Güvenmek İnanmaktır
Güven hissettirilir.İnanmak ise kendiliğinden olur.
7 Haziran seçimlerine çok az bir zaman kala, mitinglerinde sokaklarda vaatlerinde ardı arkası kesilmiyor.Gerek muhalefet, gerekse iktidar hergün yeni bir projeyle seçmenin karşısına çıkıyor.Yüsek asgari ücretler, akıllara zarar mega kent projeleri, Suriyelileri gönderecek projeler bizde vaatleri, bize verin trafik sorununu bitirelim teklifleri…
Seçmen ise cebinden hergün biraz daha eriyen parasını nasıl ldare edebilirim, bulaştığı kredi batağından nasıl kurtulabilirim de hacizleri önleyebilirim, karnımı doyuracak bir iş bulabilirmiyim yada hazır ki işimden kovulabilirmiyim derdinde..
İktidar “biz gidersek istikrar de gider”diyerek korku salmaya devam ederken, muhalefette “biz gelince dertleri şıp diye çözeceğiz “lerle çokta inandırıcı gelemiyor.
Vatandaş korkuyor ve inancını çokta diri tutamıyor.Çünkü gümbür gümbür gelen ekonomik krizin artık farkında.Ne kadar saklanılmak istenilse de artık piyasalara dalga dalga yayılmaya başladı bile.PKK’nın tehditleri ve ülkeyi bölme eylemleri de artık sır değil.
Bu yüzden vatandaşa partilerin seçim vaatleri nedense artık çokta cazip gelmiyor.Seçim sonrası olabileceklerden korkarak bugünden bazı tedbirler alma derdinde.
Seçim coşkusu diğer seçimlere kıyasla bu yüzdendir ki sokaklara yansımamakta.Vatandaş her gelen partinin adayını dinlemekte ve acı acı kaderini beklemekte.İşte bu yüzden karasızların sayısı çok daha fazla.Hangisine inanacağına kendisi de bilmiyor.
Vatandaş artık vaat değil kalıcı gerçek çözüm istiyor.
Herkese eşit adalet ve güvenilir bir hukuk istiyor.
Yap-boza dönen milli eğitimde çocuğunu daha fazla harcatmak istemiyor.
Cebinden artık birilerinin elini çekmesini istiyor.
Ülkesinde ayak oyunları değil istikrar istiyor,huzur istiyor.
Birilerinin cebini doldurmaktan bıkmış,kendi kaybettiklerini geri istiyor.
Güvenmek ve gerçek anlamda inanabilmek istiyor. Şimdilerde ise buna en çok ikna edebilen seçmenin gönülünü kazanabilecek ki oda artık çok zor. Vatandaş artık daha fazla kandırılmak,aldatılmak istemiyor.Tahammülü yok çünkü buna, dayanacak gücü de.
Tıpkı gerçek hayatta da olduğu gibi..
Birilerine gerçek anlamda güvenmek isteriz.Güvendiğimiz de de kayıtsız şartsız inanmak isteriz; inanırızda. Ama nedense en ağır darbeleri de yine en çok güvendiklerimizden yeriz.Sonra da inanç yetimizi kaybederiz.Sonra da bulabilene aşk olsun.Çünkü;
Güvenmek, inanmaktır.
BİR DE HİKAYECİĞİMİZ VAR!
Bir işadamı büyük borç içindeydi ve hiç bir çıkış yolu görmüyordu. Kredi verenler
onu sıkıştırıyorlardı. Mal sağlayanlar ödeme bekliyorlardı. Parkta bir banka
oturdu, başını ellerinin arasına aldı, firmasını iflastan kurtaracak bir yol var mı
diye düsündü.
Birden, yaşlı bir adam önünde belirdi. “Birşeyin seni rahatsız ettiğini görüyorum”
dedi yaşlı adam. İşadamının yakınmalarını dinledikten sonra, ona “sana yardım
edebileceğime inanıyorum” dedi.
Adam işadamının adını sordu, bir çek yazdı ve eline verirken “bu parayı al ve tam 1
sene sonra benimle burada buluş, o zaman borcunu ödersin.” dedi.
Ve yaşlı adam geldiği gibi hızla gözden kayboldu.
İsadamı çeke baktı. Çekte 500.000 Dolar yazıyordu. İmza ise John D. Rockefeller’a
aitti, dünyada o zamanın en zengin adamı.
“Tüm parasal sorunlarımı bir hamlede temizleyebilirim!” diye farketti. Ama bunun
yerine bu bozulmamış çeki kasasına sakladı. Sadece onun orada olduğunu bilmenin,
işini kurtarmak için bir yol bulmasında kendisine yardımcı olabileceğini düşündü.
Yepyeni bir iyimserlikle daha iyi işler almaya ve daha uzun vadeli ödemelerle
işlerini götürmeye başladı. Büyük işler aldı. Birkaç ay içinde borçlarından
kurtuldu ve tekrar para kazanmaya başladı.
Tam 1 sene sonra, elinde bozulmamış çek ile parka gitti. Kararlaştırılmış saatte
yaşlı adam belirdi. Ama tam işadamı ona çeki verip başarı hikayesini paylaşacakken
bir hemşire koşarak geldi ve yaşlı adamı yakaladı.
Hemşire “onu yakaladığıma çok sevindim” diye bağırdı. “Umarım sizi rahatsız
etmiyordu. Huzurevinden sürekli kaçiyor ve insanlara kendisinin John D. Rockfeller
olduğunu söylüyordu”.
Ve hemşire adamın koluna girip onu uzaklaştırdı.
Şaşkın işadami orada oyle durdu, sanki donmustu.
Tüm sene boyunca işler aldı, işler kapattı, aldı, sattı. Arkasında yarım mılyon
Dolar olduğuna ikna olmuş olarak.
Birden, hayal veya gerçek farketmez, hayatını değistirenin para olmadığını
farketti. Hayatını değiştiren, peşinden gittiği herşeyi başarmasını sağlayan yeni
bulduğu kendine güvendi.
GÜNÜN SÖZÜ
İnandığı gibi yaşamayan, yaşadığı gibi inanır.
(Hz. Ömer)
TEBESSÜM
Saloman tatile çıkmış ortağını arıyor:
-“İşler nasıl?”
-“Herşey gayet iyi ama sama kötü haberlerim var.”
-“Ne oldu?”
-“Soyulduk.”
-“Saçmalama Mison çabuk aldıklarını yerşne koy”