DİLİN KEMİĞİ
SANATÇI BURADA NE ANLATMAK İSTEMİŞ!!!
GAÜN eski rektörü Ali Gür, görevinden ayrılalı çok oldu ama gönlü hala makamından kalmış olacak ki gün ün geçmiyor mevcut yönetim ve rektörle ilgili ciddi iddialarda bulunmasın.Ama ne yazık ki bugüne kadar GAÜN ile ilgili yazdıklarının hatta ihbar niteliğindeki açıklamalarının karşılığı olmamış ki koltuklar yerli yerinde durmakta.Oysa sayın Gür’ün önünde eski rektörlerden Hüseyin Filiz gibi bir örnek var. GAÜN de görev yaptığı dönemde ülkücüleri canından bezdiren Filiz, evinde emekliliğin tadını çıkarırken yine milliyetçilik söylemleriyle İYİ Partiden milletvekili yapılmıştı. Sayın Gür biraz sabırlı olsa, polemiklerden uzak durup kimseyle uğraşmasa iyi bir görevlendirme alabilir.
Sayın Gür’ün yine çok anlamlı olmayan son paylaşımını sizlerle paylaşmak istiyorum:
Bir varmış bir yokmuş. Kurumun birinde 3 yılın biriken sorunları kaosa dönüşmüş. Bu sorunlardan habersiz(!) üst yönetici son çare olarak personeli toplayıp hanek yapmaya karar vermiş.
Yönetici: Hastane çok pis
Personel: Nasıl yani? Neden?
Yönetici: Kötü yönetim var kötü. İşi bilmeyen, beceremeyen yönetici oluyor.
Personel: O zaman yönetim değişsin.
Yönetici: Haklısınız. Utanmıyor hala koltuğunu korumaya çalışıyor. Git kardeşim bırak git.
Personel: Kime söylüyorsunuz? Kim atadı?
Yönetici: Suçlu arıyorsanız suçlu benim ben. Ben burayı yönetemiyorum.
Personel: Sağlıktan sorumlu yardımcınız size yardım etmiyor mu? Niye hiç göremiyoruz.
Yönetici: Sahi o nerde?
Personel: Onu sadece ödül ve sertifika törenlerinde görüyoruz. Sorunlar olduğunda görünmezlik iksiri içiyor sanki.
Yandan biri: Efendim o şimdi baş editör olduğu dergide kendi çalışmalarını yayınlatıp atıf sayılarını kabartmakla, atıfbankta sermaye artışı ile meşgul.
Yandan bir diğeri: Doğru ya. Hastanelerden sorumlu yardımcı. Aynı zamanda sözleşmeye de kurum yetkilisi olarak o imza atmış. Ama CV’sini güncellemekle meşgul olduğu ve şehir sınırları içinde pek kalmadığı için bu tür işlerle ilgilenmeye herhalde pek vakit bulamıyor.
Yönetici: Ne istiyorsunuz?
Personel: Sendikal kazanımlarımızın karşılığı olan hakkımızı?
Yönetici: Hep para istiyorsunuz. Para istemeyin. Enflasyonu düşürün. Paranızı vermeyince de eylem yapıyorsunuz.
Personel: Bize başka çare bırakmadınız. Sendikal hakkımızı kullanıyoruz.
Yönetici: Sendikaya güvenmeyin. Sendika yöneticileri sizin üzerinizden kara para aklıyor. Koltuklarını koruyorlar.
Personel: Duydun mu? Sendika yöneticileri bizim sırtımızdan geçinip kara para aklıyormuş. O zaman biz de hakkımızı almak için mahkemeye gideriz.
Yönetici: Zaten dava açtığınız için suçlusunuz. Bir de davaları kazanıp karşımıza geliyorsunuz. Moralimiz çok bozuluyor.
Personel: Biz hakkımızı arıyoruz.
Yönetici: Mahkemeye taşımayın. Sizin 40 yıllık eşinizden boşar. Çoluk çocuğunuz arada kalır. Erkekler de rezil olur. Avukatlar da paranızı alır.
Personel: Efendim biz iş mahkemesine başvuruyoruz. Aile mahkemesine değil.
Yönetici: Ne farkı var? Siz yine de mahkemeye gitmeyin.
Personel: Sendikaya güvenmeyelim. Mahkemeye gitmeyelim. Ne yapalım?
Yönetici: Bana güvenin. Size söz veriyorum. Erkek olsam erkek sözü bayan olsam bayan sözü.
Personel: Kafamız çok karıştı. Size nasıl hitap edelim?
Yönetici: Bırakın kendi aranızda konuşmayı. Sabahtan beri konuşuyorum beni niye dinlemiyorsunuz?
Personel: Dinliyoruz da. Ne dediğinizi anlamaya çalışıyoruz.
Yönetici: Bırakın laf kalabalığını. Ne istiyorsunuz?
Personel: Biz hakkımız olanı istiyoruz. Bize hakkımızı ne zaman ödeyeceksiniz onu söyleyin.
Yönetici: Ortalık çok karıştı. Benim yeni haberim oldu. Olaya ben el koydum. Çözeceğim. Beni dinleyin bu sorun bizimle alakalı değil bizden önceki yönetim sözleşmeyi imzalamış biz de kucağımızda bulduk.
Personel: Emin misiniz?
Yönetici: Adım kadar
Yandan biri: Efendim 18 sayfadan oluşan sözleşme 17.02.2021 tarihinde bizim zamanımızda imzalanmış. Yardımcınızın, Hukuk Müşavirinizin, Personel Daire Başkanınızın, Strateji ve Geliştirme Daire Başkanınızın, Başhekiminizin Kurum adına 15. Sayfada imzaları var. Önceki yönetimle bir ilgisi yok. Hatamızı düzeltmek için sendikayla bugünlerde bir ek protokol daha imzalayacağız. Önceki dönemde böyle bir sorun olmamış.
Yönetici: Siz karışmayın. Ben ne diyorsam o. Çaktırmayın durumu kurtarmaya çalışıyorum.
Yandan biri: Aman efendim bunun böyle olmadığı hemen ortaya çıkar rezil oluruz. Hele biri var ki hemen belgesini gösteriyor.
Yönetici: Göstersin. Sen benim ne zaman rezil olduğumu gördün. Her zaman yaptığım gibi söylediğimi inkar eder yoluma devam ederim.
Yandan bir diğeri: Efendim şimdi bu konuşmalarınızı kayda almışlarsa vay halimize.
Yönetici: Almışlar mıdır?
Yandan bir diğeri: Almışlardır. Keşke böyle konuşmasaydınız. Medyaya çok malzeme verdiniz. Zaten…
Yönetici: Zaten ne? Neyi ima ediyorsun? Ben ne yaptığımı biliyor muyum?
Ve perde kapanır….