İsrailli hahamların elinden ödül alma şerefiyle!böbürlenip mağrifetmiş gibi bunu gurur abidesi yapan,İsrail le her fırsatta iyi ilişkiler kurabilmek için çırpınan değerli büyüklerimiz;
Batı Şeria’da bulunan İsrail hahamlar şurası, Tevrat’ın savaş sırasında kadınların ve çocukların öldürülebileceğini söylediğini iddia ederek İsrail ordusundan Filistin ve Lübnan’da sivillere yönelik saldırılarını arttırmasını istedi.
Genel olarak Arap dünyası için özellikle de de Lübnan halkı için şaşırtıcı olmayan bu fetva ile Hahamlar Şurası’nın toplu açıklaması, İsrail’de yayın yapan yedi televizyon kanalından da yayınlandı.
Hahamlar Şurası’nın söz konusu fetvasında “Tevrat, savaş sırasında kadınların ve çocukların öldürülmesini caiz görmektedir, Gazze’de ve Lübnan’da kadınlara ve çocuklara acıyanlar, İsrail’deki kadınlara ve çocuklara vahşi bir gözle bakıyor demektir” ifadesine yer veriliyor.
Bu şeytani fetva bizlere gayri insani gelse de, Siyonist Yahudiler için, gayet tabiidir. Çünkü onlara göre, Yahudi olmayan bütün insanlar hayvan yerindedir. Öldürülmeleri ve zahmet edilmeleri caizdir.
“Yahudi olmayan, insan değildir!”
“Yalnız İsrailoğulları insandır, diğerleri değildir.” Talmud’un “Abodah Zarah” kısmı Hazreti Musa’nın “Yabancıları sev” emrini çürütmeye çalışır ve “buradaki yabancının gayri Yahudi olmadığını” “başka bir Yahudi” olduğu tezini ortaya atar. Gayri Yahudi’nin bir “kardeş” olamayacağını, hiçbir zaman da sevgiye mahzar olamayacağını açıkça beyan eder. Abodah Zarah da daha ileriye giderek gayri Yahudilerin murdar varlıklar olduğunu söyler ve bunlar tarafından dokunulacak herhangi bir yiyecek ve içeceğin bozulacağını söyler. Gayri Yahudi tarafından dokunulacak şarabı bir sürü misaller ile gösterir. Mesela bir eve bir gün hırsızlar girip evde ne varsa götürmüşler. Fakat evde bulunan şaraplardan bir kaçını götürememişler. Ev sahibi Yahudiler bölge Rabbisine müracaat ederek bu şarabın kullanılıp kullanılamayacağını sormuşlar. Rabbi ise gülümseyerek ev sahibinin şarabı rahat rahat kullanabileceğini, bu şaraba hiçbir gayri Yahudi’nin el sürmediğini, zira şehirdeki bütün hırsızların Yahudi olduklarını söylemiştir. Rabbi, hırsızların ev sahibinin bir Yahudi olduğunu bilmeden eve girdiklerini de anlatmıştır.
Talmud’un Baba Bathra 54 kısmında şöyle denir:
“Gayri Yahudi’nin sahip olduğu mal, çölde ayağınızın altındaki sahipsiz araziye benzer, kim evvel alırsa onun olur.” Tevekkeli değil tarih boyunca kimin eline bir Talmud geçse koşup yakmış, eğer Talmud’u aklı selim sahibi insanlar bugüne kadar bu şekilde yakmasaydılar, belki bugün “Talmud bizim evimizi barkımızı yakacaktı.”
Musevilerin bugün okumakta oldukları Tevrat, -Kur’an’da bildirildiği üzere- tahrif edilmiş, bazı Yahudi din adamlarınca eklemeler ve çıkarmalar yapılmak suretiyle aslından uzaklaştırılmıştır. Buna rağmen bugünkü Tevrat’ta, Hak Din’e uygun pek çok ifade de yer almaktadır. “Allah’a içten yönelmek, teslimiyet, şükür, Allah korkusu, Allah sevgisi, adalet, şefkat, merhamet, zulme ve haksızlığa karşı koyma” gibi pek çok “Hak Din” özelliği taşıyan hükümler, hala Musevilerin bugün okumakta oldukları Tevrat’ta mevcuttur.
Ancak insanlar tarafından türlü menfaatler uğruna değiştirilen Tevrat’ta, kan dökmeye, toplu katliamlara, acımasızlığa teşvik eden açıklamalar da bulunur.
Bugün Yahudilerin bu batıl ve barbar kurallara göre din anlayışı benimsemeleri; yani yozlaştırılmış ve çarpıtılmış şekilde olan hükümlere göre hareket etmeleri son derece yanlış olacaktır. Hz. Musa (as)’nın vefatından çok sonra, bir kısım hahamlar tarafından Tevrat’a eklenen bu tür izahlar, Kabala’dan esinlenen kin, öfke ve intikam hislerinin bir sonucudur. Gayri insani ve dehşet verici nitelikte olan bu ifadeler, Hz. Musa (as)’ya indirilen gerçek Tevrat’ta yoktur. Bu gerçeği çok sayıda Yahudi din bilgini de gayet iyi bilmektedir. Bu günkü Tevrat’ın akla ve ahlaka aykırı tarafları, Siyonist planların sonucudur.
Ancak halen Yahudilerin bir bölümü, vahşeti, Tevrat’ın yerine getirilmesi gereken bir hükmü olarak görmektedir. Tevrat’ın iyiliği, güzelliği, barışı ve sevgiyi öngören bölümlerini dikkate almayan bu kişiler, aslında Tevrat’ın orjinalinde yer almayan insanlık dışı hükümlerine göre hareket ederek kan dökülmesine sebep olmaktadır. Bu gidiş, herkesten önce kendi felaketlerini doğurur.
Bugün artık Siyonistler “Büyük İsrail”porjesi için tüm dünya Müslümanları için düğmeye basıp toplu katliamlarına başlamıştır.Sadece Gazze ye bağlı kalıp dünyadaki diğer Müslüman ve Türkmenlerin katliamlarına seyirci kalan biz Müslümanlar ise asıl ve son hedefin biz olduğunu,sıranın bizde olduğu daha ne zaman anlayacağız ki..Onlar asla barış,güzellik peşinde değiller..Dertleri Müslümanların soyunu tüketmek.
Biz yine onlarla şirin şirin geçinmeye, verdikleri sözde ödülleri koşa koşa gidip almaya,övgüler yağdırmaya,ürünlerini kullanmaya devam edelim..
GÜNÜN SÖZÜ
“Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dostlar edinmeyin. Onların bazısı, bazısının dostlarıdırlar. İçinizden kim onları dost edinirse şüphe yok ki, o da onlardandır. Muhakkak ki Allah o zalimleri hidayete, doğru yola iletmez.” (Mâide Sûresi,5:51)
TEBESSÜM
Yahudi nin biri, pazara topal eşeği satmak için götürür, fakat alıcıyı kandırsın diye eşeğin tırnağına çivi çakar.Eşeğe bir Kayserili müşteri çıkar. Kayserili ayakta ki çiviyi görür, içinden ‘çiviyi çıkarırım düzelir diye düşünür, eşeği alır. Yahudi ertesi gün sağda solda övünür.
—Siz Kayserililer akılıyız diye övünürsünüz çiviyi çaktım anadan doğma sakat eşeği sattım der. Duyanlar bunu Kayseriliye anlatırlar. Kayserili eli dizine vurur:
-Tüh yahu,verdiğim para sahte olmasaydı bayağı kazıklanmıştım.