Mevlana Hazretlerine sormuşlar;
“O kadar okursun, o kadar yazarsın, ne bilirsin?” Mevlana şu cevabı vermiş; “Haddimi bilirim.”
Ekranlarda her kesimin sinirlerini hoplatan ama ısrarla da konuşturulan, kimin torpillisi olduğu belirsiz bir sözde gazeteci var.Bol makyajlı, hafif frikikli davranışlarıyla, her konuda çok şey biliyormuş gibi yapıp,tek derdi ortalık karıştırmak olan, görmeye tahammül etmekte zorlandığımız zamane sözde gazeteci,”Alçı”sız hanım.Bunun birde kendisinden beter ahlakta bir kocası var ki düşman başına.Çok şükür bir süredir ağzının ayarsızlığının cezasının hürmetine ortalıklarda görünmüyor.Darısı şuursuz karısının başına.
Yıllarca FETÖ’ nün avukatlığını yapıp ekranlarda iltifata boğan, bankasından aldığı krediyle boğazlarda yalılar alan ama ne hikmetse hakkında hiçbir işlem yapılmayan bu şahsiyet bu seferki saçmalamasıyla artık cami duvarına işedi.
Öğrencilerine bilgisayar başında ders verirken balkondan düşen çocuğunun ölüm haberi ile kahrolan öğretmen ailenin,pandemi nedeniyle özel okulların kapanmasıyla işsiz kalan binlerce öğretmenin,tablet bulamadığı için eğitimden mahrum kalan bunalıma giren öğrencinin,çocuklarına bilgisayar internet alamayan babanın çaresizliği kime göre “rahatlık” olabilirmiş anlat bakalım.
Ülkemizin kurucusu Atatürk’ten başlayarak uzayıp giden yanlışlar silsilesinin en son halkası,vefakar öğretmenlerimize dil uzatmak ve hadsizliğini gösterdi.Reklamın iyisi kötüsü olmaz düsturuyla kendinden söz ettirmekten başka düşüncesi olamayan bu şovmenin provokasyonlarına karşı resmi makamlarca bir yaptırım uygulanmaması.Buna kesin haddini bildirecek bu ülkenin milli eğitim bakanı var,STK’ları var,veli ve öğrenci dernekleri var. Şuursuzca zikredilen ve birilerini inciten hiçbir söz cezasız kalmamalı.Her konuşması kasıtlı kışkırtma dolu olan bu sözde gazeteci için resmi makamlardan gelecek ciddi bir cezai işlem beklemek hakkımızdır.
GÜNÜN SÖZÜ
“Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır.”
Hz. Mevlana
TEBESSSÜM
İki Yahudi arkadaş bir Katolik kilisesinin önünden geçiyormuş. Kilisenin duvarında, Katolik olmayanlara hitap eden büyük bir afiş asılıymış:
“ Bize gelip Katolikliği kabul ederseniz hemen 30 bin dolar nakit para alacaksınız! ”
Yürümeye devam eden iki arkadaş bu teklifin ciddi olup olmadığını tartışmaya başlamış. Bir hafta sonra, aynı kilisenin önünde yeniden buluşmuşlar ve biri diğerine sırrını açmış:
“ O teklifin ciddi olup olmadığını hala merak ediyorum. ” Bunun üzerine arkadaşından küçümser bir tavırla şu cevabı almış:
“ Ah siz Yahudiler, aklınız fikriniz para! ”
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?