ÖSYM, önce YGS sorularının tamamını açıklamayacağız, ileri ki günlerde kısım kısım, oda sadece sınava girenlere, diyerek anlamsız bir tutum sergileyerek öğrencileri belirsizliğe itti.
Her yıl olduğu, gibi bu yılda şaibeli sorular polemiği yaşanmasın diye de, alelacele üç gün içinde sonuçları açıkladı.Ve bir rekora da imza atmış oldu.
ÖSYM Başkanı Ali Demir Bey, göreve ilk geldiği günden itibaren yakın takibimizle de gördüğümüz gibi, kendi kurumunda pek çok ilklere imza atmış oldu(başarısızlık ve beceriksizlik alanında).Üzerine çokça gidilince de, bakınız durumunu biz mağdur vatandaşlara ne kadar güzel ve manidar bir biçimde açıklamıştı.”Olabilir, acemiliğimize denk geldi, SEHVEN hata yapmış olabiliriz”.Bakar mısınız mazeretin güzelliğine. Okulda ev ödevini yapmayan öğrenci bile,öğretmenine bundan inandırıcı bahaneler bulabilir. Yıllarca emek veren, maddi ve manevi çaba ortaya koyan ve hayatı, geleceği birkaç saatlik sınava bağlı olan öğrencilere ve onlarla beraber ailelerine söyleyecekleriniz sadece bu kadar mı? “SEHVEN” hata yaptık. Ayıp, size hem de çok ayıp.
Ama yiğit lakabıyla tanınır tabiriyle Sayın Demir’e zamanın da her sınavda yapılan hatalar sonrası yaptığı açıklamalarda “Sehven olmuştur” açıklamalarıyla bendenizde kendilerine” Sehven “deyivermiştim. O dönemde de bu lakap, patlamış gitmişti.
Bir hatırlatma da bizden Sayın ÖSYM Başkanımıza;
Bizim çocuklarımız “Sehven” dünyaya gelmediler.
Bu aileler, çocuklarını okutabilmek için “Sehven” paralar da kazanmadılar.
Çocukluğunun en güzel dönemini sınav kapılarında geçiren öğrenciler, YGS sınavına da “Sehven” gelmediler.
Bu topraklar, bu ülke ne yazık ki “Sehven” kurulmadı.
Şehitlerin kanları da “Sehven” akmadı.
Gelecek ile ilgili umutlar “Sehven” yeşermedi.
Her sınav sonrası skandallardan ve gözü yaşlı gençleri görmekten yorulduk artık. Tamam, size bir görev verilmiş, ama ilk günden bu yana başaramadınız. Bunu anlamak ve hatadan dönmekte bir erdemdir Sayın Ali Demir Bey. Şimdi en büyük korkumuz bizim çocukların sınav zamanına kadar sizin hala o koltukta oturuyor olmanızdır. İnanın çocuklarımızın gözyaşlarına ne yüreğimiz, dayanır ne de sabrımız. Hazır” tez “yolsuzluğu iddiaları da gündeme gelmişken ve daha fazla can yakmadan siz ve ekibiniz gidebilmeyi bilmelisiniz. Belli ki sizler bu makama “Sehven” geldiniz. Bari hiç olmazsa halkın sesine kulak vererek “Cebren” gidiniz.Tekrar adaylığınıza duyduk ve ürktük açıkçası..
GÜNÜN SÖZÜ
Hiçbir zenginliğin yoksa, insanlara tebessüm yağmurları yağdır.
Goethe
TEBESSÜM
İki haftalık evli bir çift… Adam bir akşam yalnız başına çıkıp arkadaşlarıyla vakit geçirmek ister. Karısına der ki:”Canım, ben çıkıyorum!”karısı sorar:”Nereye gidiyorsun hayatım?” “Kahveye gidiyorum arkadaşlarla bir çay içeceğiz!” Kadın “Aman da aman, benim kocacığım çay mı istiyormuş?”diye hemen mutfağa koşarak ve istediği çayı kocasının önüne koyar. Adam bunun üzerine izaha kalkışır:”Benim düşünceli karıcığım! çok teşekkür ederim ama kahvede biliyorsun ince belli bardakta…”Daha lafını bitirmeden kadın hemen mutfağa koşar ve ince belli bardaktaki yeni çayı hazırlayıp adama getirir:”Aman da aman, benim kocacığım çayını ince belli bardakta mı istiyormuş?”Al bakalım adam son bir sabırla kadına derki ama karıcığım kahvede hani erkek erkeğe bir muhabbet vardır bilirsin! Kendi aramızda ‘rahat’ konuşuruz!” “Aman da aman benim bir tanecik kocam erkek erkeğe muhabbet etmek mi istiyormuş?” diye gülümser ve kadın der ki: “Bana bak! Git şu mutfağa ve çayını doldurup zıkkımlan, hiçbir yere gitmiyorsun! Anladın mı koçum?”