Eğitim öğretimimizde ara yıl tatili başladı.Süper notlarla doldurulmuş karnelerde,şişirilmiş notlar,takdir, teşekkür,ne ararsanız var.
Sosyal medyada paylaşımların bol olduğu takdirli karnelerden birisi de yakın bir arkadaşımın çocuğuna verilmiş.Bizim oğlan bu yılda takdir aldı teyzesi.”Öylemi evladım,bravo sana..”
Öyleyse bu süper! takdirlik öğrencimizi deneyelim bakalım.Türkiye kaç bölgeye ayrılır?
………
Sınır komşularını say bakalım..
………
Türkiye’de kaç iklim çeşidi var? Bitki örtüsü çeşitleri ile say bari.
……..
Hepsinden vaz geçtim.Üçgenin iç açıları toplamını bil bari evladım….Yok ne yazık ki oda yok…En son okuduğun kitabın adı vazgeçtim kaç kitap okudun bu dönem de… “Beş tane okumuştum”
İsimlerini,yazarlarını say demeye yüreğim kaldırmadı.Çünkü öğrencilerin pek çoğu, okuduk dedikleri kitapların özetlerini, internetten indirip, o kadarıyla yetiniyor, öğretmenlerine de onu götürüyorlar.
Ve kendilerini de o kitabı okumuş sayıyorlar.
Onlar için bu bir sorun değil.
Çünkü hemen her şeyi 8-10 kelimeyle ifade ettikleri için 8-10 sayfalık bir özet, onlar için uzun hem de çok uzun ve alkışı hak eden bir performans!
Tüm sınıfa aynı kitabı okutup, sonra öğrencilerden üçünü beşini rastgele tahtaya kaldırıp, tüm sınıfla, kitabın konusunu, kahramanlarını, yazarını, yazıldığı dönemdeki ülkeyi, ortamı ve diğer ayrıntıları konuşan kaç okul, kaç öğretmenimiz var?
Yakın çevrenizde öğrenci varsa karnelerine bir bakın.
Hele ki özel okullarda ise daha dikkatli bakın.Takdir,teşekkür almayan yok gibi.
Tüm dersler zirvede. Ama siz çocuğunuzu çok iyi biliyorsunuz ya da sonraki yıllarda sınav sonuçları gösteriyor ki çocuğunuz o kadar da iyi değil!
Öğretmenlerimiz ise anlamakta güçlük çekiyoruz, neden bu kadar bonkörler?Diye sorguladığımızda;
Çünkü üzerlerinde baskı var.Hatta yüksek not vermeyen öğretmen adeta dışlanıyor, okulla ilişkisi kesiliyor ya da günah keçisi ilan ediliyor...
Kabul edelim etmeyelim içi içeriği boşaltılmış eğitim sistemimizin sonucu bilgi fakiri evlatlarımız.Tamamen test çözmeye odaklı,birkaç konudan fazlasına gidememiş,ezbercilikle dolu,yorumdan tamamen uzak,okuduğu kitap sayısı acınacak kadar az neslimizle ne kadar övünsek azdır.
Eğitimde ve çocuklarımızın yetiştirilmesi konusunda hangi konuya el atsak, elimizde patlıyor. Çünkü hep görüntüyü kurtarmaya çalışıyoruz. Detaylar umurumuzda değil.
Kalite her zaman detaylarda saklıdır.
GÜNÜN SÖZÜ
Eğitim, gerçeklerin öğretilmesi değildir. Düşünmek için aklın eğitilmesidir.
Albert Einstein
TEBESSÜM
Öğretmen yapılan deneyin sonucunu şöyle özetledi: “Çocuklar, gördüğünüz gibi demir ile bakır açıkta kalınca oksitlenir. Yani paslanır. Şimdi size bir soru: Acaba altınla gümüş açıkta kalsa ne olur?” Arka sıradan bir öğrenci, hemen atılır: “Çalarlar öğretmenim” :))
**
Öğretmen matematik dersinde öğrencilerine sordu Bakalım Ögrenciler Nasıl cevaplar verdi:
– Çocuklar, matematik asla yalan söylemez. Örneğin bir adam bir tarlayı on günde sürerse, on adam bir günde sürebilir. Buna benzer bir örnekte siz verin bakalım.
Öğrencilerden birisi gülerek cevap verdi:
– Örneğin bir vapur Atlantik Okyanusunu altı günde geçerse, yüz kırk dört vapur bir saatte geçebilir!