
Evliliklerde bir diğer eksiğin de, "duygusal yatırım" olduğu belirtiliyor. Birçok çift ilişki içinde birbirlerine yönelik takdir ve beğenilerini dile getirmiyor, sürpriz yapmıyor, sevgilerini yeterince belirtmiyor.Erkek olarak ta kadın olarak ta en önemli şeyi unuttuk.
'SEVGİ EMEK İSTER'
GÜNÜN SÖZÜ
Kadınlar ve filler hiçbir zaman unutmaz.
DOROTHY PARKER
TEBESSÜM
Bir kayın validenin üç damadı varmış. Bir gün bunlar tatile denize gitmişler. Kayınvalide "bakayım damatlarım beni ne kadar seviyor" deyip atlamış denize ve boğulma taklidi yapmaya başlamış. "Büyük damadım boğuluyorum ne olur kurtar beni" demiş. Büyük damatta hemen kurtarmış. Ertesi sabah büyük damadın kapısında bir reno laguna üzerinde de bir not "sevgili damadım hayatımı kurtardın kayınvaliden". Ertesi gün ortanca damadı denemiş aynı şekilde oda hayatını kurtarmış onunda kapısında bir reno safrane ve üzerinde bi not: "sevgili damadım hayatımı kurtardın kayınvaliden". Sıra küçük damadı denemeye gelmiş. Ertesi gün yine denize girmiş. "Damadım boğuluyorum ne olur kurtar beni" demiş. Küçük damat "Bana ne ya, boğulursan boğul demiş. Kadın da oracıkta boğulup ölmüş. Ertesi gün küçük damadın kapısının önünde bir ferrari üzerinde de bir not "Sevgili damadım hayatımı kurtardın kayınpederin."