Çünkü artık sarımsak o eskiden bildiğimiz,ucuz,masum,bol kepçeden tüketilebilinecek sarımsak değil.Bol kullanmak bir yana,tanesi bile inci tanesi gibi kıymete biner oldu.Bir zamanların mutfakların baş köşelerini süslerken artık oda modaya uyarak sosyete dünyasına karıştı,burjuva oldu.
Medarı iftiharımız Antep lahmacununun can dostu, şiveydizin patronu, kebapların kankisi ,yemeklerin gözdesi sarımsak,beyaz fıstık artık eskisi gibi değil.Bahar aylarında her çeşit yemeğinin yapıldığı ve de hemen her yemekte bol olarak kullanıldığı Antep mutfağının baş köşesindeki saltanatını giderek kaybetmiş durumda.
Yağışların bol olmasına, havaların güzel gitmesine rağmen inatla fiyatının düşmemesi tüketiciyi zora koşmakta.Yakın arkadaşı soğanın da ondan kalır bir yanı yok hani.Kış başından beri fiyatları artan, bir türlü de düşmek bilmeyen, onu da geçtik,kalitelisinin dahi bulunamadığı soğan sofralarımızda artık eski yerini bulamayacak gibi görünüyor..
Domates,biber,patlıcan üçlüsünün adını artık hiç anmak ta istemiyorum.Kara listeye bir girdiler,pir girdiler ki çıkmakta bilmiyorlar.Onların fiyatı kış başından beri dolarla,altınla yarışır şekilde rekorlara koşuyor.Bir zamanlar garibanın, fukaranın azığı,temel gıdası olmaktan çıkıp, şimdilerde zenginin ikramlığı olalı çok oldu onlar için..Bu kadar çok hav
alandıktan sonra da biraz zor dönerler aramıza artık.
Seçim zamanı oy kazanmak adına belediyelerce kurulan, reklamları yapılan seçim ertesinde de hemen toplatılan ucuz halk pazarlarından da umutlar kesilmiş durumda.Bir daha görebileceğimizi de zannetmiyorum.
Ramazan kolilerinin durumu ise içler acısı. Bu sene beklentileri olan fakir fukara içinde iyi geçecek gibi görünmüyor.En düşüğü 60 TL’den başlıyor ki onun da taliplisi çok değil.Yüksek fiyatlardan dolayı sayıları zaten düşmüşken içerikleri de eskisi gibi dolgun değil.Hani şu makarna da olmasa…
Zaten bozuk olan ağızlarımızın tadı da, tuzu da, lezzeti de iyice kaçmaya başladı.
GÜNÜN SÖZÜ
Dürüstlük pahalı bir mülktür; ucuz insanlarda bulunmaz.
Hz.Mevlana
TEBESSÜM
Arkadaşları, yeni evli gence, bir çay sohbetinde:
- "Sen evleneli neredeyse bir sene oldu, ama maşallah sizin evden çıt çıkmıyor, siz hiç tartışmaz mısınız?" diye sorarlar.
"Hayır" diye cevaplar yeni evli genç ve ilave eder:
- "Akşam işten geldiğimde, kapı açılınca hanıma şöyle bir bakarım. Eğer hanım, eteğinin ucunu belinde topladıysa bilirim ki hanımın günü iyi geçmemiş ve havası yerinde değil. Hiç ekmek, yemek sormadan usulca mutfağa süzülür, aceleyle birkaç lokma atıştırır ve ortalıktan toz olurum. Olur ya bazen de benim asabım bozuk olur. O zaman fesin püskülünü her zamankinin aksine soldan sarkıtırım. O da bunu görür, asabi olduğumu anlar ve hiç sesini çıkarmaz, hemen yemeğimi, çayımı hazır eder. Etrafımda pervane gibi döner. Bu nedenle biz hiç kavga etmeyiz."
Dinleyenlerden biri:
- "Peki birader, kapı açıldı, yenge eteğin ucunu belinde toplamış, sen de fesin püskülünü soldan sarkıtmışsın. İki taraf da asabi, o zaman ne olacak?" diye sormuş.
Ötekiler de "Hah! Şimdi ne olacak?" demiş.
Genç gülümsemiş;
- "Bundan kolay ne var, fesin püskülünü hafif bir fiskeyle soldan sağa atarım, demiş."
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?