Bu sene oldukça çekişmeli geçmesi beklenilen Gazeteciler Cemiyeti Başkanlık seçimlerine çok bir şey kalmadı.Görünen o ki,bu hafta sonu kıran kırana bir mücadele izleyeceğiz.Vatana millete hayırlısı olsun diyelim öncelikle.Birkaç dönemdir tek liste ile gidilen seçimlerde, bu sene iki adayın olması giderek kan kaybeden cemiyete yeni bir soluk getirir diye ümit ediyorum .
Hep savunurum; rekabet her zaman çok güzeldir.Öncelikle rehaveti savar,suistimalleri önler,tekelliği bitirir,ortalığı kızıştırır.Koltuğun her an altından kayıp gideceğinin korkusu ile mevcutta olanları terletir.İnceden inceden gizli bir ses, deveden büyük filler olduğunu mevcutta olanın kulağına fısıldar.
Bundan önceki dönemlerde nedense tek adayla seçime gidildiğinden, cemiyete ve mesleğe dair sorunlar derinleşerek artıp muhatap bulamazken, ikinci ve güçlü bir adayın çıkması küskünleri,kırgınları,sesini duyuramayanları da harekete geçirmiş oldu.Önceki dönemlerde tek aday tek liste ile gidilip kazanan belli olduğundan aşırı bir rehavet görülüyordu.Mevcut başkan ne meslektaşlarını doğru dürüst ziyaret eder,ne de sorunlara ilgi gösterirdi.Öyle ki cemiyete üye olmak hakkı olan gerçek gazeteciler mazeret gösterilmeden keyfi olarak üye yapılmayıp mevcutta olanlar ve muhalif görülenlerde pasif üye pozisyonuna düşürülüp silinebiliyordu. Şimdi emeklisinden, unutulmuşuna,köşede bucakta bırakılanlara kadar herkes ziyaret edip, gidilmez yerlere de gidiliyor.
Korku adamı uyanık tutar!
Bu arada mevcut başkana destek olmak için sağı solu arayan,oy isteyen birkaç siyasetçiye de seslenelim; Size ne kardeşim,sivil örgütlerin başkanlarından, bizim seçimlerimizden.Rahat bırakın da insanları, sorunlarını gerçek anlamda çözebilecek,seslerini duyurabilecek,kaybolmaya yüz tutmuş itibarlarını adam gibi savunabilecek başkanlarını kendileri seçebilsinler.Kılıçlar eşit olarak çekilebilsin.Size de yakışan, kim o koltuğa oturuyorsa otursun tebrik etmek düşer.Ayrıca biz sizlerin seçimlerinize burnumuzu sokuyor muyuz yahu!Ötelerde oynayın biraz!
ÜYE KAYDI OYUNLARI
Siyasetle yıllarca uğraşmış birisi olarak başkanlık seçim dönemlerini çok çok iyi bilirim.Seçilmiş yada atanmış olan mevcut başkan yerini sağlamlaştırmak için delege listelerini sil baştan yazar.Aktif ya da önceki dönem partililerden kendisine oy vermeyecekleri bir bir tespit edip listelerden siler.Hatta suç teşkil eden, hiçbir gerekçe gösterilmeden parti üyelikleri silinen emekçileri,dönem başkanlarını da gördük.Silinenlerinde yerine de eş,dost,köylü,akraba kazandıracak kim varsa yazılır.Öyle ki bir çoğu hayatında o partinin önünden bile geçmemiştir.Tabi bu üçkağıt,kendine güveni olmayan,hep bana hep bana mantığı ile hem itibar hem de bol para peşinde olan,hırsları ahlakının her zaman önünde yürüyenler için geçerlidir.Gerçek adamlar için sözümüz meclisten dışarı!
Aynı ayak oyunları STK’lara da bulaşmış olacak ki,güven yoksunu birtakım başkanlar canlarının istediklerini üye olarak yazıp,istemediklerini yazmıyorlar.Hattahiçbir gerekçe göstermeden adı silinenler seçim dönemlerinde bunu öğreniyorlar.Bilmeyenler için söyleyelim cemiyete üye olabilmek, AKTİF görevde olan, basın sigortası olup sürekli yayını çıkan yani gerçek gazetecilerin ve emekçilerin hakkıdır.
Oysa kendine güvenen,güzel işler yapan…başkan tekrar aday olmak istiyorsa katakullilere de gerek görmeden çıkar aslanlar gibi projeleriyle,günah ve sevaplarıyla göğüs göğse çarpışır.Kaybederse ceketini alıp gider,kazanırsa da adam gibi yoluna devam eder.
Neden çeyrek demezler mi adama…
Siyasilerden görmeye alıştığımız,seçim dönemlerinde seçmenlere öteberi dağıtma geleneği,zamanla STK’ lara da sıçramış olacak ki mevcut başkan,ilk ağızdan kendine oy vereceklere çeyrek altın takacakmış deniliyor.Para pul dağıtanları duymuştuk ama çeyrek altın derin manalar uyandırdı bende! Ne kadar ayıp değil mi? Bugüne kadar yapmadım ama belki bundan sonraki dönemde yaparım siyasi ağzıyla;
Gazeteciler arasında gelen reklam gelirlerinin eşit paylaşımları,
Kaybolmaya yüz tutmuş mesleki statü,
Eğitim gören çocuklarına cemiyet aracılığıyla burslar,
Bir türlü yerine getirilmeyen özlük hakları,
Sen ben diye ötekileştirmeden herkesleri bir şemsiye altında toplayabilme..
gibi önemli sorunlara çözüm üretimleriyle gelmek yerine ilk ortalığa düşen haber, çeyrek altın dağıtımı oldu.Yeni moda galiba projelerin yerini artık küçük maddi manevralar almış görünüyor.Bana göre çok kınanası bir hareket.Aklı kim vermişse başkanı boydan atmış ama neyse.
Bu kadar büyük rantların döndüğü,kocaman pastaların yenildiği,reklamların en büyüğünden faydalanıldığı,yani bol ganili cemiyetimizin üyelerine çeyrek altın ayıp değil mi?
Üstelikte fiyatı bu kadar düşerken!!!
GÜNÜN SÖZÜ
Makamlar insanlara değil, insanlar makamlara şeref kazandırır.
Lâ-Edrî
TEBESSÜM
Bektaşî İstanbul’da gezinirken, padişahın sarayı olduğunu zannettiği görkemli bir binanın yanından geçiyormuş. Binanın önünde şatafatlı bir fayton durmaktaymış.
Binadan sırmalı elbiseleri olan adam çıkınca, muhafızlar selama durmuş. Adam faytona binerken, Bektaşî meraklanmış ve muhafızlardan birinin yanına yaklaşarak sormuş: - Faytona binen padişah mıdır? - Hayır, padişahın kuludur. Bektaşî, önce faytondaki adama bakmış, sonra da kendi üstünün başının perişanlığına. Sonra, ellerini açarak;
- Hey Allah’ım. Bir padişahın kuluna bak, bir de senin kuluna!