GTO, şubat ayı olağan meclis toplantısında “Bizden önceki yönetim, gazetecilere haraç veriyordu. O nedenle haklarında olumsuz haber yapılmıyordu. Biz bu haraçları kestiğimiz için bazı gazeteler ve gazeteciler bizim aleyhimizde yalan haberler yapıyor” şeklinde yapmış olduğu talihsiz açıklamaları şaşkınlık ve esefle takip ettik. Demek ki emek ve işin karşılığı bundan sonra “haraç “mış,öğrenmiş olduk çok şükür.Çünkü bu önemli bilgiyi öyle sıradan birisi de değil, GTO Başkanımız söylüyor.
Köşemde, güzel bir iş yapıldığında bir şahsı veya kurumu kaleme aldığımda, konunun muhatabı hemen arayıp teşekkür ve memnuniyetini bildirir. Hatta methiyeler, iltifatlar düzer.Ama aynı kişiyle ilgili herhangi olumsuz bir haber(delillere dayalı tabiki) yazdığınızda ise değil sizi aramak, bilakis düşman kesilir.Hakkında güzel bir şeyler yazıp sonra da yanlışlarını yine uyarı çerçevesinde kaleme aldığımda “Teşekkür ederim bana yanlışımı gösterdiniz.Uyarınız için teşekkür ederim” diyeni yemeğe çıkaracağım.Sözüm var.
Hani Hocam Nasrettin’inin doğuran kazan fıkrası vardır ya ”Doğduğuna inanırsında öldüğüne mi inanmazsın,be evladım” der de muhatabını düşündürür ya hocam.Tamamen bir ironiyle karşı karşıyayız anlayacağınız.
Halbuki bilmeyenler için anlatacak olursak, basının işi ve görevi;kamuoyunu ilgilendiren her türlü haberi bilgilendirmek adına, olumluyu da olumsuzu da takip edip, kaleme almaktır.İşi haberdir ve haber değeri taşıyan her konudur.Ve bu sanıldığı kadar da kolay değildir.Sayın Bartık,kendileri iş adamı olduklarından ticari bir dille meseleyi açıklayacak olursak,bir işe talip olurken karını da göze alacaksınız zararını da. Sonuçta eğer ticaret erbabıysanız riskleriniz olacaktır. Siz de arz talep ilişkisi nasılsa bizde de bir farkı yoktur anlayacağınız.Yani sizin ve şahsınıza karşı herhangi bir kasıt olamaz.Sadece başkanı olduğunuz GTO da istemeseniz de yaptığınız işler mercek altında tutulur.
Önce buradaki haraç mevzusunu bilmeyenler için açacak olursak,işletmelerin reklamlarını yaptırdıkları ve gündemi takip etmek zorunda oldukları için abone oldukları basın yayın organlarına ödemek zorunda oldukları abonelik ve reklam ücretleridir.Ki bunlar ödenmeden mi haberlerinin dönmesi,yapılması isteniyor;işte Sayın Bartık o konuya açıklık getirememişler.Ayrıca yerel basını haraççılıkla suçlayıp, sonra da ulusal tv kanallarına, dergilere ve gazetelere kaynak aktardığını da hayretle izliyoruz.Aslında kafam bayağı karıştı.Yani öyle yemeğini aşağı mahallede yersen “dürüm” sosyete mahallesinde yersen “brunch” oluyor misali..Yerele haraç, genele ücret..
Öyleyse her meslek erbabının aldığı ücretin karşılığı da haraç mı oluyor? yoksa emek bedelimi?
Off.. kafam iyice karıştı.
Öyle zamanlar oluyor ki, bir kurumu veya da şahsı uzun bir müddet haber yapmayınca, hemen tenkit ve ince sitemler almaya başlarsınız. Neden haberlerimiz çıkmadı? Bizi unuttunuz.Buyurun bir çayımızı için diye?Ama talepleri hep illaki de olumlu ve şık olacak.Sürekli bir iltifat,sürekli bir pohpohlama istenir.Ne yazık ki bazılarını bu duruma alıştırmış basın mensubu arkadaşlarımızda yok değil.Onları da buradan tenzih etmeden geçemeyeceğim de.
Sayın Bartık, şunu iyi bilmelidir ki;bir meslek gurubunu suçlarken sorunu olduğu,canını çok sıkan kişiler olabilir,doğrudur.Ve eğer elinde varsa, delillerle canını şahsi olarak uğraşmalıdır.Ama bu genele yayılırsa iş başka boyutlara uzanır ki bu talihsiz bir yaklaşımdır.Şimdi biz yanlış yapan birkaç iş adamı yüzünden bütün iş adamları ticaret erbabı için” hepsi yolsuzluk yapıyor,şöyledir, böyledir “diye bir genelleme ifadesi yapmamız ne kadar yanlışsa, Sayın Bartığın açıklamaları da o kadar yanlıştır ve incilticidir.
Ayrıca kendi dönemlerinden önceki Mehmet Aslan’ın yönetimi de her konuda yazılıp çizilmiştir. Ama Sayın Aslan basınla veya başka herhangi bir meslek gurubuyla polemiğe girmemiş, ilişkilerini her zaman sıcak tutup, GTO ’yu polemiklerin dışında tutmasını bilmiştir. Eksiklikleri yazılmış mıdır? tabiî ki de yazılmıştır. Sıkıntılar olmuş mudur; muhakkak. Eğer Sayın Bartık çok merak ediyorlarsa arşivlerde bulabilirler. Sayın Aslan’ın belki de uzun dönem başkanlık koltuğunda oturmasının sırrı da budur.
Sayın Bartık’tan tüm basın camiası olarak bir özür açıklaması bekliyoruz.
GÜNÜN SÖZÜ
İlim meclislerinde aradım, kıldım talep.
İlim geride kaldı ille edep ille edep.
Yunus Emre
TEBESSÜM
Bir gazeteci, ülkenin en zenginlerinden, 65 yaşlarında bir iş adamıyla röportaj yapmaktadır. Sorar:
– Efendim, bize bugünlere nasıl geldiğinizi, bu serveti nasıl oluşturduğunuzu anlatır mısınız?
– Zevkle… Bu konudaki özel yeteneklerimi, keskin zekamı ve diğer iş adamlarından farklılığımı sizlerle ilk defa paylaşacağım. 1920’lerin sonuydu. 1. Dünya Savaşı’nın etkileri yeni yeni siliniyordu.Benimse cebimde birkaç sentten başka bir şey yoktu. Cebimdeki 5 sentimle, bir elma aldım. Akşama kadar onu parlatıp, 10 sente sattım. O gece sabahı zor ettim. Ertesi sabah, 10 sentimle 2 elma aldım ve onları da sattım.
Böyle çalışarak, bir ay sonunda, 10 dolardan fazla para kazanmış oldum. Ertesi ayın başında, karımın halası öldü ve bize 20 milyon dolar miras bıraktı…